İletişim; duygu ve düşüncelerin söz, el, kol, baş hareketleri yazı, görüntü vb. aracılığıyla bir kimseden başka bir kimseye iletilmesidir. Yani bu tanıma bağlı olarak iletişimin iki birim arasında iki yönlü olarak gerçekleşen bir mesaj alışverişi ve devam eden bir süreç olduğu söylenebilir Arada olan kuşak farkı, değişen günümüz şarları ve gelişen teknoloji ile birlikte annebaba ve çocuk iletişiminin boyut değiştirdiği söylenebilir. Ancak anne-baba ve çocuk arasındaki sağlıklı iletişimin önemi sadece bu alanda çalışan uzmanlar ve eğitimciler değil tüm insanlar tarafından kabul edilen bir gerçektir. Anne-baba ve çocuk arasında kurulan sağlıklı iletişim, çocuğun olumlu kimlik geliştirmesini sağlar. Ayrıca başkaları ile olumlu ilişkiler geliştirmesinin temelini oluşturur. Yapılan çalışmalar sonucunda anne-babaları ile sağlıklı iletişim içinde olan çocukların diğerlerine göre daha az endişeli tavır sergiledikleri ve arkadaş ilişkilerinde daha başarılı oldukları gözlenmiştir.

Anne- Baba ve Çocuk iletişimin temel ögeleri vardır. Tek tek bunlara değinecek olursak ilk olarak ‘’kabul’’ ögesiyle başlamalıyız. Çünkü iletişim sürecinde temel ilke kabuldur. yani her insanın kendisine özgü nitelikleri olduğunu kabul etmek, onları olduğu gibi sevmek anlamına gelir. Kabul gördüğünü gören çocuk duygularının ve düşüncelerinin kabul göreceği özgür bir iletişim şekli oluştur.

Örneğin;
ÇOCUK:Anne daha fazla pırasa yemek istemiyorum. Doydum ANNE: Hayır bir şey yemedin doymuş olamazsın Çocuk: Börek yedim Anne: Sebze yemedin Çocuk: Ama anne midem bulanıyor Anne: Pırasanı yersen miden bulanmaz Çocuk : Neden beni anlamıyorsun. Doydum dedim Bu örnekte verilen mesaj şudur: sen kendi algılarına algılarına ve düşüncelerine inanma onlar yanlış. Doğru olan benim algılarım düşüncelerim ve duygularım. Çocuğun farkındaolmadan üst bilişine kendi benliklerine, kararlarına karşı olumsuz tutum içeren mesajlar yerleştirmiş olursunuz. Buda az önce bahsettiğim gibi olumlu kişilik oluşumuna ket vurur. Bunun yerine çocuğa kendi sınırlarınız içinde özerk alanlar yaratmalı ve saygı duymalısınız. Diğer bir iletişim ögesi ise dinlemektir. Tüm insanlar hangi yaşta olursa olsun  dinlenmekten hoşlanırlar. Çocuklar ise dinlemeye karşı daha duyarlıdır. İletişim diyince akla her ne kadar ilk konuşma gelse de dinlemek, konuşmaktan daha etkili bir iletişim aracıdır. Çocuk konuşurken onu yöneltme, emretme, utandırma ve alay etme gibi yakşımlardan uzak durulmalıdır. Ancak dileme de duruma göre iki şekilde olur. Bunlardan biri çocuk konuşurken kendi görüşlerinizi açıklamaktan çok beden ve baş hareketleriyle  dinlediğimizi belirterek olan edilgin dinlemedir. Dinleme çocuğa sen varsın, sen değerlisin gibi mesajlar verir. Aksi durumda çocuğun dinlenmemesi varoluşsal olarak yetersiz kalır. Ailede dinlenmeyen çocuk arkadaş çevresinde kötü alışkanlıklar edinebilir. Çünkü böylece
ciddiye alındıklarını düşünürler.

Dinlemenin ikinci türü kabul tepkileri, karşı tarafın gönderdiği mesajı aldığını da bir geri bildirim ile ifade etmenin esas alındığı etkin dinlemedir. Bir örnekle açıklamak gerekirse Çocuk: Anne, Ahmet oyuncak bebeğimi aldı ve bana nerede olduğunu söylemiyor.


Anne: Sen de başka bir bebekle oyna. Oyuncaklarını kardeşinle paylaşmayı öğrenemedin
hala (bu cümlede anne yargılayarak, ahlak dersi veriyor anlamaya çalışmıyor)
Anne: Bu da seni kızdırıyor ( burada ise anne olaya çocuğun penceresinden bakıyor)

İletişim engellerini ortadan kaldırarak etkin dinleme mümkün olabilir.  Sağlıklı iletişimin diğer bir ögesi empati ve dürüst olmaktır. Yani en kısa söylemi ile kendinizi onun yerine koyarak anlamaya çalışmak ve çocukların  sorduğu sorulara dürüst ve samimi cevap vermelidir. Düşük not alan çocuğunuza eğer sizinde böyle bir yaşantınız varsa ‘’ben hiç düşük not almazdım’’ demek yerine ‘’ benimde düşük notum oldu ama çok çalışarak düzelttim demek daha samimi bir yaklaşım olacaktır.Dikkat edilmesi gereken diğer bir öge de çocuğa ‘’ben dili’’ kullanmaktır. Yani çocuğun davranışlarının sizin üzerinde tesirinden bahsetmektir. Örneğin odanı çok dağıtıyorsun, hiç ders çalışmıyorsun diye yargılayıcı bir dil kullanmaktansa odanı toplamadığında üzülüyorum, kızgın hissediyorum. Ders çalışmadığında başarısız olmandan korkuyorum gibi kabul edilmeyen durumun sizde yarattığı duygu ve düşüncelerinizden bahsedebilirsiniz .