Çin kaynaklarına göre Tuvalar Kırgızlar'ın doğusunda, "Küçük Deniz"in (Muhtemelen Baykal Gölü) güneyinde ve Uygurların kuzeyinde bulunmaktadır. Bugün de Tuvalar buralarda oturmaktadırlar ve buraya da Tannu-Tuva denilmektedir. 1207 yılında Tuva, Cengiz Han devrinde Moğol Devletinin işgaline girmiştir. Moğolların Gizli Tarihi adlı tarihi esere göre Tuba, Tubas şeklinde kuzeybatıda, Hanghaslar ile birlikte söylenmiş bir Türk halkıdır.[14] Cengiz Han'ın oğlu Coçi, Oyrat, Buryat, Barhun, Ursut, Habhanas, Hakas ve Tuba'ları Moğollara bağlamıştır.[15] Moğolların egemenliği devrinde Tuva Türkleri, Türklüklerini sıkı bir şekilde muhafaza etmişlerdir.

Moğol ırki ile her anlamda bir kaynaşmayı reddetmişler, hatta işgaller sırasında ormanlarda asırlarca saklanabilmişlerdir. Bazı kaynaklarda bu sebepten orman halkı manasında Uranhay adlandırılması yakıştırılmıştır.

Ardından Oyrotların ve Çungarya'nın egemenliğine dahil edilmiştir. Daha sonra ise Çin'in Mançu idaresine girmiştir.

Tuva Cumhuriyeti, 1860 yılındaki Rus-Çin antlaşması gereğince Rus tüccar ve göçmenlerine o günkü adı ile Uranhay-Uygurların ülkesinde yerleşme müsaadesi verilmişti. Tuva'ya Rus istilası başlamıştır. Aynı zamanda Çin işgali de söz konusudur. 1883 yılındaki Tuva ayaklanmasında Çin yönetimi çok sayıda Tuva Türk'ünü öldürmüştür. Tuva Türklerine karşı tam bir soykırım yapılmıştır. Soykırımdan kaçan bazı Tuva Türkleri Altay ve Hakasya'daki başka Türk topluluklarına sığınmıştır. Vatansever Tuva halkı ise 1911 yılında Çin'deki karışıklıkların olmasından da imkânını bulup bağımsızlığını ilan etmiştir. Fakat bu bağımsızlık uzun sürmedi. 3 yıl sonra Rusya'nın denetimine dahil edildi. Yani 1914'te Ruslar tarafından işgal olunmuştur. 1912-1918 yılları arası Tuva'ya gelen Rus nüfusu % 300 artmıştır. Rusya'daki 1917 Bolşevik Devrimindeki otorite boşluğunda Tuva'da Bolşevikler (komünistler),

Beyaz Ordu (Rus çarı taraftarı Ruslar), Çinliler, Moğollar ele geçirme mücadelesine girişmişlerdir. Özellikle Kızıl (Çarlığa karşı Rus komünistler) ve Beyaz (Rus çar taraftarları) Rusların çatışmasında binlerce Tuva Türk'ü öldürülmüştür.

Tuva Türklerinin gıda malzemelerine ve hayvanlarına el koymuşlardır. 18 Temmuz 1918 tarihinde toplanan Bütün Tuva Kurultayı (Huralı) Tuva'nın bağımsızlığını ilan etmiş, 1921'de Cumhuriyet olarak bağımsızlığını tekrar kazanmıştır. 13-16 Ağustos 1921 tarihinde Tuvanın bütün bölgelerinin önderlerinin katılımı ile Oyun (Tandı) ilçesinin, Sug-Bajı (Subaşı) adlı köyünde millî bir toplantı gerçekleştirilmiştir. bu toplantıdaki üyelerden Buyan Badırgı ise "Bundan sonraki toplantıları Tuvalar kendi aralarında yapmalıdır. biz kendi meselelerimizi, geleneklerimizi Ruslardan daha iyi biliyoruz" diye görüş bildirmiştir. 1925 Kasım ayında Moğolistan, Tuva'nın bağımsızlığını tanımış ve diplomatik ilişkiler başlamıştır.

Tannu Tuva Halk Cumhuriyeti kurulmuştur. 1926'da adı Tuva Halk Cumhuriyeti'ne dönüşmüştür. Tannu Tuva Cumhuriyetinin siyasi hayatında Rus ve Moğol etkisi arasında kaldığı görülmektedir. Tuva'daki aydınların çoğunluğu dindaş Moğolistan ile bütünleşmek istemişlerdir. Tannu Tuva Cumhuriyetinin ilk başkanı Donduk, Moğolistana yakın olmak ve Budizmi yaygınlaştırmak politikasını yürütmüştür.

Buryat ve Kalmık dini önderleri Moğolistan ile birleşme politikları desteklenmiş ve onların propagandalarını geniş ölçüde gerçekleştirmişlerdir. 1926 yılında Moğolistan ile Tuva arasında Dostluk Antlaşması imzalanmıştır. 1928 Mart ayında Tuva'da Budist Lamaların kongresi yapılmıştır. Bu devirde gazeteler Moğolca çıkmaya başlamış, Moğolistana Tuva Türklerinden öğrenciler gönderilmiş ve adlar Moğolcalaştırılmıştır. Bu dönemde Buryat Moğollarından Çenkirov ise Rus destekli olarak Tuvalar arasında marksizmi yaymak amacıyla Tuva Halk Devrim Partisini kurmuştur. Bu parti Tuva'nın Turan bölgesinde kurulmuştur. Tuva Devrim Halk Partisinde Moğolistan ile birleşimin gündemde olması ve Tuva devlet yönetiminin de anti-Rus siyaseti üzerine Rusya yönetimdekilerin etkisini azaltmak için Rus yanlısı Salçak Toka'yı destekleşmiştir.

Ülke II.Dünya Savaşı devam ederken SSCB yarı bağımsız Tannu-Tuva Türk Devletini işgal ederek ülkenin 170.500 km2lik yerini kendi kaynaklarına katmıştır. 16 Ağustos 1946 yılında Tuva'nın Sovyetler Birliğine dahil olduğu açıklanmıştır. Tuva'nın zengin yeraltı ve verimli tarım-orman alanları sömürülmeye başlandı. Rusya'ya bağlı muhtar bölge haline geldi. Önceleri muhtar bölge olarak, 1965'ten itibaren de muhtar cumhuriyet olarak yerini almıştır. 1991 yılında Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra çözülüm dalgaları Tuva'da da etkisini gösterse de tam bağımsızlığa ulaşılamamıştır. Fakat özerk Cumhuriyet haline gelebilmiştir. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağılınca Rusya (Rusya içinde Rosya) Federasyonu içinde kalmıştır.

Rusya Federasyonu içinde yer alan 21 özerk cumhuriyetten biri de Tuva Cumhuriyeti'dir. Fakat 13 Mayıs 2000 yılında Rusya'nın eritme politikası gereğince Sibirya Federal Okruğu'na dahil edilmiştir. Nüfusları az olmasına rağmen Türk benliklerini iyi korumaktadırlar. Tuvalar Rusya'daki diğer Türk boylarına göre anadilin korunmuşluğu açısından en üst sırada yer almaktadır. Doğusunda ve güneyinde Moğollar, kuzeyinde ve batısında Ruslar ile çevrelenen Tuva halkı'nın güney batısında Altay Türkleri bulunmakta olup bu vasıta ile Kazak Türklerine bağlantıları vardır.