Doğu’nun Paris’i diye diye bu hale geldik. İnanın Doğu’nun Paris’i diye adlandırılan Gastronomi kenti hem de ödüllü kenti Gaziantep şartları çok ağır, memurun işçinin gelmemek için direndiği en pahalı kent unvanını elinde bulunduruyor.

Durun hemen acele edip itiraz etmeyin tane tane anlatacağım. Sonuçta burası benim doğup büyüdüğüm, tek kelime aleyhinde laf söyletmeyeceğim benim şehrim… Gaziantep …

Gastronomi kenti Gaziantep diğer adıyla KAZIKKENT !

Gaziantep’in pahalı bir kent olup olmadığı sorunu son dönemin en çok tartışılan konusu. Pahalı bir kent mi diye bana sorarsanız, cevabım kocaman bir “evet” olur. Gastronomi kenti seçildikten sonra sanki otellerimizde konaklama fiyatları çok olmasa da arttı, yemek fiyatlarımız kesinlikle önemli oranlarda arttı, tatlı fiyatlarımız fıstığın yok yılını yaşamasından dolayı epeyce arttı. Hatta normal bir cafede oturup içtiğimiz çay fiyatlarında bile bu artışı hissetmek mümkün.

İşletme sahipleri ve yöneticileri bu artışların normal olduğunu, “Gastronomi kenti” ünvanının alınmasıyla alakalı olmadığını savunuyorlar. Dışardan gelen turist için fiyatlar makul seviyededir belki ama Gaziantep halkı artan fiyatlardan dolayı eskisi gibi dışarda ailesiyle, arkadaşlarıyla bir yemek yiyelim, bir baklava yiyelim, bir etkinlik yapalım durumundan uzaklaştı. Oysa Gaziantepliler dışarıda vakit geçirmeyi, yemeyi, içmeyi eğlenmeyi sever.

Diğer tarafta Gaziantep’te son üç yıldır piyasalar durgun olsa da konut fiyatları ve kiralar bir türlü düşmüyor. Bu nedenle Gaziantep’e öğrenciler ve memurlar gelmek istemiyor, gelmek zorunda kalan da durumundan memnun değil. Bu konudaki sıkıntıları kent yöneticileri çok iyi bildikleri için bu yönde çalışmalara ağırlık vermiş durumlar. Kentin birçok bölgesi son yıllarda hızlı bir şekilde imara açıldı, TOKİ’yle büyük ölçekli projelere start verildi ve ildeki müteahhitlerle ortak hareket etmenin yolları aranıyor.

Yeme-içme, konaklama konularında halkın nabzının tutularak, pahalılığın önüne geçmek için il yönetici araştırmalar yapıyor ve çözüm yolları konusunda gayret gösteriyor. Son olarak da Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Gaziantep gastronomi şehri olunca pahalandı” algısının oluşturulduğunu belirterek, gerek hizmet sektöründe gerekse gıda sektöründe baş gösteren pahalılığın nedenlerini ortaya koymak için sektör temsilcileriyle bir çalıştay yapacaklarını bildirmişti.

Aradan uzun zaman geçti… Ne oldu…

Pahalılık sorunu var mı, yok mu bırakın tartışalım, tartışmak iyidir, bir çözüm bulunur mu ?

Vallahi Gaziantep pahalı değil sloganı

Restaurant fiyatları uçuk kaçık… Üç kişi otur kebap, meze, içki adam başı 300-400 ile kalkıyorsun. Ne oluyor beyler hayırdır. İstanbul Boğaz’da keyif mi yaptırıyorsunuz…

Dilden dile dolaşır oldu ‘sakın ha misafirinizi restauranta lokantaya götürmeyin fena halde bıçak yersiniz’ diye…

Restaurant sayısı çok az, niye diye sorarsanız ruhsat sayısı az… arz talep… Sayı az olunca istediği gibi bıçağı boğazınıza geçiriyorlar…

Restaurant ve cafelerde yeterince denetim yapıla biliyor mu acaba? Sanmıyorum. Kalite ve fiyatlandırma konusunda denetimler yapılabilse keşke…

