Nedir komik olan… Şükrü KARAMAN yazdı...

TBMM Genel Kurulu’nda en düşük emekli aylığının 16 bin 881 TL’ye yükseltilmesini öngören torba yasa görüşülürken AK Parti’li bir vekilin kahkahası eli öpülesi emeklileri rencide etti.

Açlık sınırının çok altında olan en düşük emekli aylığının yükseltilmesine ilişkin görüşmeler sırasında DEVA Partili Elif Esen, “En düşük aylık 35 bin TL olmalı” derken AK Parti sıralarından kahkaha yükselmesi AK Partili Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ’ı bile çileden çıkardı. Bozdağ, “Kahkaha atan milletvekilini dışarıya davet ediyorum. Burası kahkaha atılacak yer değil. Bu çok büyük bir saygısızlık” diyerek tepkisini gösterdi. Aslında o kahkaha,emekli ile dalga geçmek insanlıktan payına düşeni alamayan, kendini Kaf Dağı’nda gören vekilin egosunun dışa yansımasıydı..

Partisinin diğer milletvekillerini bile utandıran kahkaha atan, ayda 229 bin TL maaş alan o vekil ne yazık ki belirlenemedi. Eğer emekli ise eline her ay 350 bin TL’ye yakın para geçen vekilin ne haberi olur güç koşullarda yaşam mücadelesi veren, ay sonunu zor getirebilen emeklinin, dulun ve yetimin halinden. Onun bir eli yağda bir eli balda. Kahkaha attığı milyonlarca gariban emekli ise ucuz sebze ve meyve alabilmek için akşam saatlerinde pazarın yolunda.

Kahkaha yerine 17 milyona yakın emekliden yüzde 85’inin 26 bin 115 TL tutarındaki açlık sınırın hayli gerisinde olan en düşük emekli aylığı ile bir ay nasıl geçinebildiğini sorgulaması gerekir o vekilin. Bir süreliğine empati yapıp milyonlarca dar gelirliin yerine koysun bakalım, o zaman ne düşünür?

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan’ın dile getirdiği gibi, komik olan nedir? Emeklinin torunundan harçlık alacak hale getirilmesi mi? Açlık sınırı 26 bin TL’yi aşmışken emeklinin 16 bin TL’ye mahkum edilmesi mi? Aylığı yetmediği için emeklinin son baharlarında çalışması mı? Çalışırken iş cinayetlerine kurban gitmesi mi? Bunun gibi daha çok sorular sorulabilir o vekile. Eğer bu soruların ayırdında olabilseydi arkadaşlarını bile utandıran kahkahayı atmazdı.

17 milyona yakın emekli, dul ve yetimin yüzde 85’i açlık sınırının hayli altında olan aylıkla bir ay geçinmeye çalışıyor. Kahkahacı vekil ise ayda 229 bin TL alıyor. Türk-İş’in haziran ayı verilerine göre dört kişilik ailenin bir ayda dengeli ve yeterli beslenebilmsi için gereken tutarı oluşturan açlık sınırı 26 bin 115 TL. Arada 9 bin 234 TL fark var. Muhalefet partileri bu ayrıntıya dikkat çekerek en düşük aylığın 30 bin TL bandında olmasını dile getiriyor, yasa tekliflerini Meclis Başkanlığı’na sunuyor. Lakin siyasi irade teklifleri görmezden geliyor, reddediliyor. Yoksulluk sınırı da 85 bin 65 TL. En düşük emekli aylığının 5 katı tutarında. Avrupa İstatistik Ofisi ( Eurostat) verilerine göre Türkiye’de 18.6 milyon kişi yoksulluk sınırında yaşıyor.

Gerçekler böyle iken 16 bin 881 TL’ye yükseltilse bile çarşı pazar ve market raf fiyatlarına yetişemeyen en düşük aylığın görüşüldüğü genel kurulda kahkaha atmak milyonlarca gariban emekli, dul ve yetim ile dalga geçmek ülkeyi gerçekten üzdü. Attığı kahkaha o vekilin yaşam boyunca unutamayacağı, bir ayıbın simgesi olarak belleğinde derin iz bırakacaktır kuşkusuz. Her anımsadığında kahkaha ayıbını yüreğinde hissedecektir.

İnsanlar pahalılıktan yakınırken, parasızlıktan ve umarsızlıktan ne yapacağını şaşırmış durumda iken komik olan nedir sahi. Öyle ya komik durumlarda kahkaha atılır, katıla katıla gülünür. Emeklinin acınası durumu ile dalga geçilir mi hiç? Onlar yıllarca devlete ödediği yüksek sigorta priminin karşılığını, insanca yaşanabilir bir aylığın verilmesini, sonbaharlarında çalışmamayı, torunlarından gizlenmemeyi, aileleri ile tatile gitmeyi, gezmeyi istiyor. Avrupalı mevkidaşları gibi yaşamayı umut ediyorlar. Çok mu fazla insani bu talepleri?

{ "vars": { "account": "G-1REJ3H5V8B" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }