Aile Hekimleri, Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı ve tartışmaları süren Aile Hekimliği Sözleşmesi’ne oldukça tepkili.

Öyle ki, iş bile bırakarak sözleşmenin geri çekilmesini talep ettiler. Önceki gün de yurdun dört bir yanından gelerek Ankara’da buluşan hekimler gerçekleştirdikleri mitingde bakanlığa bir kez daha seslendiler. Ne ki, bakanlık sanki kulağının üstüne yatmış gibi çığlıklarını duymazdan geliyor.

Aile Hekimlerini ayağa kaldıran, iş bıraktıracak aşamaya getiren sözleşme ne öngörüyor?

Sözleşme ile Aile Hekimlerine günlük rutin görevlerinin yanı sıra  kronik hastaların izlenerek bakanlığa bildirilmesi, devlet hastanelerine yönlendirilmesi isteniyor. İş yüklerinin zaten ağır olduğunu vurgulayan hekim ve dernekler, kronik hastaları izlemelerinin zor olacağını belirtiyor. Rutin muayenelerinin yanında günde 150’ye yakın hastanın izlenmesinin olası olmadığını dile getiriyorlar.

Aile Hekimleri Dernekleri, sözleşmedeki temel  amacın garanti sayıyı tamamlamak için Şehir Hastaneleri’ne hasta yönlendirmek  olduğunu savunuyor. Kronik hasta takibini yapmayan veya aksatan hekimlere puan silme cezası uygulanacak, maşlarından kesinti yapılacak.

Sözleşmeyle hekimlerin izinsiz konuşması, açıklama yapması, sosyal medyada paylaşımlarda bulunması da yasaklandı. Uyarılara karşın bu tavrını sürdürenlerden puan silinecek, maaşlarından yine kesinti yapılacak.

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu ve Türk Tabipleri Birliği’nin şiddetle karşı çıktığı sözleşme, hekimlerinin tepesinde Demokles’in kılıcı gibi sallanıyor.  ilk aşamada izinsiz konuşana 50 puan ceza kesilecek, üç kez aynı eylemde bulananların iş sözleşmesi sonlandırılacak. 

Salgın döneminin kahramanları sağlık emekçileri zor günlerde yakınmadan görevlerini başarıyla yerine getirdi ve devam ediyorlar. Özverili mesaileri, hastalara dokunuşları ve yoğun emekleri çoğu insanın yaşama tutunmasını sağladı.

Tabii bu zor süreçte manevi anlamda tükendikleri, ailelerinden saatler, hatta günlerce ırak kalmadan ötürü psikolojik olarak zorlandıkları, hasta yoğunluğundan bedenen dibe vurdukları aşikar. Meslek tutkusu ve insan sağlığına gösterdikleri özenden dolayı her türlü zorluğa göğüs gerdiler.  Kuşkusuz tanık oldukları çeşitli vakalar karşısında salgına ilişkin görüşlerini, önerilerini doğal olarak dile getirdiler,  aile sağlık merkezlerindeki aksakları gündeme taşıdılar, alınması gerekli zorunlu önlemleri kamuoyuna açıkladılar. 

Tepki çeken sözleşme uyarınca bundan böyle mali ve meslek haklarına ilişkin basın açıklaması ve sosyal medyada paylaşımlar yapamayacaklar. Üç kez izinsiz bu eylemi sürdürmeleri halinde sözleşmeleri feshedilerek işini yitirecekler. Kronik hasta takibini yapmayanları da aynı sonuç bekliyor.

Tepelerinde kılıç gibi sallanan, morallerini sıfırlayan sözleşmenin bir an önce kaldırılmasını bekliyorlar.