REFORM HABER - NATO’nun 2030 Ajandası'nın NATO Genel Sekreteri Stoltenberg tarafından bir grup uzmana hazırlatıldığını belirtilen Aslan, Ajanda’nın dokuz ana başlığının olduğunu ve modern ötesini öngördüğünü, bazı başlıkların gelecekte anlaşmazlıklara neden olabileceğini ifade etti. Bu kapsamda devlet dışı oluşumlara eğitim verilmesinin gelecekte vekalet savaşlarına taraf olabilecek NATO’yu gündeme getirebileceğini ve siber alanda devletlerin kapasitelerini paylaşmak istemeyebileceğini vurguladı.



Bölgesel meselelerde Suriye konusu ön plana çıktı
Murat Aslan, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye açısından bölgesel meselelerde Suriye konusu ön plana çıktı. NATO’nun Zirve Sonuç Bildirisi’nde, Türkiye’nin Suriye’den yapılabilecek füze ve roket saldırılarına yönelik güvenliğini takviye ettiklerini açıkladı. NATO, hava savunma sistemlerinin Gaziantep ve Kahramanmaraş’ta konuşlanmış olmasına rağmen, gayri nizami tehditlere yönelik yetersizlikler ve İran’dan kaynaklı füze tehditleri oluştu."


Afganistan’da uluslararası havaalanının işletilmesinin ve güvenliğinin sağlanmasının genel anlamda barış ve istikrara katkıda bulunmayacağını vurgulayan Aslan, Afganistan’da çok taraflı bir mutabakat ile siyasi ayağı olan bir misyonun ‘sürdürülebilir’ barışı mümkün kılabileceğini söyledi. Öte yandan, Afganistan’daki askeri varlığın maliyeti olduğunu ve NATO/ABD tarafından bu maliyetin paylaşılması, ayrıca misyonun icrası için NATO’nun ihtimal planları yapması gerektiğini vurguladı.



Türk-Amerikan ilişkilerinde sorunların köküne inilmesi gerekiyor
Sonuçta, Türk-Amerikan ilişkilerinde sorunların köküne inilmesi gerektiğini ifade eden Aslan, asli sorunun ABD açısından Türkiye’nin ‘kontrol edilemezliği’ olduğunu, Türkiye için de ABD’nin karşılıklı çıkarlara dikkate almaması ve PYD/YPG örneğinde görüldüğü üzere teröre destek vermesi olduğunun altını çizdi.