Askeri harekatın yapılmasında savaşan unsurlar kadar bunlara destek sağlayan ve savaşma gücünü muhafaza etmelerine imkan veren lojistik ve destek unsurları da önemlidir. Lojistik, askeri anlamda savaşan birliklerin ihtiyaçlarının zamanında sağlanmasıdır. Lojistik genel anlamda; askeri harekatta birliklerin ihtiyaç duydukları malzeme ve unsurların ve diğer teferruatın tasarımı, geliştirilmesi, ihtiyaçların tespiti, tedariki, depolanması, nakliyesinin sağlanması, dağıtımı, bakımının yapılması, malzemelerin harekat alanı içinde yer değiştirilmesi, tesislerin donatılması, işletilmesi, hususlarını kapsar. Bu maksatla lojistik personeli için gerekli olan bilgi başlangıçta; "harekatın nerede ve ne zaman" sorularının cevabıdır. Planlamayı yaparken de "ne zaman, nerede, nasıl, kim için ve ne kadar" sorularına cevap verecek şekilde hazırlık yapılır. Muharip kuvvetin savaşma gücünü devam ettirmesi için 3(üç) unsur vardır. Bunlar, lojistik, personel hizmetleri ve sağlık desteğidir. Sıhhi tahliye ve tedavi lojistik kapsamı içinde mütalaa edilmemelidir. Lojistik planlamacıların asli görevi muharebe harekatının kesintiye uğramadan devam etmesine yardım etmektir. Lojistik faaliyetlerinin kapsamı, tedarik, bakım, ulaştırma, dağıtım ikmal ile ilgili tüm hususları kapsar. Savaşlarda en önemli hususlardan biri de yapılan faaliyetlerin birbiri ile senkronize edilmesi ve muharip unsurların faaliyetlerini kesintiye uğratmamaktır.

Sıhhi tahliye ve tedavi hizmetleri, savaşan ve destek sağlayan her asker için oldukça önemli bir konudur. Bu hizmetler, barış zamanından itibaren sistematik olarak yapılmalıdır. Savaş veya olağanüstü koşullarda salgın hastalıkların yaygınlaşabileceği dikkate alınarak bağışıklık sağlanması ve muherebe gücünün muhafazası için aşılanma yapılmalıdır. Personelin sağlığının korunması, yığınaklanma öncesi, yığınaklanma sırasında, harekatın icrası ve sonrasında devam ettirilmelidir. Sıhhı hizmetler, kend iiçinde bağımsız faaliyetler olsa da lojistik ve muharebe harekatı ile senkronize olmalı, entegrasyon sağlanmalıdır. Sıhhi hizmetleri, önleyici tababet, hijyen ve çevre kontrolü, gıda kontrol, poliklinik hizmetleri, tıbbi tedavi, tıbib tahliye(ileri hatlardan gerideki sağlık tesislerine), tıbib ikmal, hastahane hizmetleri, laboratuvar hizmetleri konularını mutlaka kapsamalıdır.

Tarih boyunca uzak mesafelere sefer yapan ordular ve komutanları tesis ettikleri lojistik sistem sayesinde başarılı olmuştur. Bu komutanlar, zamanın imkanları nispetinde haber toplama ve istihbarat, eğitim ve savaşma konularında bazı yenilikler yapmışlarsa da en büyük başarıları tesis ettikleri lojistik sistem sayesinde olmuştur. Orduların günlük ilerleme hızı, hareket kabiliyeti insan gücü ile sınırlı olmuştur. Buharın makinelerde kullanılması ve içten yanmalı motorların icadı ile askeri birlikler manevra ve hareket kabiliyeti imkanlarına kavuşmuşlar, bu sayede taktik alanda günlük ilerleme hızları artmış, ikmal ve tahliye bakımından da uzak mesafelerin desteklenme imkanlarına ulaşılmıştır.

Makedon İmparatoru İskender yaklaşık 2.300 yıl önce  Anadolu'ya deniz yolculuğunun zamanlamasını dikkatlice planlamış, saldırdığı ülkede 30 günlük erzaklarının hasat tarihinden 10 gün sonrasına kadar devam etmesini dikkate almış,  bu şekilde ordusuna kesintisiz yiyecek temin etmiştir. İskender'in ordusu yanında yalnızca 10 günlük yiyecek taşıyabiliyordu. günlük 35 km yol kat ederek yaklaşık  90.000 kişilik ordu İran ve Hindistan'ı geçtiler. İskender'in başarısı büyük ölçüde ayrıntılı lojistik planlamasından kaynaklanıyordu. Arazi, karşıt ordular ve hasat takvimleriyle ilgili ayrıntılı bilgi, ona hazırlıksız rakiplerine göre bir avantaj sağladı. İskender, ordusuna kesintisiz bir erzak akışı sağlayan, fethedilmiş ve dost canlısı yerlilerle ittifaklar geliştirdi. İskender, lojistiğin başlı başına bir silah olduğunu düşündü. İskender lojistiğe çok önem vermekteydi ve " benim lojistikçilerim şakasızdır. Savaşlarda başarısız olursam ilk önce onları öldüreceğimi biliyorlar" diyerek lojistik planlamada ve verimlilikte öncüydü[1].

