270 üst düzey kamu görevlisinin imzalarını ele geçiren çete, hem Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) sistemine, hem de e-devlet sistemine elektronik olarak yerleşmiş. Ahlaksız çete, ele geçirdiği sistem sayesinde isteyene para ile üniversite diploması dağıtmış. Cumhuriyet Savcısı’nın hazırladığı iddianameye göre, çeşitli üniversitelerde görevli çok sayıda profesör ve doçent sahte diploma ile bu unvanı edinmiş. Yani parayı bastıran üniversite kazanmadan, eğitim görmeden diploma almış, kamuda işe girmiş. O halde okuyup üniversiteyi bitirmeye ne gerek var. Bastırırsın parayı diplomayı alırsın.
Bir bakan yardımcısının lisans ve lisans üstü dahil 10 diploma sahibi olduğu bile ortaya çıkarıldı. 2. Abdülhamit’in torunu Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu’nun üniversite diploması sahte çıkarken, asker kaçağı olduğu saptandı. Eşeledikçe ne diplomaların sahte olduğu gözler önüne seriliyor.
Makedonya, Bulgaristan ve Gürcistan’da kurulu, YÖK’ün denkliğini kabul etmediği yurt dışı üniversitelerde okuyan öğrencilerin Türkiye’deki yüksek okullara yatay geçişi sağlanmış. Bu yolla Türk üniversitelerinden mezun olmuş o öğrenciler. Rezillik öylesine diz boyu ki, bir üniversitenin rektörü, yurt dışında YÖK tarafından denkliği kabul edilmeyen bir üniversitede okuyan oğlunu yatay geçişle kendi üniversitesinden mezun etmiş. Bu konuda önümüzdeki günlerde yeni gelişmelerin yaşanacağı, sürpriz isimlerin ortaya çıkacağı aşikar.
Salt diploma değil, sürücü belgeleri bile kursa gitmeden, direksiyon sınavına girmeden parayı bastırana verilmiş. Öylesine toplumsal bir çürüme söz konusu.
Garibanın çocukları kıtlık içinde okuyarak üniversite bitiriyor. Harıl harıl iş peşinde koşuyor. Çaldıkları her iş kapısı yüzlerine kapanıyor. Üniversiteye gitmeden sahte diploma sahibi olan ayrıcalıklı kitlenin çocukları ise kamuda kolayca işe girebiliyor. İş sahibi olamayan yüz binlerce üniversite mezunu genç evde oturuyor, ana baba parası gözetlemekten bunalıma giriyor, hatta intihar bile ediyor. Şöyle çevrenize bir bakın bakalım, işsizlikten evde oturan, kahve köşelerinde pinekleyen öyle çok sayıda pırıl pırl gençler var ki. Ama bazı beyefendilerin çocukları para ile edindiği sahte diploma sayesinde kamuda bol sıfırlı maaşla iş sahibi olabiliyor. Yazık değil mi derece yaparak mezun olan, boşta gezen gariban gençlere. Toplumsal çürüme bu olsa gerek. Parayı bastıran diplomayı almış. O halde ne gerek var bin bir emekle üniversite sınavına hazırlanmaya, bitirmeye. Dünyada bu olayların yaşandığı başka bir ülke var mıdır? Belki Güney Amerika ülkelerinde yaşanabilir bu tür yüz kızartıcı olaylar.
Çeteler, ahtapotun kolu gibi her yanı sarmış. Sadece bu olay değil ki. Bir avukat çıkar 19 Mart davası tutuklarının yakınlarından sevdiklerini tahliye ettireceğini ileri sürerek para talep eder. O avukat hangi gücüne güvenerek bu parayı talep eder, tahliye sözü verebilir. Neyse ki bu sahtekar avukat yakalandı. Lakin adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.
Savcılığın hazırladığı iddianameye göre, çeteler ellerini kollarını sallayarak Bakanlıkların odalarına yerleşerek kirli işlerinde buraları kullanmış. Akıl alacak gibi değil. Kimden yardım alırlar o odalara yerleşmek için. Böylesine bir başı bozukluk var ortada. Dar gelirli insanlar geçinme uğraşında iken, emekli yetersiz aylığı ile çocuğunu okutmaya çalışırken, çetenin kan dondurucu sahtekarlıkları unutulacak gibi değil. Umarım sahtekarlıklarının, kirli dümenlerinin hesabını yargıda verirler. Hak ettikleri cezayı alırlar.