Her 10 Kasım’da daha iyi anlıyoruz… Şükrü KARAMAN yazdı...

Bugün 10 Kasım, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 87. yıldönümü. Kısacık yaşamını bağımsız bir ulusun doğmasına adayan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve özlemle anıyoruz.

Emperyalizm pençesinde işgal altındaki ülkeyi bağımsızlığına kavuşturarak Türkiye
Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk, çağdaş devrimleri, güçlü
fikir ve eserleriyle tarihe damgasını vuran örnek bir liderdir. 57 yıl gibi çok kısa yaşamında ülkeyi işgal eden düşman güçlerine karşı kazandığı utku ve oluşturduğu
Cumhuriyetin değeri ve anlamı her geçen gün daha iyi kavranmaktadır.


“Benim naçiz vücudum elbette bir gün toprak olacaktır” diyen Atatürk, ölüm gerçeğinin farkındaydı. Lakin, güçlü fikirleri, devrimleriyle, bıraktığı kalıcı eserleriyle yaşamaya devam edeceğini çok iyi biliyordu. Ölümünün ardından 87 yıl gibi uzun süre geçse de Türk ulusu, onun düşüncelerini unutmayarak kalıtını, ilkelerini, bağımsızlık
anlayışını, devrimlerini sonsuza dek korudu, korumaya devam edeceğini
kararlıkla gösterdi.

Azınlıkta olsalar bile bazı karanlık ve yoz kafalıların çirkin girişim ve saldırıları eserlerini ortadan kaldırmadı, kaldıramaz. O aymazların anlayamadığı, anlamak istemedikleri başta laiklik olmak üzere sarsılmaz ilkelerinin Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlam inşa edilmiş temeli olduğudur.

Kocaeli Valiliği’nin10 Kasım’da camilerde Atatürk için mevlit okutma kararı bazı cemaatler tarafından sözüm ona tepki ile karşılandı. Gericilerin elebaşıları hem Atatürk’ü hem laikliği hedef aldı.İçlerindeki kini kusan bu yoz kafalılar Ulu Önder’in kurduğu Cumhuriyet sayesinde bu ülkede yaşadıklarını ayrımında değil. Onlar ne denli kinlerini kussa bile milyonların sevgisi Atatürk ve devrimlerinin yaşamasına olanak sağlıyor.


Mustafa Kemal Atatürk, ölene dek tüm yaşamını milletine adamış bir liderdir. Onun varlığı, yurdumuzu kapladığı kadar dehası ve devlet adamlığı dünyaca kabullenilmiştir. Yaşamı sayısız ve zaferlerle doludur. Hayata geçirdiği, ülkeye çağ atlatan devrimlerinin,
ilkelerinin ne denli yaşamsal olduğu bu zor günlerde daha net görülüyor.

Atatürk’e duyulan özlem her yıl biraz daha artıyor. Çağdaşlık yolunda gerçekleştirdiği devrimlerinin ne denli yaşamsal, zorunlu ve haklı olduğu, geçerliliğini koruduğu halk
tarafından daha iyi kavranıyor.


Bazı karanlık kafalılar tarafından sözüm ona küçük düşürülmeye, itibarsızlaştırılmaya çalışılsa da her yıl 29 Ekim’de, 10 Kasım’da, 23 Nisan’da, 19 Mayıs’ta 30 Ağustos'ta Anıtkabir’e coşku ile akın eden milyonlarca halk bunun böyle olmadığını, aksine sevgisinin giderek arttığını kanıtlıyor.


10 Kasım’lar Atatürk’ü anma, anlama ve anlatma günüdür. Büyük önderin Türk halkına armağanı olan, Türkiye’yi çağdaş ülkeler düzeyine ulaştırmayı amaçlayan devrimleri, ilkeleri, aydınlık düşünceleri, fikirleri gelinen süreçte daha iyi anlaşılıyor. Onun yüce devlet adamlığı, yokluklar içinde kazandığı tarihi zafer, gerçekleştirdiği devrimler, hafızalarda yer edinen “Yurtta Barış Dünyada Barış” sözü dünyaya hala esin kaynağı oluyor.

Ne denli kara propaganda yapılırsa yapılsın Türk ulusu Ulu Önderine sahip çıkıyor, ilkelerinin amansız savunucusu olduğunu her yerde gür sesle haykırıyor, milyonlarca yurttaş sevgisini, saygısını Anıtkabir’e koşarak gösteriyor. Ne yaparsa yapsınlar, halkın sevgisini, saygısını
gönlünden sildiremez, unutturamazlar. Çünkü Türk halkı dahi adamlığının, dünyaya örnek olan liderliğinin, ülkeye çağ atlatan devrimlerinin son derece önemli olduğunun bilincinde.
Onun insanlığa ve ülkesine olan hizmetleri, yol gösterici devrimleri, ulusal ve uluslararası her ortamda kuvvetlice dile getirilmeli, daha iyi anlatılmalı. Zira Mustafa Kemal Atatürk gibi ömrünü milletine adamış bir lider gelmedi dünyaya.

Her 10 Kasım’da onu daha iyi hatırlıyor, daha iyi anlıyoruz.

{ "vars": { "account": "G-1REJ3H5V8B" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }