Ukrayna'nın işgalinin başlamasıyla Rusya'ya yönelik finansal yaptırımlar genişliyor. En çok konuşulansa SWIFT sistemine erişim. Tarihsel süreçten günümüze gelerek bu sistemi, Rusya'da yaratabileceği sonuçları ve Batı'ya sağladığı avantajları anlatalım.

-Finansal sistemler ulusal düzeyde geçerlilik sahibi para birimlerinin kabulüyle gelişmiş. Uluslararası düzeyde bunu sağlamak daha zor. Bölgenin ve ticaretin hegemonya sahibi devletinin parası veya altın gibi değerli madenler kullanılır. Fakat bu paralar tüm sorunları çözmez.
Örneğin dış ticaret yapan tarafların ödeme yapması ve tahsil edebilmesi için; her iki tarafın ülkesine veya ortak kullanılan üçüncü ülkeye güvenilirliği sağlanmış talimat geçilmesi gerekir. Böylece işlem defterleri tutulabilir ve aradaki bankalar işlemi gerçekleştirebilir.

-Günümüzde bu işlem çoğunlukla SWIFT üzerinden yapılıyor. SWIFT (Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication); Belçika merkezli bir şirkettir. IMF veya WB gibi devletlerüstü resmi statülü bir kuruluş değildir. Önde gelen bankalarca yaratılmış bir nevi tekeldir.

-Uluslararası ödemelerdeki haberleşme öyle önemlidir ki, komplo hikayelerinde dile getirilen Rotschild Ailesi'nin de mali gelişiminde büyük yer tutar

-. 18. yüzyılda aile üyeleri Londra, Frankfurt, Napoli, Paris ve Viyana'ya yayılıp uluslararası bankacılığın temelini attılar.

-Teknolojik gelişimle birlikte bu işlemler zamanla telgraf, teleks ve faksla da yapılır hale geldi. AT&T ve Western Union gibi şirketlerin tarihsel gücü bu teknolojideki pazar payına dayalıdır. Finansal gücün temeli de sermaye bolluğu kadar teknolojik gelişimle atılır.

-Günümüzde bu işlemler SWIFT kodu ile yapılıyor. Peki nasıl? Örneğin, Türkiye ve Rusya’daki  2 şirket arasındaki mal alışverişinde, iki taraf da kendi bankalarına ödeme talimatı verir. Bu bankaların finans merkezlerinde kurulu muhabir bankaları vardır.

-Bu muhabir bankalar New York ve Londra gibi finans merkezlerindeki ana bankalarda bulunan hesaplarındaki tutarlarla ödemeyi gerçekleştirirler. Böylece ödeme yapılır ve dekont alınır. Bu süreçteki finansal kodlama SWIFT ile yapılır. Bu sistemde yoksanız, dış ticaret zorlaşır.

-Gelişmiş Batı ülkelerindeki finans merkezleri, onların rezerv paraları ve dev bankaları üzerine inşa edilmiş küresel finansal sistemde doğal olarak bu ülkeler güç sahibidir. Bu bankalarla işlem, finansal merkezlere erişim ve kendi para birimlerinin kullanımı engellenebilir.

-Bu tip yaptırımlar ambargolardan da daha etkin olabilir. Örneğin İran'a yapılan kapsamlı SWIFT ve dolar kullanımına ilişkin engellemelerin sonucu bu ülkenin ihracat yapmasının kısıtlanması ve ithal mal tedarikinin durmasına neden oldu. Ülke çok ağır krize girdi.

-Bu nedenle Batı merkezli finansal sisteme şüpheyle yaklaşan Rusya ve Çin gibi ülkeler kendi sistemlerine sahiptir. 2015'te CIPS Çin'de ve 2017'de SPFS Rusya'da kullanıma açıldı. Rusya'nın sistemine bazı BDT üyeleri ile İsviçre ve Almanya gibi gelişmiş ülkeler katılmıştır.

-SWIFT'i güçlü kılan teknolojik düzeyi ve kullanım yaygınlığıdır. Özellikle 2. alanda rakipsizdir. Bu nedenle Rusya'ya uygulanacak SWIFT erişim zorlukları kayıtsız şartsız bu ülke ekonomisini zora sokacaktır. Bu zorluğun ölçüsünü yaptırımların kapsamı ve süresi belirler.

-Şu ana kadar yaptırımların zamanlaması ve ölçüsü Batı'nın caydırıcılık yerine cezalandırma yapmayı tercih ettiğine işaret ediyor. Yani riski görüp önceden önleyici hamle yapmak yerine karşılık veriyor. Bunun nedeni Rusya'nın böyle bir savaşın içine çekilmesi olabilir.

-Bir başka ihtimalse yaptırımlar kaynaklı dış ticaret hacmi düşüşünden bu ülkelerin zarar görmek istememesi olabilir. Örneğin Almanya'nın ABD'ye kıyasla Rusya'ya ekonomik bağlılığı ve bu ticaretten çıkarı daha fazla. Nihayetinde dün bu konuda kapsamlı yaptırım kararı alındı.

-ABD, AB, Britanya ve Kanada; bazı Rusya bankalarının SWIFT erişimine engel koydu. Rusya'da Sberbank, VTB ve Gazprombank en büyük bankalar. Sberbank sistemin neredeyse %35'ine sahip olan bir devlet bankası. Bizdeki karşılığı Ziraat, Halkbank ve Vakıfbank'ın toplamı.

-VTB de dolaylı olarak Rusya devletine ait ve Medvedev'e bağlı. Gazprombank ise Gazprom iştiraki. Bu bankaya yaptırım yok. Belli ki gaz tedariki ve karşılığında döviz transferi devam etsin demişler. Küçük bankaların sisteme erişimi sürecek. Bu ticaretin sürmesini sağlar.

-Rusya'nın işgali topyekun düzeye erişirse bu bankalar da sistem dışı bırakılabilir. Kripto paralarla dış ticaret yapmak bir alternatif ama kolay değil; fiyatları dalgalı ve karşı taraftaki birçok şirket kabul etmeyebilir. Yine dolar ve avro yerine altın kullanılabilir.

-Ancak hala talimat gönderme sorunu yaşanır. İran; yaptırımlarını aşmak için Rıza Zarrab merkezli altına dayanan ve Dubai'de takası sağlanan işlemleri denemişti. Bu esnada Halkbank zor duruma düşmüştü. New York'taki yargı süreci hala devam ediyor.

-Rusya'nın en büyük ticaret ortağı Çin ve önümüzdeki dönemde bu hacim muhtemelen daha da artacak. bu iki ülke arasında swaplar kullanılarak yerel paralarla işlem yapılabilir. Hatta Rusya Çin'i kullanarak hülle yoluyla bazı kritik mal tedarikini sağlayabilir.

-Bunun takibini yapmak ABD için bile epey zor ve Rusya nedeniyle Çin karşı alınmak istenmeyebilir. Özetle şu ana kadar yaptırımlar Rusya'nın tüm dış ticaretini kapatmıyor. İşgal genişler ve iktidar devrilirse yeni yaptırımlar gelebilir, böylece çok daha ağır sonuçları olur.

-Fakat tüm bankalar SWIFT dışı kalsa da Çin ile işlemler sürer ve hatta bu ülke üzerinden 3. ülkelerle bazı işlemler sürdürülebilir. Bir noktaya kadar kripto paralar kullanılır. Fakat Rusya ekonomisi her koşulda çok sarsılır. Yine de Rusya finansal sistemi kendini koruyabilir.

-Rusya'nın döviz ve altın rezervleri güçlü, ülke düzenli cari fazla veriyor. Yabancı yatırımcıların payı az. Dünya Rusya'nın sattığı birçok enerji ve madenden vazgeçemez. Türkiye'den bir diğer farklarıysa bankacılık sistemi döviz ihtiyacına düşerse bunu karşılayabilme güçleri.

-Türkiye'de finansal bir şokla herkes dövizlerini yastık altına kaçırsa sistem çalışmaz hale gelebilir ama Rusya'nın durumu daha gücü. Tabii elindeki altın ve avro rezervleri sisteme sokmayı kısıtlayacak bazı yaptırımlar da mümkün ama Rusya'nın da elinde kozlar var.

-SWIFT'le ilgili 2 önemli konu daha var. İlki Türkiye'ye uygulanan CAATSA yaptırımları seçme listesinde bulunması ancak böyle bir karar alınmaması. Türkiye Batı bloku içinde, yani SWIFT sisteminden S-400 kaynaklı çıkarılması zor ama teoride de olsa yaptırım listes

-Bir diğeri ise SWIFT'ın Hollanda, ABD ve İsviçre'deki veri merkezleri. ABD üzerinden giden işlemleri ABD takip edebiliyor. Zaten Avrupa buna tepki gösterip İsviçre'de tarafsız merkez kurdurdu. Türkiye ise bu konularda bir endişeye nedense sahip değil.

-Bu durum ulusal güvenlik sorunu yaratıyor ancak ülkenin çok temel öncelikleri olduğu ve ülkeyi yönetenlerin böyle hassasiyetleri zayıf olduğu için gündeme dahi gelmiyor. Tabii Türkiye'nin tek başına bir yol çizmesi mümkün değil.

-Son olarak Rusya ekonomisine vurulan her darbenin veya Ukrayna ekonomisinde yaşanan çöküşün Türkiye'ye sonuçları olacağı aşikar. Türkiye yaptırımlara katılırsa bu yük artar. 

Anlatmak isterim ki savaşta kazanan olmaz ama, korkarım’ki ülkemizde ekonomik olarak büyük zararlar görecektir.