Türkiye'nin en büyük metropollerinden olan Gaziantep'te pahalılık sorunu artıyor. Pahalılık sorunun arttığı kentte ev sahibi olmak, kiracı olmak ve geçinmek adeta mucize haline geldi. konut fiyatlarının 1 milyon TL'nin üzerine çıktığı kentte, kiracı olmak ise adeta zulüm. Kent genelinde stüdyo dairelerin aylık kira bedeli 1000 TL'nin üzerine çıktı. Tüm bunların yanı sıra vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamak için gittiği marketlerde ve restoranlarda karşılarına çıkan fiyatlarda, kentte yaşanan pahalılığı gözler önüne serdi.

KONUT FİYATLARI 400 BİN TL'DEN BAŞLIYOR

Gaziantep'te yaşanan en büyük sıkıntıların başında konut sıkıntısı geliyor. Kent genelinde her gün yeni bir bölge imara açılıp inşaatlar yükselirken, Gaziantep'te konut fiyatları değişmiyor. yeni bir 2+1 konut fiyatı 400 bin TL'den başlıyor. İkinci el konutlarda ise geçtiğimiz yıl düşük faizle sunulan kredilerin etkisi ile konut fiyatları yüzde 50'lere varan oranlarda arttı. İnşaat firmaları, kentte arazi fiyatlarının yükselmesi, inşaat maliyetlerindeki artışlar nedeniyle konut fiyatlarının yükseldiği ifade ediyorlar. Kentte yaşanan bu konut enflasyonunun ilerleye n aylarda daha büyük sorunlara neden olması bekleniyor.

KİRALARA GÜÇ YETMİYOR!

Konut fiyatları nedeniyle ev sahibi olmak isteyen vatandaşların tek çıkış yolu, kiralık evler oluyor. Türkiye’nin kira ve konut fiyatlarının en fazla yükseldiği il olan Gaziantep’te, kiralar dudak uçuklatıyor. Söz gelimi 2+1 dairenin aylık kirasının 1000 ila 2000 TL arasında değiştiği kentte, kira ücretlerine keyfi zam uygulanıyor. Bir anda 500 TL’lik zamlarında dahi uygulandığı kentte, kiracı olmakta çok zor.

NOHUT DÜRÜMÜ 10 TL...BEYRAN 30 TL.

Son günlerde Gaziantep’li vatandaşlar Antep’in her sabah yöresel kahvaltılarından olan Beyran’ın 30 TL olmasına tepki gösterirken, “Nohut dürümü 10 TL, beyran 30 TL olması için hiçbir sebeb görmüyoruz. Beyrandaki herşey ortada. Bu kadar yüksek olmasını doğru bulmuyoruz” diye isyan ettiler.

BAKLAVA FİYATLARINA YÜZDE 30 ZAM...

Gastronomi Kenti olan Gaziantep’in yöresel lezzetlerinin başında gelen baklavada zam furyası sürüyor. Geçmişte fıstık fiyatlarının yükselmesi gerekçe gösterilerek baklava fiyatlarına yapılan zamlar, fıstık fiyatları düştüğü yıllarda dahi devam etmişti. 2020 yılında elde edilen yüksek rekolte sonrası iç fıstığın kilogram fiyatı 220 TL’den 160 TL’ye gerilmiş ancak yaşanan fiyat düşüşüne rağmen yüzde 15 zam yapılmıştı. Kasım ayında baklava fiyatlarına yapılan yüzde 15’lik zam ile ortalama 130 TL’ye yükselmişti. Aradan geçen 7 aylık dönemde baklava fiyatlarına yeniden zam yapıldığı öğrenildi. Geçtiğimiz Kasım ayında yüzde 15 oranında yapılan zammın ardından 130 TL olan baklava fiyatları, son yapılan zam ile kuru baklava 150 TL’ye yükseldi. Son 7 ay içerisinde Baklava fiyatlarına yapılan yüzde 30’luk zam kentte tepkiyle karşılandı.

