Dünyanın başına çöken Kovid-19 belasından ötürü insanlar artık kelle koltukta yaşıyor.
Geçen yıl Çin’den yayılarak tüm ülkeleri rehin alan çağın vebası 3 milyonu aşkın kişiyi canından etti. Aşılama ve sıkı önlemlerle bir ara durağanlaşan, hatta gerileyen virüs mutasyona uğrayarak daha ölümcül hale dönüştü. Dünyaya koşut bu olumsuzluktan Türkiye de payını aldı. Ne yazık ki, vaka, hasta ve ölüm sayılarında dünya birinciliği ve dördüncülüğü arasında koşuşturuyor ülkemiz.
Aşılamanın başlaması ile rahat nefes alan, umutlanan ülkeler, değişime uğrayan İngiliz ve Güney Afrika virüsü olarak tanımlanan  ikinci belayla karşılaşınca neye uğradıklarını şaşırdı. Vaka, hasta ve kaybedilen insan sayısı rekor düzeyde artıyor.
Hiç kuşku yok ki, Türkiye daha fazla yaşıyor bu olumsuzluğu. Lebaleb gerçekleştirilen kongreler, insanlarımızın hala olayın ciddiyetini kavrayamaması, önlemleri ıskalaması, virüse karşı etkili olan aşı karşıtlığını sürdürmesi pahalıya patlıyor. Bir günde 301 bin 423 test sayısı, 55 bin 802 vaka sayısı, 3 bin 101 hasta sayısına karşılık 318 yurttaş yaşamını yitirdi. Bu kara tablo Türkiye’nin içinde bulunduğu açmazı net olarak gösteriyor. Böyle giderse kısmi kapanma da engelleyemeyecek virüsün yayılmasını. Kontrolün giderek zorlaştığı bu dönemde en temel görev kendi önlemini alacak bireylere, ailelere düşüyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından son birkaç gündür açıklanan rakamlar içimizi karartıyor. Bu da gösteriyor ki, son önlemler yeterli olmuyor. Bu korkunç tablo karşısında hala ölümcül virüsün tehlikesini ve ciddiyetini anlamayanlar var. Hala inatla aşıya direnenler var. Neymiş efendim, aşı otizme ve kısırlığa yol açıyor, başka hastalıklara davetiye çıkarıyormuş. Ne denli ilkel ve inatçı kafalar var aramızda?  Bilim insanlarının kendilerini parçalarcasına açıkladığı gibi virüsü yenmenin tek yolu aşı. Yanı sıra önlemlere sıkı uymak. İflah olmaz aşı karşıtları bunu kavramaktan uzak ve toplumun içinde canlı bomba olarak geziniyorlar. Artık bu tür insanlara ağır yaptırımların zamanı geldi. 
Çin’den getirilen Sinovac ve Almanya’dan sağlanan Pfizer Biontech aşıları ile sağlık çalışanları, 65 yaş ve üzeri yurttaşlar aşılandı. Ancak 65 yaş üzerinde bireylerin yüzde 76.4’ü aşı olabildi. Geriye kalan yüzde 23.6’sı nedense vurulamadı. Diğer gruptaki bireylere de aşı yapılıyor. Bakanlık 20 milyonu aşan dozda aşı yapıldığını duyurdu. Artan hasta ve ölü sayıları karşısında bu rakam yeterli olmayabilir. Süratle daha çok vatandaş aşılanmalı. Sırası gelen de ıskalamamalı.      
Zira, virüse karşı bağışıklık kazanılması için toplumun yüzde 75-80’inine aşı yapılması gerektiğini her yerde bağırarak açıklıyor hekim ve tıp insanları. Böyle sürerse bu yıl da boşuna gidecek.