Bir yanda kıtlık çeken, yaşamaya çalışan gariban insanlar diğer yanda kamu kurumlarından iki, üç yetmedi dört maaş alanlar.


CHP’nin arı gibi çalışkan Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, arkası yarın gibi her gün bir kamu yöneticisinin, müsteşarın, bakan yardımcısının görevi dışında diğer devlet kurumlarından aldığı yüksek maaşları kamuoyuna açıklıyor.
 Deniz Yavuzyılmaz’ın açıklamalarına göre her birinin eline ayda 50, 60 bin liradan aşağı para geçmiyor. Bazı kurumlarda üstlendiği görevin dışında dört veya beş kurumdan yönetim kurulu üyesi olmasından ötürü bol sıfırlı maaş alanlar mevcut. Bunların aylık geliri 100-150 bin lira arasında değişiyor. Bir yanda devletin verdiği yardımlarla geçinmeye çalışanlar, diğer yanda şaşırtan düzeyde para elde edenler.  


CHP’li milletvekili Yavuzyılmaz, bir süredir kamu kurumlarının yönetim kurulu üyelerini mercek altına alarak, dudak uçuklatan devletin kesesinden dağıtılan bol paranın kimlere gittiğini belgelerle gözler önüne seriyor. Yurttaşın vergilerinden oluşan devlet parasının bu denli harcanmasını ortaya döken Zonguldak Milletvekili kamuoyu adına önemli bir görevi yerine getiriyor aslında. Açıkladığı isimlerden birkaçı dışında kabarık maaşları neden aldığına ilişkin açıklama yok. Sanki çok haklılar gibi. 


Oysa, salgın döneminde vatandaşın ekonomik durumu son derece kötüleşti. Siftah yapamadan dükkanını kapatan esnafın sayısı giderek artıyor. Çalışma çağındaki her üç gençten biri işsiz. Üniversite mezunu gençler iş aramaktan bunaldı, evde oturuyor. Milyonlarca emekçi 2 bin 825 liralık asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Emeklinin yarıya yakını eline geçen 1500 lira ile gereksinimlerini karşılama uğraşında. Kuraklık yetmezmiş gibi ürünü para etmeyen çiftçi perişan. Bu ayın sonunda bitecek kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin uygulamasından yararlanan yüz binlerce emekçi bundan sonrası için kara kara düşünüyor.

Salgın nedeniyle artan ekonomik kriz, icra dairelerindeki dosyaları kabarttı. Toplam açık icra sayısı 22 milyonu aştı. Her dört  kişiden biri icralık.  
Ülkede ekonomik açıdan tüm bu olumsuzluklar yaşanırken, yurttaş sıkıntı çekerken birilerinin ayda 50, 60,100 bin lirayı cebe indirmesi hak mıdır? Biri çıkıp da  “Görevim dışında yönetim kurulu olarak aldığım ek maaşı  hak etmiyorum, bu hakkımdan vazgeçiyorum“ demiyor. Bir kaçı yaptıkları açıklamada fazladan elde ettikleri parayı hayır kurumlarına bağışladığını bildirdi.

Ama tümü değil. Ne olursa olsun bu gösteriş, ekstra maaşlar toplumun gözüne batıyor, işsiz vatandaşı rencide ediyor.
O bürokratların aldığı fazladan para halka dağıtılarak dertlerine bir ölçüde çözüm sağlanır. Ancak nerede? Onların yapacağı asıl görevleri dışından ellerine geçen maaştan vazgeçmeleri.  Halk sıkıntı içindeyken bu parayı almaları etik, vicdani olmadığı gibi, dinen de uygun değil.