AĞRIYI NEDEN TAM AZALTAMIYORSUN? İŞTE EN ETKİLİ İLK ADIMLAR Uzm. Fzt. Fatma ASLAN yazdı...

Günümüzde neredeyse herkesin ortak bir şikâyeti var: “Ağrım geçiyor gibi oluyor ama tamamen kaybolmuyor.” Özellikle masa başı çalışanlar, gün içinde yoğun stres yaşayanlar ve fiziksel yüklenmeye maruz kalan bireyler, ağrının kronikleşmiş bir misafir gibi sürekli geri döndüğünü söylüyor. Peki, gerçekten ağrı neden tam olarak geçmez? Ve en önemlisi, nereden başlamalı?

Fizyoterapiye göre cevabı düşündüğünüzden daha basit: Vücudun verdiği sinyaller çoğu zaman göz ardı ediliyor ve ağrının yalnızca görünen kısmına müdahale ediliyor.


1. Sadece Semptomu Hedeflemek Sorunu Çözmüyor

Toplumda hâlâ yaygın bir inanış var: “Ağrım varsa krem sürelim, masaj yaptıralım, geçer.”
Oysa modern fizyoterapi ve manuel terapi yaklaşımları, ağrının büyük bölümünün sinir sistemi hassasiyetinden, postür bozukluklarından veya tekrarlayıcı mikro travmalardan kaynaklandığını gösteriyor.

Semptomu bastırmak kısa süreli rahatlama sağlar, ancak neden bulunmadığında ağrı geri döner.


2. Hareket Eksikliği Ağrıyı Besliyor

Ağrı yaşayan birçok kişi, istemsiz olarak hareketi azaltır. Bu ilk başta mantıklı görünse de zamanla kasların daha da zayıflamasına, esnekliğin azalmasına ve bölgenin daha duyarlı hale gelmesine neden olur.

Uzmanlara göre “ağrıya rağmen güvenli hareket”, iyileşme sürecinin en temel adımlarından biri.
Küçük, kontrollü egzersizler bile sinir sistemine güvenli mesaj göndererek ağrının azalmasını sağlar.


3. Fasya Gerilimi Gözden Kaçırılıyor

Son yıllarda yapılan çalışmalar, fasya dokusunun ağrı mekanizmasındaki rolünü daha iyi anlamamızı sağladı. Stres, uyku bozuklukları, uzun süreli oturma ve yetersiz hidrasyon, fasya dokusunun sertleşmesine ve hareket kabiliyetinin azalmasına yol açıyor.

Bu durum kasları ve eklemleri baskılayarak ağrının kronikleşmesine neden olabiliyor.
Fasya mobilizasyonu, nefes çalışmaları ve manuel terapi bu noktada etkili bir başlangıç sağlıyor.


4. Doğru Nefes Alamamak Bile Ağrıya Etki Ediyor

Gün içinde fark etmesek de yüzeysel ve hızlı nefes almak, gövde stabilitesini zayıflatıyor.
Karın–diyafram koordinasyonu bozulduğunda bel ve boyun bölgesinde aşırı yüklenme oluşuyor.

Nefes egzersizleri ise bedenin merkez stabilitesini güçlendirerek ağrı mekanizmasını olumlu etkiliyor.


5. En Etkili İlk Adımlar Neler?

Uzman görüşlerine göre ağrıyı yönetebilmek için herkesin uygulayabileceği üç temel adım bulunuyor:

• 1. Adım: Bölgeyi Güvenli Hale Getirin

Ağrıyan bölgeyi tamamen dinlendirmek yerine, kontrollü ve hafif hareketlerle sinir sistemine “güvendeyim” mesajı verin.

• 2. Adım: Basit Mobilizasyonlar Yapın

Günlük 5–10 dakikalık fasya hareketleri, germe ve eklem mobilizasyonları ağrının yoğunluğunu belirgin şekilde azaltır. Özellikle omurga, kalça ve boyun bölgeleri üzerinde yapılacak düzenli çalışmalar, kronik ağrı döngüsünü kırmada çok etkilidir.

• 3. Adım: Nefesi Doğru Kullanın

Diyafram nefesi hem merkezi güçlendiren hem de stresi azaltan doğal bir ağrı regülatörüdür.
Günde birkaç dakika bile uygulanması, kas tonusunu ve ağrı algısını olumlu yönde etkiler.


Sonuç: Ağrı Bir Yazgı Değil, Bir Mesajdır

Ağrıyı tamamen yok edememenizin nedeni çoğu zaman yanlış noktalara müdahale etmekten kaynaklanır. Vücut bize bir “uyarı sistemi” sunar; biz bu uyarıyı doğru çözersek, ağrı yönetilebilir hale gelir.

İster evde kendi kendine bakım yapan biri olun, ister profesyonel destek alıyor olun:
Doğru hareket, doğru nefes ve doğru değerlendirme ile ağrı döngüsünü kırmak mümkündür.

Hazırlayan: Uzm. Fzt. Fatma Aslan

{ "vars": { "account": "G-1REJ3H5V8B" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }