Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) günümüzde çocukları en yaygın etkileyen zorluklardan biridir. DEHB’nin en yaygın belirtileri dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüselliktir. Bu nedenle DEHB’ye sahip çocuklar dikkatsizlik nedeniyle yaptığı işlere odaklanamazlar, hiperaktivite nedeniyle ortama uymayan aşırı davranışlarda bulunabilirler veya dürtüsellik nedeniyle ansızın düşünmeden meydana gelen aceleci ve fevri tavırlar sergileyebilirler. Okul ortamı derslere odaklanabilmeyi, okulun belirlediği kural ve sınırlara uyumun beklendiği bir alan olduğundan DEHB genellikle çocuklar okula ilk başladığında fark edilir. DEHB olan çocuklar sınırlı dikkat sürelerine sahip olduğundan okul ortamına uyum sağlamakta ve derslerine odaklanmakta sıkıntı çekerler.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Türleri Nelerdir?
DEHB genellikle üç ayrı kategoride tanımlanır. Dikkatsiz, hiperaktif veya karma tip. Tanılar son altı ay içinde ortaya çıkan semptomlara göre konulur. Dikkatsiz kategoride yer alan çocuklar genelde detaylara dikkat etmeden iş yaparlar bu da okul hayatlarında veya sınavlarda sık sık hatalar yapmalarına neden olur. Uzun konuşmalar, sohbetler veya dersler gibi uzun periyod süresi içeren etkinliklere odaklanmakta sıkıntı çekerler. Hatta konuşurken sizi dinlemediklerini hissedebilirsiniz çünkü odaklarını ve dikkatlerini sizde tutmaları bir hayli zordur. Talimatları takip etmekte zorluk çekerler, bu da okul görevlerini aksatır ve ders performanslarını düşürür. Ders çalışmayı ve dinlemeyi başarsa bile odakları çok çabuk kayar. Zamanı yönetmekte sıkıntı yaşayabilirler. Sınav tarihlerini veya ödev teslim tarihlerini sık sık unutup karıştırabilirler. Günlük hayatta veya okulda kullandıkları eşyaları kaybetmeye yatkındırlar.
Hiperaktif kategoride yer alan çocuklar ise günlük hayatlarında veya okul hayatlarında uzun süre aynı yerde oturmakta zorlanırlar. Bu da çocukların derste durmadan ayağa kalkıp dersi bölmelerine sebep olur. Sessizlik gerektiren yerde bulunmakta zorlanır ve sessiz olmakta sıkıntı çekerler. Her zaman hareket halinde olmaya yatkındırlar. Konuşkandırlar ve sabırsız dinleyicidirler. İnsanların cümlelerini yarıda kesebilirler. Bekleme gerektiren aktivitelerde zorlanırlar. 
      Karma kategorisinde yer alan çocuklarda dikkatsiz ve hiperaktif kategori semptomları kombinasyonlar halinde gözlemlenebilir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?
DEHB’nin spesifik nedenleri bilim insanları tarafından henüz tanımlanamasa da genetiğin ihtimali arttırdığı yadsınamaz bir gerçektir. Ancak insan ruhsallığındaki diğer örnekler gibi DEHB de sadece genetik değil çevresel koşullar tarafından da (travmatik sayılabilecek yaşantılar, ebeveyn tutumları gibi) şekillenmektedir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Teşhisi Nasıl Konur?
DEHB teşhisi alanında uzman bir profesyonel tarafından yapılan değerlendirmede (psikiyatrist veya klinik psikolog) çocuğun ebeveynlerinden ve öğretmenlerinden gelen gözlemler de göz önünde bulundurularak sonucu konur. DEHB için özel bir laboratuvar testi bulunmadığından öğretmen ve ailenin sistematik bir biçimde objektif bilgiler vermesi gerekir. Olağan dışı davranışlar ve göze batan aşırı tepkiler liste halinde bildirilmelidir. Görme ve işitme taraması da DEHB’nin saptanmasına yardımcı olur.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Tedavi Edilebilir Mi?
DEHB, psikoterapi ve/veya ilaç kullanımı ile tedavi edilebilir. İlaç kullanımı bilinçli ve kontrollü bir şekilde doktor yönetiminde yürütülmelidir. Psikopterapi süreci ise DEHB’nin belirtilerini yönetmeye ve çocuğun dünyasındaki anlamını keşfedip daha işlevsel hale evirmeye odaklanır. DEHB’ye sahip çocukların ebeveyn ve öğretmenlerinin çocuğa dair tutum ve davranışlar çocuğun gelişimi ve hastalığın gidişatı açısından önem taşır. DEHB için psikoterapi süreci öğretmen, ebeveyn ve çocuk arasında dikkatli bir koordinasyon gerektirir.. Aynı zamanda DEHB sahibi çocuklar ebeveynlerince düzenlenen rutinler ve açık yönergelerden yararlanabilirler. Örneğin anne babaların DEHB sahibi çocuklarına açık talimatlar vermeleri, talimatların anlaşıldığından emin olmaları ve basit kelimeler kullanmaları gerekmektedir. Konuşurken çocuğa odaklanmak bu tip iletişimde daha da önem taşır. Ebeveynler çocuğa çoklu görev vermekten ve çocuğun çevresinde dikkat dağıtıcı unsurlar bulundurmaktan kaçınmalıdır. DEHB sahibi çocuklar yaşıtlarından daha fazla gözetim ve kontrol gerektirebilir. Çocuğun öğretmeni ile sürekli iletişim altında olmak ve gelişimini kaydedici listeler yapmak yararlı olacaktır. Ebeveyn olarak çocuğu yargılayan ve DEHB’ye iyileştirilmesi gereken bir hastalık olarak değerlendiren bakış açıları değiştirilmeli, empatik, çocuğun iç dünyasına ve yaşadığı zorluğun kaynaklarına dair meraklı, güvende hissettiren bir tutum sergilenmelidir.