Gastronomi kenti olmamız hasebiyle özellikle yerli turistler gelmeye başladı… Bu nedenle özellikle kebap ve baklava konusunda yoğun talep yaşanıyor. Bu kent açısından iyi bir gelişme oldu. ‘Şimdi Gaziantep’e gitme zamanı’ sloganı olumlu etki yaptı…

Çay-kahve, beyran-paça, baklava- künefe

Bu slogan ters etki yaptı. İnanın dışarıdan kiminle konuşsam, ‘’fiyatlarınız çok yüksek, nereye gitsek kazık yiyoruz. Lokanta ve restaurantlarda fiyatlar uçuk kaçık. Baklavaya fıstığa maliyetti, şuydu buydu yazılan rakamlar bindirildi inmez oldu. Baklavanın kilosu olmuş 200 lira. Künefe geri durur mu o da almış başını girmiş. Çay, kahve fiyatları İstanbul boğazını geçmiş durumda. Bunlar sadece il dışından gelen ziyaretçiler için geçerli değil. Gaziantep’te yaşayan insanlar için de geçerli. Gaziantep’in en bilindik ünlü yemeği beyran sıkı durun 33 lira…

Sabah beyran veya paça içmeye gidiyorsunuz, 33 lira adam başı hesap geliyor. Sadece bir tabak beyran paça için gelen hesap. Gerisinde yedikleriniz hariç. Katmer söyleseniz 60 lira. Bazı beyran ve paçacılarda kredi kartı kabul etmiyor arkadaşlar.

Bir beyran içtiniz yarım tabak daha istediniz;

33:2=16.5 lira değil

Yarım 25 lira üstelik içinde et çok az.

Bu ne vicdana sığar ne akıla !

33-35 lira arası satılan beyran fiyatını çok abartmışlar.

Şehir dışından gelenlerin çorba dediği ancak bizlerin kabul etmediği beyranı, bu fiyatıyla bizde kabul etmiyoruz.

Ülke genelinde pahalılıkta inanın Gaziantep 1.sıraya yükseldi.

Her yönüyle, herkes her şeyin farkında. Fırsatçılığa gerek yok. Bir kentin adını kötülüyorsunuz.

Adana, Mardin, Şanlıurfa, Siirt gidin bakın fiyatlara karşılaştırın… En yüksek en kazık kent açık ara Gaziantep… Neymiş efendim Gastronomi kentiymiş… Adımız KAZIKKENT’E ÇIKTI HABERİNİZ YOK…

Sabah ünlü beyrancıda sıra varmiş, akşamları beli restaurantlarda ve hanlarda doluluk varmış, eğer durumu bu açıdan değerlendirirseniz yanılırsınız. Pahalılık yok deyip işin içinde sıyrılırsınız. Şikayetçide yok zaten. Ama bu kesim bu şehrin yüzde 10-15’ini teşkil ediyor. Bu kimseyi yanıltmamalı. Asıl mesele kentin büyünlüğü. Orta halli dar gelirli insanları unutmamalıyız.

Sabah: 1 Çıtır Simit+ 1 Çay 5 TL

Gaziantep'te lise ve altı sınıflar hariç yaklaşık 600 bine yakın işçi, memur,esnaf ve 13 bin üniversite öğrencisi sabah işlerine ve okullarına gitmek için yola çıkıyor.En azından sabah 1 çıtır simit ve 1 çay aldıklarında güne 5 TL'lik( Yerine Göre 15 TL'ye kadar çıkıyor) harcamayla başlıyor.

İşçi,Memur,ve Öğrenci ağırlıklı Gaziantep'te 1 vatandaş Öğlen yemeğe ihtiyaç duyduğunda (Her Gün 1 Nohut Dürümü Yerse) 1 nohut dürümü ayranla beraber 10 TL'ye yiyebiliyor...

