Kaygı en genel tanımıyla hatta sözlük anlamıyla kötü bir sonuç doğacak diye duyulan üzüntü anlamına gelmektedir. Kaygı korkuyla benzer bir duygudur. Kişi kaygıyı sanki kötü bir şey olacak başina bir felaket gelecekmiş gibi belli olmayan bir sıkıntı ve bir endişe duygusu olarak tanımlar. bu duygu hafif tedirginlikten panik derecesine varan değişik yoğunluklarda yaşanabilir. Peki kaygının varlığı tamamen sıkıntı yaratan bir durum mudur? yani kaygılarımızın varlığının bize kazandırdığı iyi şeyler yok mudur ? Tabi ki vardır. Çünkü hiç bir şeyden kaygı duymazsak kendimizi oluşabilecek zararlı durumlardan koruyamayız. Örneğin çok önemli bir sınav varsa yeterli düzeyde kaygı motivasyonu arttırıcı olur. Yaşanan kaygı durumlarının fazlalığı biyolojik, fizyolojik, psikolojik olarak kişi üzerinde patolojik belirtiler yaratabilir. Bu belirtilerin ne olabileceği, nedenlerini ve sonuçlarını konuşmadan önce kaygı duygusunu tam olarak netleştirmek ve korku duygusundan ayrımını yapmak gerekir.

          8 temel duygumuz vardır. Hepimiz bu duygularla dünyaya geliriz. Var olan bu duyguların duygusal, sosyal ve kültürel bağlamlarda öğrenildiğine dair genel bir fikir birliği yoktur. Buna rağmen, yaygın olarak sekiz temel duygunun varlığı kabul edilir: Mutluluk, Üzüntü, Korku, Şaşkınlık, Öfke, İlgi, İğrenme, Utanç. Görüldüğü gibi kaygı bunlardan biri değildir ama korku temel duygularımızdan biridir. Kaygı bir duygu değil bir düşüncedir. Bizim duygularımızı oluşturan şey, düşüncelerimizdir. Örnek vermek gerekirse bu virüs salgını felaket sonuçlara debep olacak, bütün insanlar ölecek daha da kötüsü bütün sevdiklerimi kaybedeceğim diye  düşünen bir insanın dehşete düşmemesi mümkün değildir. Halbuki bu varsayım haklılık içermekle birlikte tam olarak gerçekleşmeyeceği aşikardır. Evet belki bu virüs yüzünden bazı sevdiklerimizi kaybedebiliriz ancak bütün sevdiklerimizi kaybetmek çok düşük bir ihtimaldir. Yani zihinsel olarak çarpıtılmış düşünceler kaygı duygusuna hakimdir. Bir başka deyişle kaygıları yönetebilmenin yolu, düşünceleri yönetmekten geçer.Bir duyguyu yoğun yaşadığınızda şunu yapmanızı öneriyorum  beyninizden geçen iç sesi kendinize sorun şu an beynim bana ne diyor ? Ben bu düşünceye nasıl sahip oldum? düşüncemi destekleyen ve desteklemeyen kanıtlar neler ? Bu olay başka nasıl açıklanabilir? Aynı durumda başka biri olsa ona ne tavsiye ederdim ? Düşüncelerinizi, aklınıza gelen ilk şeyi yüzde yüz doğru kabul etmeden önce tekrar  gözden geçirin ve öyle kabul edin. Bu kendi zihninzde yarattığınız bilişsel çarpıtmalarınızı yakalamanıza yardımcı olacağını ve kaygınızı biraz olsa yönetebildiğinizi göreceksiniz.

      Eğer kaygınız yönetemeyeğiniz bir durumda ise ve kaygınıza yorgunluk, uyku sorunları,kalp çarpıntısı, terleme gibi belirtiler eşlik ediyorsa ve bu belirtiler en az altı aydır süregeliyorsa mutlaka bir uzmana görünmeyi ihmal etmeyin.