Orta Asya bozkırlarından yakın doğu ve Doğu Avrupa'ya seferler düzenleyen Cengiz Han, ordularının acımasız düşmanların üstesinden gelmesine yardımcı olan mükemmel lojistik sistemleriydi. Moğol güçleri, tüm seferlerinde ailelerini yanlarında getirdi. Askerlere balık tutmaları ve av yapmaları için imkanlar sağlanırdı. Her askerin üç veya dört atı ve bol miktarda okları bulunmalıydı. Askerler, yedek atlarını bir aylık yiyecek stoklarını taşıtmak için kullanırdı. Cengiz Han'ın ordusu hayvanların beslenmesi için otlaklara ve su kaynaklarına ihtiyaç duymakla birlikte; başarılı, verimli ve asgari kaynak gerektiriyordu ki bunlar bugün hala arzu edilen özelliklerdir[2].

Yakın tarihimizde uzak mesafelere intikal eden ordulardan biri de Fransız Kuvvetleridir. Napolyon komutasındaki Fransız Ordularının Rusya seferi, harp tarihinde taktik ve lojistik yönden alınması gereken derslerle doludur. Napolyon, askerlik eğitimi sırasında lojistik ile ilgili dersler almadığı gibi bu konuya da fazla ilgi duymamıştır. Avrupa Kıtrasında yaptığı seferler uzak mesafeli olmadığı için lojistik desteğin olmadığı durumlarda olabilecek sorunları da pek yaşamamıştır. Başarılarını genel olarak orduların hareket kabiliyetine borçlu olduğu için  manevra ve hareket kabiliyeti üzerinde durmuştur. Napolyon, Rus seferine biraz duygusal biraz da ekonomik gerekçelerle karar vermiştir.

Napolyon, Rus seferine yaklaşık 675.000 kişilik bir kuvvetle yola çıkmıştır. Buna karşılık Çarlık Rusyasının kuvvetlerinin 180.000 kadar olduğu bilinmektedir. Gücünün yetersiz olduğu bilen Rusya, savaşı açık meydan savaşı yerine Rusya'nın zorlu arazi koşullarını lehine çevirecek şekilde kabul etmeyi planlamıştır. Amaç; Fransız kuvvetlerini hava ve arazi koşullarının onları yıpratacak şekilde kanalize edilerek imha edilmesini sağlamaktı. Böylece Ruslar, Fransızların zayıf tarafını istismar etmiş olmaktaydı[3].

Buna karşılık Napolyon, Moskova'nın düşmesi ile Rus Kuvvetlerinin dağılacağını esas almaktaydı. Napolyon, Rus seferine diğer savaşlarından farklı çıktı. Birincisi, askerleri önceki seferlerindan farklı idi. Askerlerin çoğu yeni silah altına alınmıştı. Askerlerin uzak mesafelere yürüyebilmesi için taşıyacakları yük hafif tutulmuştu. Bu husus, askerleri daha fazla lojistik dsteğe bağımlı kılıyordu. Napolyon, böyle bir harekatın lojistik desteğinin önemli olduğunun da farkındaydı. 17 nci yüzyıldan itibaren Avrupa da devletler askerlerine yiyecek, elbise, silah, hayvanları için yem vb yardımları yaparak savaşa giderken/gelirken dağılmalarının veya firarların önüne geçmek için tedbirler alıyorlardı[4]. Napolyon Savaş Bakanı Jean Francois Aime De Jean'ı 700.000 adet rasyon biskuvi tedarik etmesi için görevlendirdi ancak 380.000 adet rasyon tedarik edebildi[5]. Napolyon orduların yanında 6-9 günlük yiyecek bulundurulmasını da emretmişti. Napolyon, böyle bir harekatta ağırlıkları muharebe alanına taşımak için başlangıçta her biri 600'er ader at arabalı 7 (yedi) adet tabur kurdu. Daha sonra tabur sayısını 26'ya çıkardı ve günlük 9.200 ton malzemeyi 16 Km mesafeye taşıma imkanlarına kavuştu[6]. Buna ilave olarak, 675.000 kişilik kuvvetin desteklenmesinde sorunlar yaşanabileceğini tahmin ettiğinden, Varşova'dan Konigsberg'e kadar 9 (dokuz) adet depo yapılmasını emretti[7]. Napolyon, harekatı tüm detayları ile planlayan iyi bir taktisyendi. Napolyon'a göre "büyük olaylar bir saç teline bağlıdır"[8]. Napolyon, lojistik konuları da dikkatle ele almış ve planlamıştır. Napolyon'un ana fikri, Moskova'yı alarak Rus Ordusunu imha etmekti. Fakat, Rus Ordusu savaşı batı bölgesinde kabul etmeyip doğu istikametinde çekilmeye başlayınca Fransız Ordusunun ikmal mesafesi uzadı ve zorluklar başladı. Fransız Ordusu Haziran 1812 tarihinde Vilna'ya ulaştığı zaman Napolyon askerlerinin yiyecek sıkıntısı çekmeye başladığını gördü. Bunun en büyük sebeplerinden biri ilk defa silah altına alınan askerlerin yiyecek tüketimi konusundaki disiplinsizliği idi. Ordunun yiyecek arama gayreti bir yerde yağmaya dönüştü ve yağma stratejisi başarısız oldu.

