Gaziantep de oturan ömrünü Antika toplayarak geçiren Hanifi Usta, adeta bir müzeyi andıran dükkânını ziyaret ettik. Bizlere kendinden ve bu mesleğe nasıl başladığını şöyle anlattı, “Eskiden köylerde babamın çerçi mesleğiyle kaynaklı benim de antika düşkünlüğüm var. Ufak yaşlarda babamın yanında işe giderken, köylülerin paraları olmazdı, her türlü eski eşyalarını satardı bize. Bu eski eşyalar bakırlar oluyordu, antikalar oluyordu, Osmanlıdan kalma eserler oluyordu. Biz bunları daha önce kırıp hurdacılara veriyorduk. Daha sonra Gaziantep Bakırcılar çarşında bu eserleri antika olarak satıldığı gördüm bu işe koyuldum” diyerek şunları anlattı; “ 12-13 yaşlarında babamın yanında köy köy gezerdim. Köy hayatından şehir hayatına dönmüş yaptım. Sene 1990’da Gaziantep’e gelirken elimde birçok değerli eşyalar vardı. Hepsini Gaziantep Müzelerine vermiştim. Onlarda değerli eserler karşılığı bana para veriyordu” dedi.

Topladığım Eserler Birçok Müzede Sergileniyor

Hanifi Usta, “Bu iş kendimce çok zevkli bir meslek, bir eseri ilk defa görünce heyecanlanıyorum. Sonuçta İnsan elinden çıkmış el emeği göz nuru eserlerdir. Topladığım eserler birçok müzeler de şuan sergileniyor. Şuan Milli Mücadele Müzesinde cüzi miktarda kendi adıma vermiş olduğum eserler sergileniyor. 90’lı yıllarda ise çerçilikten topladığım eserleri ise Zeugma Müzesine verdim” diyerek ekledi.

Müze Yapmak İstedim Ama Olmadı

İşime olan düşkünlüğüm burada kendi adıma bir müze yapmak vardı diyen Hanifi Usta şunları ekledi, “Resmileştirme işi çok maliyetli olduğu için müzeden sergi sarayına dönüştürdüm. Bazı bilmediğim kaynaklar rahat durmadı çomak soktu bu işime, birkaç kuruş kazanmamı istemediler. Dava ettiler beni, davayı kazandım fakat bu işten soğuttular beni. Belki ileride tekrar açarım” diye sözlerini tamamladı.

MUHABİR: SALİH ÖZDEMİR