Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) 2014 ile 2016 yılları arasında Genel Sekreterlik görevini yürüten Gürsel Tekin, partisinden istifa etti.

31 Mart'a sayılı günler kala CHP'deki iç karışıklık yeni bir boyut kazandı.

Mevcut Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi yeni dönemde aday gösterilmeyince CHP'den istifa etmiş ve partisine yönelik sert eleştiriler getirmişti.

G G Ms6 Mn Wo A A I Dv E

İlgezdi'nin ardından Kemal Kılıçdaroğlu'na yakınlığıyla bilinen Gürsel Tekin'de de aynı durum yaşandı.

CHP’de dört dönem Milletvekili seçilen ve 2014 ile 2016 yılları arasında da Genel Sekreterlik görevini yürüten Gürsel Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, partisinden istifa ettiğini duyurdu.

İsmi belediye başkan adaylığı için geçiyordu

İsmi Kadıköy veya Esenyurt Belediye Başkan adaylığı için geçen Gürsel Tekin, aday gösterilmeyince partisinden istifa ettiğini duyurdu.

Tekin istifa açıklamasında CHP'ye ağır eleştirilerde bulundu.

Gürsel Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada CHP’nin Atatürkçü ve sosyal demokrat kimliğinden uzaklaştığını belirtti.

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, Gaziantep’te depremzedelerle bir araya geldi Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, Gaziantep’te depremzedelerle bir araya geldi

Zehir zemberek sözlerle istifa etti

Tekin, Genel Merkez’in açıkladığı kural ve talimatlara bile uymadığını vurguladı.

Tekin, “Partinin her makamında görev alma onuruna erişmiş, her zaman sokakta, halkın içerisinde Türkiye’de iktidar olmak için çalışmış benim için ortaya çıkan bu tablo acı ve üzüntü vericidir” ifadelerini kullandı.

"Objektif koşul, liyakat ve ehliyet kalmadı"

Parti yönetimine eleştirilerini sıralayan Tekin'in açıklamaları şu şekilde:

"Aziz milletime ve yol arkadaşlarıma,

Cumhuriyet Halk Partisi’nin temel ilkeleri tüzük ve programında yer almaktadır. Ne yazık ki geçen zamanda CHP çağdaş uygarlığı hedefleyen, Türkiye’de iktidar olma ve halka hizmet etme amacına sahip Atatürkçü ve sosyal demokrat bir parti kimliğinden uzaklaştırılmış,

- Hiçbir objektif koşul, liyakat ve ehliyetin olmadığı,

- Parti içi hemşericilik, gruplaşma, ekipleşme ilişkileri ile makam ve mevkilerin dağıtıldığı,

- Partiye emek veren, partinin iktidar olması için çalışan insanların dışlandığı,

- Türkiye’de iktidar mücadelesi yerine parti içi iktidar mücadelesinin yeğ tutulduğu,

- Parti hukukunun ve partimiz emekçilerinin haklarının yok sayıldığı, Genel Merkezin kendi açıkladığı kural ve talimatlara bile uymadığı, parti hukukuna ve açıklamalarına güvenerek emek sarf eden insanların emeklerinin gasp edildiği,

- İdeoloji, ilke veya düşünce ile oluşan yoldaşlık ruhu yerine ahbap - çavuş, eş, dost, akraba ilişkilerinin her düzeyde belirleyici olduğu bir yapı haline dönüşmüştür.

Partinin her makamında görev alma onuruna erişmiş, her zaman sokakta, halkın içerisinde Türkiye’de iktidar olmak için çalışmış benim için ortaya çıkan bu tablo acı ve üzüntü vericidir.

Bu sebeple, Gençlik yıllarımdan beri hayatımı adadığım, ilkelerini kalbime mühürlediğim Cumhuriyet Halk Partisi’nden yine inandığım, uğruna yaşadığım ilkeler bunu emrettiği ve mevcut yapıda çalışma imkanım kalmadığı için büyük bir üzüntüyle istifa ediyorum.

Uğruna hayatımı adadığım ilkeler için çalışmaya devam edeceğim."