Barındığı cemaat yurdunda yaşamına son veren tıp öğrencisi Enes Kara’nın ardından bıraktığı video kaydında söyledikleri toplumun, siyasilerin ve ailelerin yüzüne inen sert bir şamar gibiydi.

Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara, babasının zoru ile kaldığı bir cemaat yurdunda karşı karşıya kaldığı uygulamalara daha fazla dayanamayarak yaşamını sonlandırdı. Milyonlarca genç gibi yarınların umudu olan Enes’in ardından bıraktığı video kaydındaki açıklamaları son derece düşündürücü ve ders alınacak nitelikte.

İntihar etmeden önce kayda aldığı açıklamasında yurttaki uygulamalara isyan eden Enes Kara, hiç istememesine karşın bu yurtta kaldığını belirtmiş.  Videoda “Beni burada kalmaya zorladılar” diyen Enes, psikolojik olarak çok yorulduğunu, özgürlüğünün elinden alındığını ifade etmiş.

Gönülsüz olarak barındığı yurtta kendisini rahatsız eden, özgürlüğünü kısıtlayan tutumları birer birer sıralayan Enes Kara içinde bulunduğu psikolojik rahatsızlığı dile getirmiş. Onu o yurtta kalmaya zorlayan babasının sanırım söyleyecek bir sözü olamaz artık. Hiçbir inanç ve değer insan yaşamından önemli değil. Hele bu evladınızsa...

Sırf kendi dini anlayışına göre istemeye istemeye çocuğunu cemaat ve tarikat yurtlarına yönlendirmenin acı bir sonucudur Enes’in yaşamına son vermesi. Bu dramatik üzücü olaydan ailelerin çok ama çok alacağı ders var. Bırakın akıllı, son derece zeki, gelecekte Türkiye’de söz sahibi olacak gençleri ve çocukları kendi değerlerine göre yaşamlarını sürdürsünler, özgürlüklerini ellerinden alıp kısıtlamayın.

Onlar aklı başında ne yapacaklarına karar verecek yaştalar. Elbette, ailelerin çocukları üzerinde tasarrufları ve yönlendirmeleri olacaktır. Lakin, baskıyla ve zorla bunu uygulamak Enes Kara örneğinde olduğu gibi geri tepiyor, istenmeyen üzücü olaylar meydana geliyor.

Barınma hakkı temel insan hakkıdır. Bunun gereğini getirmek, kamu hizmeti sunmak yurttaşlarından vergi toplayan devlete düşmektedir. Devlet, üniversite öğrencilerinin güvenli sağlıklı bir şekilde barınabilmeleri için daha çok yurt yapmak zorunda. Her ilde alt yapısı yetersiz üniversite açılmasına karşın, gerekli sayıda yurt bulunmuyor. Özel yurtlarda kalmak istese maddi gücü elvermiyor.

Hal böyle olunca, öğrenciler ve gençler ailelerinin zorlamasıyla da her yerde pıtrak gibi çoğalan cemaat yurtlarında gönülsüz bir şekilde barınmaya çalışıyor. Buralarda hiç istemedikleri uygulama ve tacizlerle karşı karşıya kalınca psikolojik dengeleri bozuluyor. Daha faza dayanamayınca Enes Kara gibi yaşamına son veriyor.

Devletin yurt sayısını artırmasıyla üniversiteli gençlere hem ucuz ve konforlu barınma olanağı sağlanacak hem de böylesi üzücü olayların önü kesilecektir.