Herşey Gaziantep’te Onkoloji Hastanesi civarında bir sitede görev yapan site görevlisinin 4 yaşındaki küçük kız Asiye’ye orada yaşayan Pitbull köpeklerin saldırısı ve küçük kızın ağır yaralanması, ardından devlet görevlilerinin ‘sokakta yaşayan sahipsiz köpekleri toplayın’ talimatı ile başladı.

Adeta ‘sokak köpeği öldürme’ timleri kuruldu. Onlarca zavallı köpek zehirlenerek yaşamlarına son verildi. Köpek sahipleri korkularından suçsuz günahsız zavallı köpeklerini soğuk kış gününde terk etmeye başladı.

Hergün televizyonlarda bültenlerde ‘köpek saldırı’ haberleri izlemeye başladık. Bundan güç kuvvet bulanlar köpekleri öldürmeye başladı. Sorumlu yayıncılık anlayışı bu olsa gerek!

Ne kadar gaddar ve acımasız bu insan oğlu…

Gaziantep’te yaşanan köpek saldırısı her kesim için ayrı dersler çıkarılabilecek bir olaydı bana kalırsa.

Her kesim için, diyorum çünkü tek başına bir köpek saldırısı meselesi yok ortada. En azından, sonrasındaki tartışmalar, her hangi bir vakıa arından hemen kutuplaşmaya ve yargısız infaz yapmaya nasıl da hazır olunduğunu yeniden (evet, yeniden) gösterdi.

Sondan başlayalım! “Beyaz Türkler” meselesi…Bu sınıfın, hayvan severliği -tıpkı feministler gibi- bir karşıt sınıf düşmanlığına dönüştürdüğü doğrudur.

Kreşim için Barınağa tekr edilmiş yaralı ve hasta bir köpeği sahiplenip tedavisini cebimden karşılamış bir insan olarak, Cumhurbaşkanı’nın kast ettiği bu elit kesimin hayvanseverliğinden iğrendiğimi itiraf etmeliyim.

Öte yandan, Sayın Cumhurbaşkanı önemli bir konuya yanlış örnek üzerinden değindi; Beyaz Türkler (kabaca; seçkinci laik sınıf diyelim), genelde pitbull beslemez çünkü. İyi bir gözlemci, bu köpeklere genelde varoş mahallelerdeki gençlerin düşkün olduğunu fark eder. Pitbull meselesi…

Pitbull gerçekten tehlikeli bir cinstir çünkü -eğer saldırı amaçlı eğitilmişse- ısırdıktan sonra komut almamak gibi korkunç bir özelliğe sahiptir. Doberman, Rottweiler ya da bir Alman çoban köpeğinin aksine korumaya değil saldırmaya heveslidir. Aradaki fark, koruma köpeklerinin (Rottweiler, Kangal, Argentino, Doberman vb) tehdit unsurunu caydırma / teslim alma amaçlı davranması ve bunu başarırsa sahibine ya da koruduğu alana geri dönerek komut beklemesidir.

Pitbull ise (tekrar ediyorum; eğer yanlış eğitilirse) saldırıyı esas gaye olarak benimser ve daha kötüsü, Gaziantep’teki gibi, ısırdıktan sonra “bırak!” komutunu duymaz ya da bu komuta artık uymaz.

Bu arada, hayat kurtarıcı bir bilgi de verelim; bu tip tehlikeli bir cinsin saldırısı onu tekmeleyerek savuşturulamaz. Hedef siz iseniz; kulaklarından sıkıca tutarak kafa hareketi önlenmelisiniz. Hedeftekini kurtarmaya çalışan kişi iseniz, köpeği arka ayaklarından tutup kaldırmanız daha çok işe yarar. Yasal önlem meselesi…

Her fırsatta ama her fırsatta devlet otoritesini sorgulamayı matah bir marifet kabul edenler için hatırlatalım; Pitbull cinsi köpekler (yukarıda belirttiğim özellikleri nedeniyle), Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kararıyla zaten ağızlık takılmadan gezdirilemez. Yani, yasal önlem yok değil; var. Hem de uzun süredir… Bu yüzden devleti suçlamak sizi sosyal medyada popüler yapabilir ama mantıksızdır. Devlet, yasaya uyması için insanları zorlayamaz ancak uymayanları cezalandırır.

