CHP, kamuoyunda 'dezenformasyonla mücadele düzenlemesi' olarak bilinen 'Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la Türk Ceza Kanunu'na eklenen ve 'halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçuna hapis cezası öngören maddenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle AYM'ye başvurmuştu.

Anayasa Mahkemesi (AYM), "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçuna 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngören düzenlemenin iptal istemini reddetti.

Yüksek Mahkeme, bugünkü Genel Kurul gündeminde, CHP'nin, kamuoyunda 'sansür yasası' olarak bilinen 7418 sayılı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 29. maddesi ile Türk Ceza Kanunu'na (TCK) eklenen 217/A maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması başvurusunu esastan görüştü.

AYM Genel Kurulu, "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçunu işleyenlerin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin düzenlemenin iptal istemini oy çokluğuyla reddetti.

TCK'ye eklenen 217/A maddesi şunları içeriyordu:

"Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma: (1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. (2) Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi halinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır."

Basın meslek örgütleri, karar öncesi AYM karşısında nöbet başlatmış, Meclis'ten daha çok sosyal medyadaki sahte hesaplar ve bot hesaplarla mücadele gerekçesiyle geçirilen yasanın gazetecilere yönelik baskı ve yargı tehdidi haline getirildiğine vurgu yapılmıştı.

Hatırlanacağı gibi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yasaya ilişkin bir soru üzerine, "TCK'da 217/a yeni bir suç tipi olarak geçen yasama döneminde ihdas edilmişti, uygulamasına da başlandı. Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu. Halk içinde endişe, korku, panik yaratmaya yönelik ya da kamu düzenini ihlal eden nitelikte bir durum söz konusuysa, bu fiilleri tespit edecek, bunun suç olup olmadığını takdir edecek olan yine bağımsız yargıdır. Bu süreçte maddeyle ilgili iptal davası açıldı Anayasa Mahkemesine. Biz Bakanlık olarak görüşümüzü Anayasa Mahkemesine ifade ettik. Takdir Anayasa Mahkemesinin. Hep beraber sonucu göreceğiz" demişti.