REFORM HABER-  Uzmanlar, Gaziantep merkezli önceki gün meydana gelen iki depremin panik yaratmaması gerektiğini söylerken, Gaziantep’in deprem geçmişinde yaşananlar oldukça dikkat çekici.
Yeryüzünde en hasarlı 3. deprem Halep-Gaziantep-Antakya üçgeninde yaşanırken, bu fay hattında son büyük deprem, 200 yıl önce 1822’de yaşandı.


Deprem riskinin en az olduğu iller arasında yer alan Gaziantep’te peş peşe 2 deprem meydana gelmesi bir anda deprem riskini gözler önüne serdi.  

Neredeyse 500 senedir deprem üretmeyen ve ülkenin genelinde yaşanan son depremlerin aktif hale getirmesinden korkulan Doğu Anadolu Deprem  Fay Hattı’na kuş uçumu 35 km mesafede bulunan Gaziantep’te peş peşe iki deprem yaşanması Gaziantep’teki eski depremleri akıllara getirdi.



 

DEPREM KORKUTTU


Türkiye deprem haritasında üçüncü deprem kuşağı içinde bulunan Gaziantep’te seneler sonra yaşanan deprem korkuttu. Birer dakika ara ile yaşanan depremlerin birincisi merkez üssü Şahinbey ilçesi Yamaçtepe oldu, ikincisinin merkez üssü de Şehitkamil. AFAD kısa süreli depremlerden Şahinbey’de ki sarsıntı büyüklüğünü 2.9 olarak açıkladı. Şehitkamil’de meydana gelen depremin şiddeti ise 3 olarak duyuruldu.

MERKEZ ÜSSÜ GAZİANTEP

Bölgede yıllar sonra merkez üssü Gaziantep olan depremlerin yaşanması şaşkınlık yaratırken, Gaziantep’teki eski depremleri akıllara geldi. Şehitkâmil’deki depremin derinliği 6.92 kilometre olarak ölçüldü. merkez üssü Şahinbey ilçesi olan 2,9 büyüklüğünde depremin ise  yerin 6.94 kilometre derinliğinde meydana gelmesi uzmanları endişelendirdi.

DEPREM HARİTASINDA KRİTİK BİR NOKTADAYIZ


Gaziantep’in Türkiye için önemli bir şehir olduğuna dikkat çeken bilim insanları, “Gaziantep bölgesini özel olarak değerlendirmek gerekirse, Gaziantep özellikle son 20 yılda Türkiye’nin diğer illerine baktığınız zaman sessiz, içten içe ama çok hızlı bir şekilde ivme kaydediyor. Gaziantep’te baktığınız zaman zemini kazdığınızda birçok yerde birkaç metrede sert zemin çıkabiliyor. Gaziantep’te yüzeyden itibaren kötü toprağın, kötü zeminin bayağı bir hacim kapladığı bölgelerde var” diye görüş belirtiyorlar.

İŞTE GAZİANTEP’İN ESKİ DEPREMLERİ…

Gaziantep, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden birisi. Bulunduğu jeolojik yapı nedeniyle, tarih boyu çok fazla deprem yaşadı. Bunlardan en etkilisi, 1138 Büyük Halep depremi ve 1822 Büyük Antakya depremi oldu. Her iki depremde de Ayintab büyük zarar gördü. Ayintab ile ilgili bilinen en eski deprem ise Dülük bölgesinde yaşandı.

DÜLÜK’TEKİ EN ESKİ DEPREM

Dünyanın ilk yerleşim merkezleri arasında bulunan antik Dülük kenti (Doliche), Selefkos takvimiyle 800, miladi takvime göre ise 499 yılında büyük bir deprem yaşıyor. Tarihin ilk çağlarında, zaten Ayıntab ismine rastlanılmıyor ve bölge insanlarının yaşadığı yer Dülük. Büyük depremde, Dülük Kalesi ve kasabası harabeye dönüyor. Miladi 527-565 yılları arasında bu bölgeden uzaklaşanlar, 10-12 kilometre güneydeki Ayıntab kalesi ve çevresinde yaşamaya başlıyorlar.