Gaziantep örneğinde de köpek sahibi kadınlar tutuklandı diye biliyorum. Yargı dağıtma meselesi…

Olayın daha vahim yanı, köpek nefretiyle zaten deliye dönmüş zavallı inançsız bir güruhun, Asiye’yi,içlerindeki hayvan nefretini toplumun geneline yayarak kurtarabileceğine inanması…

Her zaman olduğu gibi sosyal medyayı, bir yargı dağıtma meydanına çevirerek Asiye’nin yaralarını iyileştirebileceklerini sanmaları ve bu sırada, masum bir sürü canlının toptan yok edilmesini talep edecek kadar azgınlaşmaları.

Sadece 2020 yılında, 4 bin 866 kişi trafik kazası nedeniyle hayatını kaybetti ve 226 bin 266 kişi yine dört tekerlekli hurda yığınlarının insana kazandırdığı o saçma özgüven nedeniyle yaralandı veya sakat kaldı. Var mısınız, otomobil kullanımını da yasaklamaya? Yoksunuz çünkü otomobil havalı ama sokaktaki köpekler zavallı değil mi! Bu güruha aldırış edilecek olursa, ağaçtan düşüp kolumuzu kırdık diye ağaç dikmek de yasaklanmalı. Al işte, Aksaray’da öğretmen kılıklı bir adam, çocuğu kum torbasına çevirdi; ne yapalım, öğretmenleri 657’den mi çıkaralım? Cerrahların attığı yanlış dikiş nedeniyle kaç kişinin hayatı karardı; ameliyathaneleri mi basalım?

Saçmalamayın. “Gücümüz sokaktaki çaresiz hayvanlara yetiyor” deyin de en azından dürüst olun!

Dolayısıyla beni asıl üzen, kızımız Asiye’nin, köpek eğitmeyi bilmeyen iki şımarık kadın yüzünden ömrü boyunca köpeklerden korkacak belki de nefret edecek olmasıdır.

Kaldırımları, “kıroyum ama para bende” diyerek arabalarıyla işgal eden görgüsüzlerden değil bir kap su bekleyen zavallı köpeklerden temizlemek istemelerine en az Asiye’ye üzüldüğüm kadar üzülüyorum.

Beni en çok üzen, çocuğunu internet bağımlılığından kendini de pembe dizi batağından kurtaramamış ebeveynlerin bu hayatın tek suçlusu sokaktaki köpeklermiş gibi davranmalarıdır.

Şimdi soruyorum sizlere ! İletişim kuramadığın varlıkları öldürmek insanlık mıdır ?

3. Murat devri Osmanlı’da bir molla uma hutbesinde halkı galeyana getirip İstanbul’daki tüm maymunları ağaçlara astırmıştı!

Bu kara molla, gayrimüslimlere o dönem aşağılayıcı sayılan kırmızı ve siyah giyinme zorunluluğu getirecek, bir gecede Yahudi mezarlığına korsan Cami dikip dünyaya rezil olmuşlardı!

Tarihçiler o günü "İstanbul’da dalında maymun sallanmayan tek bir ağaç kalmadı" diye anlatır. Bu kara, yobaz molla, yakalanan maymunları kendi elleriyle asıyor, iri maymunlar için ayrı idam sehpası hazırlıyor, sanki tanrısal bir görevmiş gibi şovlar yapıyordu!

Gelelim Günümüze: ‘TÜRKİYE’DE SOKAK KÖPEĞİ PROBLEMİ YOKTUR’ Köpeklere linç ve nefret kampanyalarını hukuken değerlendiren Av. Barış Kârlı ise “Sokak hayvanlarına yönelik linç eylemleri, hem Hayvanları Koruma Kanununun 6. maddesine aykırıdır hem de yaşam hakkı ihlalidir der.