Fransız Ordusundaki lojistik yetersizlik askerlerin firar etmelerine, atların telef olmasına yol açtığı gibi başarısızlığın da önemli sebeplerinden biri oldu. Napolyon, lojistik sorunların farkında idi ve doğu istikametinde ilerlemeye devam etti ve muharebe gücünün önemli ölçüde lojistik sisteme bağlı olduğunu ihmal ederek, Rusları bir an önce yakalama telaşına girdi. Vilna'dan doğuya ikmal akışı yapılamadığı için Fransız Ordusunun "savaşabilir" seviyede tutulması pek de mümkün olamadı. Yağma yönteminin başarılı olmaması, yerel kaynakların yokluğundan kaynaklanıyordu. Fransız Ordusu, Vitebsk'i terk ederken yaklaşık üçte biri savaşamaz durumdaydı. Buna rağmen Napolyon, Simolensk istikametinde ilerlemeye devam etti. Askerlerin yiyecek sorunlarına ilave olarak Rusların Kossak birliklerinin baskın saldırıları da Fransız Ordusunun muharebe gücünü yıprattı[9].

Şekil... Napolyon'un Moskova Seferi güzergahı[10]

Napolyon, Eylül 1812 tarihinde Moskova'ya vardığında yanmış ve yağmalanmış bir şehir buldu. İkmal yollarından sadece bir tanesini kontrol edebiliyordu. Yaklaşan kış şartlarında, Moskova'da kalma ve çekilme konusunda ikilem yaşayan Napolyon, askerlerin firar etmeleri, savaşma gücünün yok olması, ikmal sorunları nedeniyle çekilmeye karar verdi. Askerlerin açlıktan söğüt kabuklarını yemeleri bu karar için en büyük etken oldu. Haziran sıcağında başlayan ilerleme harekatı, Ekim soğuğunda son buldu ve kış koşullarında geri intikal yapmaya karar verdi. Napolyon, geri dönerken 40.000 adet at arabası ile yağmaladığı eşyaları taşımaya başladı.  Askerin melbusatını kış şartlarına göre planlamayan Fransızlar geri geldiği zaman yaklaşık 40.000 kişi kadar kalmıştı[11].

Napolyon, Rus Seferi sırasında yaklaşık olarak 570.000 asker ve 200.000 kadar at kaybetti[12]. Lojistik ulaştırma faalyetlerini atlı arabalar ve su yolu ile yapmayı planladı ancak Rus topraklarının yol durumu va arazi şartları Fransız at arabalarına, su yolu da güvenlik bakımından uygun değildi. Diğer taraftan Napolyon Ordusunun lojistik sistemi savaş öncesi de pek iyi değildi. Diğer seferler kısa mesafeli olduğu için sorun bu kadar ciddi hissedilmedi. Rusların saldırıları özellikle kossak birlikleri Rus ikmal konvoylarına ağır zayiatlar verdi. Napolyon, harekatı kısa sürede tamamlayıp kış gelmeden dönmeyi düşünmekteydi. Lojistik planlamayı Rus topraklarındaki takip harekatı için yapmaması, yolun uzamasında sorunları ortaya çıkarmış oldu. Napolyon'un Rus Ordusunu imha edememesinin en önemli nedeni lojistik sorunları çözememesindendir.

Lojistik konulara değinmişken yakın tarihimizde Büyük Taarruz Harekatından bahsetmemek mümkün değildir. Yunanlıların 15 Mayıs 1919 tarihinden itibaren başlattıkları Anadolu işgaline göz atmak gerekirse başlangıçta Mondros Ateşkes anlaşmasının uygulanmasından dolayı sadece milli ruh ve vatan sevgisi ile ferdi/grup direnişlerinden başka örgütlü bir direniş İnönü Muharebelerine kadar görülmedi.

Kaynak: Lojistik - Prof. Dr. Poyraz Gürson