REFORM HABER- Niğde Üniversitesi Muhasebe Bölümü mezunu olandaha önce Kürşat Tüzmen ve Şahinbey Kapalı Spor Salonu gibi kurumlarda ders veren Bozkurt Ezogelin Eğitim Merkezi’nde ders vermeye devam ediyor. İşaret dilini öğrenmesinin en büyük nedeninin işitme engelli bireylerin hayatına dokunmak olduğunu söyleyen Bozkurt, üniversitede okuduğumda kaldığım yurdun karşısında işitme engelliler okulu vardı. Oradan gelip geçerken öğrenciler sürekli bana bakıp mimikleriyle bir şeyler söylemeye çalışıyorlardı ama ne demek istediklerini anlamıyordum. Bana ne demek istediklerini merak ediyordum ve bir işaret dili kursuna yazılmak istedim. Fakat Niğde’de eğitim veren bir kurum bulamadım. Daha sonra arkadaşlarımın desteğiyle halk eğitimine işaret dili kursunun açılması için başvuruda bulunduk ve başvurumuzu kabul ettiklerini belirtti.


 
Bozkurt: “Niğde’de aldığım eğitim bir işe yaramadı. Sadece kelimeleri öğrettiler ve onlarla iletişime geçemiyordum. Kısacası aldığım eğitim havada kaldı. Daha sonra kendi çabalarımla internetten video izleyerek kendimi geliştirmeye çalıştım. Temel konuları öğrendikten sonra okulun önünden geçerken onlarla iletişime geçtim ve buna çok sevindiler” dedi.


“Bu Dilin Bana İş İmkanı Sağlayacağını Hiç Düşünmedim”
Ders vermesinin şans eseri olduğunu belirten Bozkurt, bu işin bana maddi imkan sağlayacağını hiç düşünmedim. Kursta aldığım seviye 1’in bana yetmediği için onlarla iletişim kuramıyordum. Ankara’ya giderek seviye 2’yi de aldım ve onlarla daha çok iletişime geçme fırsatım oldu. İşitme engelli bireylerle daha çok konuşmak, onların derdini dinlemek, neyden hoşlandıklarını, ne yapmak istediklerini ve ne gibi sıkıntılarının olduğunu artık anladığını, ifade etti.
 
“Kimi zaman zorlanıyorum”
İşaretlerde yöresel farklılık olduğu için sıkıntı yaşadığını söyleyen Bozkurt, bunun yanı sıra işitme engellilerin bazen agresif olduklarını, çabuk sinirlendiklerini ve onları incitmemek için daha çok çaba sarf ettiğini, belirtti. İnsanların işaret diline ilgisi hakkında konuşan Bozkurt: “ İnsanların ilgisi son zamanlarda artmış durumda. Eskiden bu dil körelmişti. Kimse bilmiyordu ve ilgilenmiyordu. İşitme engelli bireyler kendi dünyalarında yaşıyorlardı. Dışarıya kolay kolay çıkamıyorlardı. Bu bireylerin topluma kazanmanın yolu bu dili herkese öğretmekten geçiyor. Bu yüzden işaret dilinin okullarda zorunlu ders olarak verilmesini istiyorum. Son zamanlarda devlet ve medya bu dilin yayılmasında önemli katkıda bulundu” dedi.
 
Bu dersi alan öğrencilerin ilerde bir iş imkanı sağlayacağından ziyade manevi boyutuna ağırlık vermelerini isteyen Bozkurt: “ Bu mesleği elimden geldiğince yaymak istiyorum. Herkesin öğrenmesini, işitme engelli bireylerle empati kurmalarını ve ne hissettiklerini bilmelerin istiyorum” ifadesinde bulundu.
 
Son olarak bu ders sayesinde öğrencilerinde farkındalığın arttığını belirten Bozkurt, bu dersi alan öğrencilerim işitme engelli bireylerle daha rahat konuşmaya başladılar. Daha çok duyarlı davrandılar. Ve son zamanlarda işitme engelli bireyler daha çok sosyal hayata girdiklerini, söyledi. Bozkurt: “Benim tavsiyem insanlar bu dili öğrensinler ve çocuklarının öğrenmelerini de sağlasınlar. Bu bir engel değil” dedi.