Şeffaf bir soruşturma yürütülmemiş ve maddi gerçeğe ulaşılmamış münferit bir olay nedeniyle tüm köpekleri yok etme girişimi ceza hukukunun temel prensiplerinden suçta ve cezada şahsilik prensibine aykırıdır.

Sokak köpeklerinden korkmak, kimseye onları yok Merdiven altı üretimin ve dolayısıyla pet shoplarda hayvan satışının da durdurulması gerekiyor.

İnsan eliyle yapılan bu kontrolsüz ve bilinçsiz üretimler hem sağlıksız hayvanların çoğalmasına hem de davranış sorunlarının artmasına neden oluyor. etme hakkı vermez!!!

Tanımadığınız bir köpek size doğru gelirse: Koşmamak, kaçmamak, çığlık atmamak, ani hareketlerden kaçınmak ve doğrudan göz teması kurmamak gerekiyor. Çocuklara bunu anlatırken ‘AĞAÇ OL’ diyoruz. Bir ağaç gibi sessiz, sakin dur ve doğrudan göz teması kurma.

Bizde şimdiye kadar sokak köpeği sorun olmadı, NEDEN BİRDENBİRE SOKAK KÖPEĞİ ÖLDÜRME TİMLERİ KURDULAR!

Doğaya, canlıya, börtüye, böceğe saygı, yaşam hakkına saygı lütfen!

Şehirden uzak bölgelere atılan köpekler insandan uzaklaşıyor, asosyalleşiyor, düzenli kısırlaştırma yapılmadığı için nüfus kontrolden çıkıyor. Kısırlaştırma hem üremenin engellenmesinde hem de agresyon sorunlarının azaltılmasında rol oynuyor.

Dağ başlarına atıyorlar! Onlarında bir canı olduğunu, acıktığını, üşüdüğünü görmeyenler lafa gelince Müslüman şöyledir, İslam böyledir diyor! Hepiniz İslamsa neden bu İŞKENCE?! Gerçekten inancın varsa kalacaksınız bu vebalin altında!

Ciddi söylüyorum bu kötülük bir şekilde çıkar, bu işe son verin, mazluma kötülük ağır belalar getirir, seriyi okuyun ve biraz düşünün

Medyayı muktedirden yana olandan değil; sokakta yaşam mücadelesi veren, belediyeler tarafından dağlara,ormanlara, çöplüklere,otoban kenarlarına, ıssızlar bölgelere atılan, çöp arabalarında preslenen, barınaklarda ölüme ve açlığa mahkûm edilen, zehirlenen, canlı canlı gömülen!,

İzlediğim barınak görüntüleri; içimi sızlatıyor !

Şu can bunu hak edecek ne yaptı? Bir de kamera çekilirken! Çekilmediği durumlarda neler oluyor kim bilir? KPSS'den 30 alamayıp sözlüde 100 verilip işe alınan insansı mahlûklara hayvan eğitimi ve sevgisi zorunlu ders olarak verilmeli!

Tecavüz edilip işkence ile  öldürülen hayvanlardan yana saf tutmaya ve toplumumuzu yüzyıllara dayanan hayvanlarla birlikte yaşam kültürümüze sahip çıkmaya ve bir kez daha sağduyuya çağırıyoruz.

Aksi ne insanlığa sığar, ne inandığınız dine...

Özellikle çocuklara köpeklerle iletişim konusunda bilgi verilmesi ve toplumumuzun da kendini bu anlamda geliştirmesi gerekiyor. Belediyelerin sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yaparak bu eğitimin düzenli olarak yapılması gerekiyor. Öldürüp yok etmek insanı ve ahlaki değil

Maymunkeş lakabından günümüze... Köpekkeş lakabı ile hatırlanacaksınız!!!

SUSUZ KALIN insafsızlar.