DÜNYANIN EN BÜYÜK 3. DEPREMİNDE AYİNTAB HARAP OLDU

Tarihin en şiddetli ve etkisi büyük 3. depremi olarak anılan deprem, 1138 yılında Halep’te meydana geldi. Büyüklüğü tam bilinmeyen deprem sonrası 230 bin insan hayatını kaybetti. Ölen insan sayısı ile listenin 3. sırasında yerini aldı. Tarihin en fazla can kaybına neden olan üçüncü depremi, Suriye'nin kuzeyindeki Halep şehrinde 11 Ekim 1138'de yaşandı. Ayintab’in hemen yanı başında yaşanan deprem, bölgeyi de harabeye çevirdi. Ayintab, o depremden fazlasıyla etkilenirken, adeta harabeye döndü. 1343 senesinde Şam bölgesinde yaşanan deprem, Ayintab ve havalisini de ciddi anlamda etkilemişti.

1822 DEPREMİNDE 20 BİN KİŞİ ÖLDÜ

15 Ağustos 1822 gecesi saat 02.30 civarlarında, Ayintab-Antakya ve Halep’i vuran çok şiddetli bir deprem meydana geldi. Tsunami ile kendini gösteren ve 10-12 saniye süren deprem yıktı geçti. Tarihçi Cemil Cahit Güzelbey, Gaziantep Şer-i Mahkeme Sicillerine dayanarak, depremin 15 Ağustos gecesi saat 02.30’da meydana geldiğini ve Halep, Antakya, Ayintab ile bölge köylerini harabeye çevirdiğini yazmakta. Ayintab tarihinde, “Büyük deprem” olarak anılan o depremde, 20 bin insanın hayatını kaybettiği ifade ediliyor.

1822 DEPREMİNDE AYİNTAB’DA NELER YAŞANDI?


Depremin etkili olduğu Halep, Ayintab ve Antakya gibi kentlerin yöneticilerinin merkeze göndermiş olduğu yazılardan ve kentteki İngiliz ile Fransız konsoloslarının rapor ve mektuplarında olayın nasıl gerçekleştiği yazıyor. Deprem o kadar korkunçtu ki, annenin kızını, babanın oğlunu tanıyamayacak derecede büyük kargaşaya neden olmuştur.  (C.Cahit Güzelbey-Hulusi Yetkin Gaziantep Şer-i Mahkeme Sicillerinden Örnekler)

YENİÇERİ EFENDİSİ HAMDİ EFENDİ GÖREVLENDİRİLDİ

1822 depremimin ardından, depremde ölenlerden varisi olmayanların malları hazineye kaldığından, devlet gerekli işlemleri yapmaları için bölgeye yeni devlet görevlileri yönlendirmişti. Halep’teki tereke işlerini yürütmekle görevli olarak Yeniçeri Efendisi Hamdi Efendi görevlendirilmiş, buradaki çalışmalarını tamamladıktan sonra aynı amaçla Ayintab’a gitmesi istenmişti. Bu uygulamanın yapılacağına dair Ayintab’a gönderilen fermanda, depremde ölenlerin yetim ve mirasçılarının belirlenmesi, mal ve eşyalarının varislerine teslim edilmesi, çocuksuz ve mirasçı bırakmaksızın ölenlerin terekelerinin hazineye aktarılması konusunda bilgilendirme yapıldı. (C.Cahit Güzelbey-Hulusi Yetkin Gaziantep Şer-i Mahkeme Sicillerinden Örnekler)

VERGİLERİN ERTELENMESİ İSTENİLDİ

Ayintap havalisi, depremin ardından, ödemekle yükümlü olduğu vergilerin ertelenmesi amacıyla şehrin dizdarı, serdarı, mütesellimi,  eski miralayı ve ileri gelenlerinin imzaları bulunan ve İstanbul’a gönderdikleri çeşitli arzlardan edinilmektedir. Bu belgelerde “Nice nice canlar helak oldu” şeklinde genel ifadeler kullanılmakta, kaç kişinin öldüğü ve ne kadar binanın yıkıldığı hususunda ayrıntılı sayıları içeren hususlar bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Ayıntab’ın depremden en az Halep kadar etkilendiği düşünülmektedir. Belgelere göre şehirdeki bir çok ev, medrese, cami mescit, minare yıkılmış, çok sayıda insan hayvanlarıyla ölmüş, ya da yaralanmış, yıkılmayan evler ise oturulamaz duruma geldiğinden halk şehirden kaçarak açık arizide çadırlarda yaşamaşa başlamıştır. Kalenin içindeki burçlar ve duvarlar yıkılmış, buradaki evler de aynı akıbete uğramıştı. Deprem Ayintab’da olduğu kadar köylerinde de tahribata yol açmıştır.  (C.Cahit Gülebye-Hulusi Yetkin Gaziantep Şer-i Mahkeme Sicillerinden Örnekler)

1854’DE DAHA KÜÇÜK ÖLÇEKLİ DEPREM

1822’de yaşanan “Büyük Deprem”in ardından, 1854 yılında, yine Antakya merkezli olan ve Samardağ, Halep ve Ayintab’i etkileyen daha küçük ölçekli deprem meydana geldi. 1822 yılındaki Büyük Depremin ardından, günümüze kadar Gaziantep’te şiddetli deprem ise yaşanmadı.

YILLARDIR DEPREM OLMAMASI, OLMAYACAĞI ANLAMINA GELMEZ

Depremle ilgili tarihi kayıtların Gaziantep bölgesi için oldukça kısıtlı olduğunu belirten bilim insanları, bu nedenle tahmin yapmanın zor olduğunu söylediler. Yıllardır Gaziantep’te deprem olmamasının bundan sonra da deprem olmayacağı anlamına gelmediğine dikkat çeken yetkilileri, insanların depremden korkmalarını değil, depreme karşı bilinçli olmaları gerektiğini ifade ediyorlar. Bilim insanları açıklamalarında şu ifadelere dikkat çekiyorlar; “Türkiye’nin en önemli üç deprem bölgesi olan Kuzey Anadolu fay hattı, Ege Bölgesi ve Doğu Anadolu Fay hattını sistemler olarak değerlendirdiğimizde içerisinde en önemli aktif fay hatlarından birisi Doğu Anadolu fay hattı. Özellikle Gaziantep’e yakın olarak değerlendirdiğimiz Türkoğlu, Andırın, Nurdağı, Kahramanmaraş bölgelerinde uzun yıllar ciddi anlamda deprem olmamış. Deprem olmaması burada enerjinin birikmiş olabileceğini, dolayısıyla bu sessizliğin aslında çok kötü bir seslilikle meydana gelebileceğini gösteriyor.” ‘İnsanların deprem korkusunu değil, deprem bilincini kazanması gerekir’ diyen bilim insanları; “Doğu Anadolu fay hattının Gaziantep’e yakın kısmında büyük bir sismik sessizlik söz konusudur. Bu kendini belli bir zaman sonra bozacak ve bir etki olarak meydana getirecektir. Bu etki farklı boyutlarda ve farklı kuvvetlerde olacaktır. Gaziantep açısından en büyük problemlerden birisi de budur. Doğu Anadolu fay hattında hala bir birikme oluşuyor. Depreme karşı önlemimizi alırsak, depreme karşı dayanıklı binalar yaparsak, bataklığın üzerinde bile depreme dayanıklı bir yapı yapıyorsanız burada olacak depremlerden korkmaya gerek yok” şeklinde görüş belirtiyorlar.