Fenerbahçe’nin Şükrü Saracoğlu’nda Denizlispor’u yenmesi Süper Lig’in doruğunu karıştırırken, şampiyonluk coşkusunu artırdı. Galatasaray’ın Hatayspor’a, Beşiktaş’ın da Kasımpaşa’ya dış sahada
yenilmeleri, Denizlispor karşılaşması Fenerbahçe adına yeni başlangıç anlamına geliyordu. Sezon başında büyük umutlarla gelen Erol Bulut’un yetersizliği haftalar ilerledikçe kendini açıkça gösterdi, özellikle iç sahada beklenmeyen yenilgiler alındı. Her maça değişken kadro, keyif vermeyen coşkudan ırak oyun, kalıplaşmış taktik ve plan yoksunluğu, golcü oyuncuların yetersizliği, maç içinde değişikliklerinin geç yapılması, otorite zayıflığı Erol Hoca’nın olumsuz yönleriydi.

Taraftarı hoşnut etmeyen oyuna karşın, Altay’ın belleklere yer edinen kurtarışları, Gustavo, Pelkas, Ozan, Szalai ve Caner’in katkıları ile 3. sırada yer alan Kanarya şampiyonluk umudunu az da olsa korudu. Ne var ki camia bu tablodan, oyundan aşırı rahatsızdı. Ve beklenen oldu, eleştiri oklarının hedefindeki Erol Bulut ile yollar ayrıldı, sportif direktör Emre Belözoğlu teknik direktörlüğü üstlendi. Hoca değişikliği bir anlamda “sil  baştan” demekti. Emre Belözoğlu ile takıma yeni bir ruh ve heyecanın gelmesi bekleniyordu. Erol Bulut’a karşı mesafeli duran oyuncular yeni hocalarına daha sıcak bakıyordu. Çoğu, Emre Belözoğlu’nun telefonu ile takıma katılmıştı. Yani aralarında duygusal bir bağ, hatta ona ödeyeceği borçları vardı. Tek amaçları şimdi hocaları olan “Emre Ağabeyine” karşı bu borcu ödemekti. Bunu ilk göstergesi de Denizlispor karşısında  alınacak yengiydi. İşte bu düşüncelerle hazırlandı Fenerbahçe maça. Ligin doruğunda yer alan Kartal ve ikinci sıradaki Arslan’ın dış sahadaki yenilgileri iştahını kabarttı oyuncuların. Ne olursa olsun 3 puan  kazanılmalıydı. Şükrü Saracoğlu’ndaki Denizlispor karşısına bu düşünce ve duygularla çıktılar. Karşılaşmayı televizyon başında izleyen taraftar keyif veren tempolu akıcı oyunun yanı sıra bol gollü yengi bekliyordu  takımından. Ne var ki, sahadaki coşkusuz görüntü “Eski tas eski hamam” misali öncekilerden farklı değildi. Yine ne yaptığını bilmeyen, sorumsuz başına buyruk oyuncular vardı Şükrü Saracoğlu’nun çimlerinde. Samatta ile Valencia saç baş yoldurmaya devam ediyordu. Kuşkusuz teknik direktör olarak ilk maçına çıkan Emre Belözoğlu da hoşnut değildi can sıkan oyundan. İkinci yarı daha atak oynasa da bir türlü sonuca gidemiyorlardı. Caner  Erkin gol için kendini parçalıyor, karşıt takımın ceza sahasına sayısız ortalar yağdırıyordu. Nasıl olduysa sahada tel tel dökülen Samatta, Caner’in köşe atışından ortaladığı topa golcü oyuncu olduğunu 
anımsarcasına vurduğu kafa ile 3 puanı kazandırdı Fenerbahçe’ye. 

Kuşkusuz, şampiyonluk yolundaki iki karşıtının yenilmesi ile kazanılan 3, hatta 9 puan Kanarya’yı ligin ikinci sırasına taşıdı, umudunu yeniden tazeledi. Ancak temposu düşük oyun taraftarın kaygısını yeterince  gidermedi. Emre Hoca’nın ileri maçlarda kaza yaşanmaması için oyuncularını daha coşkulu, duyarlı, geri ve yan pasların oldukça düşük kalacağı sisteme sokması gerekiyor. Spor Toto Süper Lig’de öylesine beklenmedik sonuçlar ortaya çıkıyor ki. Bu da şampiyonluk yarışının son haftalara dek süreceği anlamına geliyor. Kim düşünebilirdi favori Beşiktaş’ın Kasımpaşa’ya yitireceğini?