Akşam Yemeği Sadece Mercimek Çorbası Olursa

Akşam Yemeği Mercimek Çorbası yemek istersen (Yanında Başka Bişey Yemiyeceksen)Gaziantep'in Yazıcık Mahallesi'nde 8 TL. Öğrenci ve memurların yoğun olduğu Karataş'ta 15 TL'ye kadar mercimek çorbası akşam öğünü olarak yeniliyor.İbrahimli'de aynı mercimek çorbası 20 TL.

Gaziantep'te 1 Günlük Sıradan Yaşamın Bedeli

Ortalama Asgari Gaziantep'te 1 çalışan ve 1 öğrenci güne kira, elektrik, telefon, su, doğalgaz masrafları hariç, aşağıda yazılı standart tarifiyle yol masrafları dahil hiçbir şey yapmayıp

Sabah: Çay + Simit 5 TL ( Simiti Yediğiniz Yere Bağlı)

Öğlen: Nohut Dürümü + Ayran: 10 TL (1 Dürüm-Su Hariç)

Akşam: Mercimek Çorbası 8 TL (Su Hariç)

Geliş-Gidiş Yol Masrafı: 7 TL (Tam Bilet-Öğrenciye 4 TL)

Gaziantep’te konut fiyatları son bir yılda yüzde yüzden fazla arttı. Gaziantep’te 500-600 bin TL'nin altında 2+1 daire kalmadı

Kiralar ucuz mu ki…

Hep yiyecek sektöründen bahsetmeyelim. Kira meselesi de önemli bir konu. Kirada oturmayan, durumu iyi olanlar için sözüm yok. Suriyelilerin gelmesi ile birlikte mal sahipleri çıldırdı. Eskiden konuşulmayan kira konusu gündeme giriverdi. Dengeler alt üst oldu. Ahlaksız fırsatçı ev sahipleri kümes misali evlerini uçuk kaçık fiyatla pazara çıkardı. Kiralar ateş pahası oldu. Bir artı sıfır eve 1250 lira kira isteyenleri duydum. Depolarını kiraya verdiler.

Konuya lütfen dışarıdan gelen memur, polis, sağlıkçı, öğrenci gözüyle bakın. Kimse bu şehre gelmek istemiyor. Çünkü burası onlar için adeta sürgün şehri… Tıpkı yiyecek içecek sektöründe olduğu gibi kimse sesini çıkarmıyor. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete misali. Allah sonumuzu hayretsin.

Diyeceksiniz ki; bu Gaziantep’in hiç mi iyi yanı yok. Berbat mı…

Yiyeyecek, içecek fiyatları uçmuş… şehir çok karılık, geceleri zirzop yankesici, mafya özentileri, uyuşturucu… kışın soğuk, yazın sıcak mı sıcak bir kent…

Memleket benim memleketim…

Evet ne yazık ki; Gaziantep pahalı bir şehir. Hayat şartları çok ağır bu şehirde !

Gaziantep neden pahalı? Gaziantep'in nüfusu yaklaşık 3 milyon. 700 binde Suriyeli var. 700-800 bin fazlalık var. Bunların tüketimi var, tüketim artınca fiyatlar artıyor. Ev kiraları yüksek, gıda alış verişi yüksek. Yani 4 kişinin tüketeceği suyu 6 kişi tüketiyoruz, iki kişi hesapta yok. İki kişinin tüketeceği gıdayı 6 kişi tüketiyor. Fiyatlar ondan dolayı yükseliyor. Bunlar doğru değil, bunlara yerel çözümlerde bulmak lazım. Belediyelere ciddi görevler düşüyor. Belediyelerin Suriyelilerle ilgili bir müdahale şansları yok ama buradaki yaşamı dizayn etmek için daha sağlıklı bir ortam sağlamak için, daha ucuz bir ortam sağlamak için de çaba harcamaları gerekiyor. Belediyelere bu anlamda çok ciddi görevler düşüyor."

Son söz; “Herkes Gaziantep’e gelsin, görsün, yesin, içsin, pişman olmazsınız”

Ama fiyatlara itiraz edip sonra dönüp dedikodu yapmayacaksınız…

Gastronomi kenti Kazıkkent’e hoş geldiniz… Bir daha bekleriz…