Süper Lig’in 37. Haftasında kendi evinde Kayserispor ile karşılaşan Gaziantep FK maçtan 1-1’lik skor ile ayrıldı ve çok şükür ki ligde kalmayı garantiledi.
Maçın önemini biz aslında aylar öncesinde Avrupa Kupası hedefi olabileceği zaman anlatmıştık. Peki ne demiştik?
Takımın gelecek planının yapılarak eğer hedef avrupa kupası ise ona göre ara transfer dönemi geçirip bir kaç takviyeyle bu hedef doğrultusunda ilerlenmesini, eğer ligde tutunmaksa hedef bu doğrultuda hesaplamaların yapılıp, alınabilecek puanların bir an önce alınmasını tavsiye etmiştik.
Geldiğimiz noktada son iki haftaya girilirken gördüğümüz şey ise bu söylediklerimizin hiç birinin dikkate alınmadığı, başı boş ve hedefsiz bir takımın olduğudur. Elbette sezon içinde olumsuz şeyler olabilir, aksaklıklar yaşanabilir. Fakat gerek yönetimin gerekse de teknik ekibin varlığı bu problemlerin ortadan kaldırılması için değil midir? Çok sevdiğim yazar ‘’Montaigne’’ sözü der ki ‘’Rotasız gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez.’’
Maçtan sonra basın toplantısında değerli büyüğümüz ve duayen gazeteci Murat Atay ve meslektaşımız Ali Budak, Erol Hoca’yı sordukları sorularla terlettiler fakat kimse kusura bakmasın ama Erol Hoca’nın bizi dinlediğini ya da önemsediğini düşünmüyorum.
Tüm stad Erol Hocayı istifaya davet ederken ‘’bir kaç kişinin protestosu’’ demesi zaten işin özeti şeklinde.
Farkındaysanız bir kaç haftadır ne detaylardan bahsediyorum, ne futbolculardan. Çünkü bu sezon bana göre Kasımpaşa maçından sonra bitmişti. Ondan sonrası sadece ligde kalıp kalmama savaşıydı. Yoksa dünkü maçta koşu mesafelerinde Maxim’in istatistiklerinin düşük kalmasını, Sagal’ın gittikçe performansını arttırmasını, gol beklentisinin düşüklüğünü, pas sayısındaki fazla ama etkisiz pas trafiğini, ortaların dağa taşa nasıl göderildiğini vs vs anlatırım. Fakat gerçek şu ki takım şu pozisyondayken ve takımın içinde karışıklık varken bunlardan bahsetmek bana göre çok elzem değil.
Seyircilerin maçın son dakikarlarında gösterdikleri tepkiye gelecek olursak bu tepkiyi anlayabiliyorum. Özellikle ikinci yarıda takımın oynadığı futboldan kimse memnun değil. Fakat bu tepkinin zamanını doğru bulmuyorum. Küme düşmemek adına bir puanın yettiği bir maçta son anlarda bu tepkilerin verilmesi hem yersiz hem de yanlıştı. Bu tepkiyi bir sonraki hafta verebilirsin anlaşılabilirdi bu elbette…
Ben takımın bu seneyi iyi veya kötü ligde kalarak bitirmesini başarı olarak görüyorum. Çünkü diğer takımlar çok kötü olmasaydı inanın ki bizdik küme düşen. Bu saatten sonra yapılacak tek şey var. Gelecek sezonun planlamasını şu dakikadan itibaren yapmak.
Son olarak Erol Bulut’un bahsettiği bazı detayları ise çok merak ediyoruz. Takımın bu hale gelmesinde kendisinin bahsettiği detayların neler olduğunu merakla bekliyoruz…