Eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın şikayeti ile açılan “mutlak butlan” davasında gözler Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vereceği karara çevrilmişti. Mahkemenin 38. Olağan Gene Kurul’un yok sayılması anlamına gelen “mutlak butlan” kararı alıp, eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP’ye kayyum atayacağı görüşü ağırlıktaydı. Ne var ki beklentiler gerçekleşmedi duruşma 24 Ekim’e ertelendi.
Davanın ertelenmesi Türkiye’ye ve ekonomiye rahat nefes aldırdı. Ekrem İmamoğlu ile 15 belediye başkanının tutuklanması üzerine siyasette gerginlik egemen olmuş, halkın sorunları hep geride kalmıştı. Siyasi iradenin önceliği hayat pahalılığına, yüksek enflasyona, 13 milyona ulaşan işsizler ordusuna, halkın artan yoksullaşmasına çözüm bulması gerekirken gündem hep “CHP’’ye mutlak butlan atanıp atanmayacağı”oldu. Oysa hayat pahalılığı altında ezilen milyonlarca emekli, işçi, memur, esnaf, çiftçi, dul ve yetim sorunlarının giderilmesini bekliyordu. Bunlar göz ardı edilip CHP konuşuldu, tartışıldı.
Erteleme kararı ile borsa hızla yükseldi , dolar ve Euro düşmeye başladı. Bu karar ekonominin karara verdiği olumlu tepki idi. Mutlak butlan kararı çıksaydı borsa dibe vuracak, döviz aşırı yükselecek, halk daha da yoksullaşacaktı. Merkez Bankası, döviz artışını frenlemek için kaynaklarından milyarlarca doları piyasaya sürecekti. Piyasa sürülen birikim halkın ödediği vergilerden oluşuyor. Bir anlamda halkın ödediği vergilerden oluşan Merkez Bankası birikimi boşu boşuna heba olacaktı. 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun göz altına alınması 2 Eylül’de İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin CHP İstanbul il Başkanlığı’na kayyum atamasının bedeli 74 miyar dolar oldu. Bu para ile emekli aylıkları, memur maaşına yüksek zam yapılabilir, insanca yaşanabilir olanaklara kavuşabilirdi milyonlar. CHP’yi bölme, parçalama uğruna bu kadar para piyasaya sürüldü, Merkez Bankası birikimleri eritildi. Gerek var mıydı bunlara.
Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi Kemal Kılıçdaroğlu’nun göreve çağrılması anlamına gelen tedbir kararı talebini de reddetti. Bu karar Kemal Kılıçdaroğlu’na soğuk duş oldu. Mahkeme kararı ile eli bir ölçüde güçlenen CHP yönetimi 21 Eylül’de olağanüstü genel kurulu gerçekleştirecek, 24 Eylül’de olağan İstanbul il kongresi yapılarak il başkanı seçilecek, kayyum Gürsel Tekin’in görevi sonlanacak. Kafalardaki soru CHP 39. Olağan Genel Kurulu’nun “mutlak butlan” davasında beşinci duruşmanın yapılacağı 24 Ekim’den sonraya kalması. Eğer, o duruşmada mutlak butlan kararı çıkarsa olağan genel kurul gerçekleştirilebilir mi? Hukukçulara göre, 24 Ekim’e kadar ilçe ve il kongreleri tamamlanarak yeni kurultay delegelerinin katılacağı 39. Olağan Genel Kurul’u iptal edilemez.
Girişte de vurguladığım gibi, davanın ertelenmesi, diken üzerinde olan ülkeyi 40 günlüğüne de olsa rahatlattı, ekonomiye nefes aldırdı. Mahkeme 24 Ekim’de son noktayı koyarak CHP tartışmasını kökten gündemden düşürmeli. Bir siyasi partiyi halk oyları ile iktidara getirir ve götürür. Sandık ne derse o olur. Özgür Özel’in bitmeyen enerjisi, çalışkanlığı ve gençliği ile yurtta gerçekleştirilen CHP mitinglerinde halkın katılımı, coşkusu kamuoyunun bu davaya olumlu bakmadığını ortaya koyuyor. 14 Eylül’de Ankara-Tandoğan Meydanı’nı dolduran yüz binler bu istemini Türkiye’ye haykırdı. Emekçi, emekli, memur asıl gündeme, hayat pahalılığına, yüksek enflasyona, işsizliğe dönülmesini bekliyor.