Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e son günlerde sistematik çirkin saldırılar iyiden iyiye arttı.


Kurucusu sayesinde hizmet ettiği ya da önceden başında bulunduğu  kurumların makamlarında oturan kendini bilmez nankörler Ulu Önder’i sözüm ona küçük düşürmeye çalışıyor. Ne kadar karalasalar, çamur atmaya kalksalar da buna güçlerinin yetmeyeceğini bilmiyorlar. Biliyorlar da ağızlarından çıkan ucube sözleri söylemekten sakınmıyorlar. Ne yaparsalar yapsınlar savurdukları yobaz,  cahilce sözlere toplumun itibar etmeyeceği aşikar.


Geçtiğimiz cuma günü  aralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bulunduğu cemaate Ayasofya Camii’nde eski imam Mustafa Demirkan’ın imalı şekilde Atatürk’e lanet yağdırması büyük tepki topladı. Aslında Erdoğan’ın orada Demirkan’a müdahale etmesi gerekirdi. Kendini bilmez eski imamın YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın kayınpederi olduğu ortaya çıktı. Gerçi herkes söylediği sözlerden sorumludur, diğer aile bireylerini bağlamaz.

Yine de bu ilginç durum insanı düşündürmeden alı koyamıyor. 


Anımsanacağı üzere geçen yıl Ayasofya’nın camii olarak açılış töreninde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da elinde kılıç hutbesinde üstü kapalı şekilde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna eleştiri bombardımanına uğrayan imalı sözlerde bulunmuştu. Salt, bu iki örnek değil, yurdun çeşitli birimlerinde Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına hakaret eden çok sayıda din görevlileri zaman zaman ortaya çıkıyor. Tepki görünce de çevir kazı yanması örneği geri adım atmaya çalışıyor. Dediğim gibi, bu tip insanlar sanki emir almışcasına utanmaz lanet ve hakaretlerinden sakınmıyor. 


Yine geçenlerde birisi, Selanik’ten göç eden yurttaşları hedef alarak sebayist suçlamasında bulundu. O kadar ileri gitti ki, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un dinsiz olduğunu öne sürmeye çalıştı. Din sanki bu insanların tekelinde, onlardan başkası Müslüman değil!  Karalamaya çalıştığı Ali Koç ve ailesinin şirketlerinde yüz binlerce insana ekmek kapısı açtığını, reklam olmadan kimsesizlere sahip çıktığını, yardımda bulunduğunu görmezden geliyor. Hem Selanik, önceden Osmanlı Devleti’nin kentiydi, Balkan Savaşları sonucunda Yunanlılara geçti. Bu ayrıntıyı bilemeyecek kadar bilgi yoksunular. Rahmetli Uğur Mumcu’nun vurguladığı gibi, “Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmaya çalışıyorlar”. Onlara söylenecek tek söz, halk arasındaki deyim gibi “Öğren de ondan sonra gel”.    


Akıllarına sokamadıkları tek şey, Atatürk olmasaydı, bağımsız ve özgür  Türkiye Cumhuriyeti olmayacak, o görevlerini yapamayacaklardı.  Atatürk’e kin kusan, mesnetsiz iddialarda bulunan bu kişilere artık “dur” demenin zamanı geldi, geçti bile. Ulu Önder’in kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı suskun kalmayarak, nankörler hakkında gerekli işlemi başlatmalı.

Toplumun gözü üzerlerinde. Atatürk milliyetçisi MHP’nin bu konuda neden sesi çıkmıyor sahi?