Eğitime erişimde teknolojik imkanlara sahip olunmasına dikkat çeken Eğitim Reformu Girişimi Kıdemli Politika Analisti Yeliz Düşkün, “2021 yılında eğitim Covid-19 salgınından büyük oranda etkilenerek geçti. Türkiye’de nitelikli eğitime erişimde halihazırda var olan eşitsizlikler salgın sürecinde daha da belirgin duruma geldi. 2021 yılında okullar önceki yıla göre daha uzun bir süre yüz yüze eğitime devam etti ancak buna karşın 23 Kasım 2020-12 Şubat 2021 ve 29 Nisan-14 Mayıs 2021 tarihleri arasında tüm okullar kapalıydı. 2 Mart-28 Nisan 2021 tarihleri arasında ise okulların açık olup olmaması illerin risk düzeyine göre belirlendi.

Eğitime erişim

Yoksulluk eğitime erişimi pek çok açıdan olumsuz etkileyen bir durumken uzaktan eğitim sürecinde internet altyapısı ve teknolojik araç-gereç  eksikliği erişime büyük bir engel oluşturdu. Özellikle yüzyüze eğitime uzun süre ara verilen, 2021’in ilk aylarında erişim önemli bir sorun oldu. Uzaktan eğitime erişemeyen çocuklar “öğrenme kaybı” riskiyle daha güçlü biçimde karşılaştıkları gibi okuldan uzak kalmanın çocuklar üzerinde sosyal ve duygusal gelişim bakımından da olumsuz etkileri olduğu düşünülüyor” diye konuştu.

“En güncel veri olan 2020-2021 eğitim-öğretim yılına ilişkin MEB verilerine göre okulöncesi, ilkokul ve ortaokul kademelerinde çocukların eğitime erişimi azaldı” diyen Düşkün, “Özellikle okulöncesinde 3-5 yaş için önceki eğitim-öğretim yılında %41,8 olan net okullulaşma oranı büyük bir düşüş yaşayarak %28,4’e geriledi. Okulöncesi eğitimin önemi ve bu kademede eğitime erişimin artırılması yönündeki beklentiler ve hedefler düşünüldüğünde bu düşüş oldukça olumsuz bir durum. Okul çağındaki Suriyeli çocukların okullulaşma oranı önceki yıla göre az da olsa arttı. 2019-20’de %63,3 olan okullulaşma oranı 2020-21’de %64,4 oldu. Okula kayıtlı olmayan Suriyeli çocuk sayısı ise 425.666.

Öğretmenler

2020-21 eğitim-öğretim yılına ilişkin verilere göre Türkiye’deki öğretmen sayısı 950.090’ı resmi, 162.215’i özel kurumlarda olmak üzere toplam 1.112.305 oldu. 2020-21 eğitim-öğretim yılında resmi kurumlardaki öğretmen sayısı bir önceki yıla göre %0,8 arttı. Özel öğretim kurumlarında ise tüm kademelerde öğretmen sayısı %7,2 azaldı. Okulöncesi kademesinde özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmen sayısı %15,0 azaldı. Öğretmen sayısındaki azalmanın ne kadarının istifa, emeklilik vb. nedenlerden kaynaklandığı bilinmese de veriler özel okullarda özellikle okulöncesi kademesinde yoğun bir işten çıkarma yaşandığına işaret ediyor. Özel sektörde çalışan öğretmenler sendika kurdular” ifadelerini kullandı.

“Arz-talep arasındaki dengesizlik sürdü”

Öğretmen atamalarına değine Düşkün, “Mart 2021’de 19.999 öğretmenin ilk ataması yapıldı. 15.000 öğretmenin daha ek atamasının yapılmasına karar verildi ancak bu öğretmenlerin göreve başlamaları 2022’de olacak. Bu sayı dahil edildiğinde bile toplam öğretmen ataması son 15 yılın ortalamasının altında kalıyor. Dolayısıyla öğretmen açığı 2021’de de kapatılamadı. Ücretli öğretmenlik uygulaması devam etti ve ücretli öğretmenlerin gelirlerinin düşük olması önemi artan bir sorun oldu. 2021 yılında Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi’ne (ÖABT) giren ve sınavı geçerli sayılan kişi sayısı 307.773 oldu. Bu sayı, atanabilecek olanların çok üzerindedir. Dolayısıyla öğretmenlikte arz-talep arasındaki dengesizlik sürdü” dedi.

Düşkün şöyle devam etti: “Önceki yıl, öğretmen adaylarının sayısının artmasına neden olan ve yöntemsel ve nitelik olarak de eleştirilen pedagojik formasyon sertifika programlarının kaldırılması yönünde kararlar alınmıştı ancak 2021’de bu karardan geri adım atıldı ve sertifika programı uygulaması sürüyor. 2021’de öğretmen maaşları ABD doları ve satınalma gücü bakımından düştü. Yüz yüze eğitimin kapalı olduğu süreçte öğretmenler açısından en büyük sorunlardan biri öğrencilere ulaşmaktı. Özellikle çeşitli nedenlerle özel önlem gerektiren çocuklara ulaşmakta ve onları eğitime katmakta zorlandılar. Öğretmenlerin dijital yetkinliklerini artırma ihtiyacı arttı. Bazı öğretmenler bunu bir avantaj olarak değerlendirdiler. ERG’nin görüştüğü bazı öğretmenler salgın sürecini mesleki olarak geliştikleri bir dönem olarak değerlendiriyor ve Öğretmen Ağı gibi mesleki dayanışma ağlarının da burada rol oynadığı görülüyor.

Eğitime ayrılan kaynaklar

2021 yılında MEB’in bütçesi 146 milyar 920 milyon 234 bin TL, toplam eğitim bütçesi ise 211 milyar 933 milyon 156 TL oldu. Önceki yıla göre toplam eğitim bütçesinin gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranı arttı ancak eğitim bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı 2016’dan bu yana azalıyor ve 2021 yılında da azaldı. Bütçeye dair en önemli gelişmelerden biri yatırımlara ayrılan payın artırılması oldu. İkili öğretimin sonlanması, okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması gibi hedefler bakımından yatırım bütçesi büyük önem taşımaya devam ediyor.”

Millî Eğitim Şûrası’na da değinen Eğitim Reformu Girişimi Kıdemli Politika Analisti Yeliz Düşkün, “1-3 Aralık 2021 tarihleri arasında MEB tarafından son 7 yıldır toplanmayan Millî Eğitim Şûrası “Eğitimde Fırsat Eşitliği” başlığıyla toplandı. Şûrada alınan tavsiye kararların katılımcılık, kanıt temellilik ve uluslararası sözleşmelerle tanınmış çocuk haklarına uygunluk bakımından değerlendirilmesi gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Zana Avna