RESTORANLARDA ZAM FURYASI

Yöresel lezzetlerde yaşanan pahalılık baklava ile sınırlı kalmadı. Beyran, kelle-paça, ciğer kebabı gibi yöresel ürünlerde de pandemi dönemi ile birlikte fiyatlar fırladı. 1 Temmuz itibariyle yasakların kalkması ile birlikte restoranlar, kısa süre içerisinde fiyatlara yüzde 20'lere varan oranlarda zam yaptı.

GAZİANTEP PAHALI BİR KENT Mİ ? EVET 

Gaziantep’in pahalı bir kent olup olmadığı sorunu son dönemin en çok tartışılan konusu. Pahalı bir kent mi diye bana sorarsanız, cevabım kocaman bir “evet” olur. Gastronomi kenti seçildikten sonra sanki otellerimizde konaklama fiyatları çok olmasa da arttı, yemek fiyatlarımız kesinlikle önemli oranlarda arttı, tatlı fiyatlarımız fıstığın yok yılını yaşamasından dolayı epeyce arttı. Hatta normal bir cafede oturup içtiğimiz çay fiyatlarında bile bu artışı hissetmek mümkün.

İşletme sahipleri ve yöneticileri bu artışların normal olduğunu, “Gastronomi kenti” ünvanının alınmasıyla alakalı olmadığını savunuyorlar. Dışardan gelen turist için fiyatlar makul seviyededir belki ama Gaziantep halkı artan fiyatlardan dolayı eskisi gibi dışarda ailesiyle, arkadaşlarıyla bir yemek yiyelim, bir baklava yiyelim, bir etkinlik yapalım durumundan uzaklaştı. Oysa Gaziantepliler dışarıda vakit geçirmeyi, yemeyi, içmeyi eğlenmeyi sever.

Diğer tarafta Gaziantep’te son üç yıldır piyasalar durgun olsa da konut fiyatları ve kiralar bir türlü düşmüyor. Bu nedenle Gaziantep’e öğrenciler ve memurlar gelmek istemiyor, gelmek zorunda kalan da durumundan memnun değil. Bu konudaki sıkıntıları kent yöneticileri çok iyi bildikleri için bu yönde çalışmalara ağırlık vermiş durumlar. Kentin birçok bölgesi son yıllarda hızlı bir şekilde imara açıldı, TOKİ’yle büyük ölçekli projelere start verildi ve ildeki müteahhitlerle ortak hareket etmenin yolları aranıyor.

Yeme-içme, konaklama konularında halkın nabzının tutularak, pahalılığın önüne geçmek için il yönetici araştırmalar yapıyor ve çözüm yolları konusunda gayret gösteriyor. Son olarak da Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Gaziantep gastronomi şehri olunca pahalandı” algısının oluşturulduğunu belirterek, gerek hizmet sektöründe gerekse gıda sektöründe baş gösteren pahalılığın nedenlerini ortaya koymak için sektör temsilcileriyle bir çalıştay yapacaklarını bildirdi.

Neredeyse Türkiye'nin en pahalı şehri.

Gastronomi kenti Gaziantep'te başta baklava olmak üzere, kebap, sebze, meyve, giyecek, gıda maddesi ve ev kiraları çok pahalı. Koronavirüs döneminde fiyatlar katlanarak daha da arttı.

Ortada bir sorun var. Bu sorun çözülmeli. Çünkü, çok pahalı şehir algısı artık kente yapışmış durumda. Bu algıdan kurtulmak için adım atılmalı. Memurlar artık Gaziantep'e tayin istemiyorlar şehirde yaşamak istemiyorlar. Bu yüzden kaybediyor Gaziantep.

Üniversite öğrencilerine bir dokun bin ah işit. Kendi insanımız sıkıntı yaşıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin'in dediği gibi; Ben gastronomi kenti olayım demekle olunmuyor. Gaziantep için artık pahalı şehir algısı var ve şehrin imajı zarar görüyor. Zaten alım gücü azalan vatandaş. Şehrin bu pahalılığı yüzünden sıkıntısı daha da büyüyor. Gaziantep'in pahalı şehir algısı bir an önce yıkılmalı ve bir an önce kontrolsüz fiyat artışları kontrol altına alınmalıdır.