Kakao çekirdeklerinin 1550'de Avrupa'ya ilk kez getirildiği 7 Temmuz, her yıl dünya genelinde "Çikolata Günü" olarak kutlanıyor. İçindeki maddenin salgıladığı serotonin hormonu nedeniyle tüketenleri mutlu eden çikolata, damakta bıraktığı lezzetiyle de tercih ediliyor.

Çikolata, genellikle kakao çekirdeklerinden ve şekerden yapılan, tatlı ve lezzetli bir yiyecektir.

Yüzyıllardır insanlar tarafından keyifle tüketilen çikolatanın çeşitleri arasında süt çikolata, bitter çikolata, beyaz çikolata ve çeşitli dolgularla yapılan pralinler gibi çeşitler bulunur.

Kakao, çikolatanın ana bileşeni olan bitkisel bir kaynaktır ve içerdiği flavonoidler ve antioksidanlar nedeniyle bazı sağlık faydaları sunabilir.

Fakat, çikolatanın sağlık yararlarından en iyi şekilde yararlanmak için kakao oranı yüksek olan, az şekerli ve işlenmemiş çikolataları tercih etmek önemlidir.

Çikolatanın bazı faydaları vardır, ancak tüketim miktarı ve çeşidi önemlidir. İşte çikolatanın bazı faydaları...

Çikolatanın faydaları

Özellikle bitter çikolata, yüksek oranda antioksidan içerir. Antioksidanlar vücudu serbest radikallerin zararlı etkilerinden koruyabilir.

Bazı çalışmalar, düzenli olarak küçük miktarlarda çikolata tüketiminin kalp sağlığına faydalı olabileceğini göstermektedir. Özellikle koyu çikolatanın kalp-damar hastalıklarını azaltabileceğini öne sürüyorlar.

Çikolata, bazı insanlarda ruh halini yükseltebilir ve stresi azaltabilir. Bu etki, çikolatanın içerdiği bazı bileşiklerle ilişkilendirilir.

Çikolata, içerdiği kafein ve teobromin sayesinde kısa süreli zihinsel performansı artırabilir.

Ancak, çikolata yüksek kalorili ve şekerli olabilir, bu yüzden aşırı tüketim sağlığınıza zarar verebilir. Dengeli bir diyet içinde, ölçülü miktarda çikolata tüketmek genellikle zararlı değildir.

Çikolata neye iyi gelir

Çikolatanın içeriğindeki feniletilamin ve triptofan gibi bileşenler, beyindeki serotonin ve endorfin seviyelerini artırabilir, bu da ruh halini yükseltebilir ve stresi azaltabilir.

Kakao içeren bitter çikolatanın, antioksidanlar ve flavonoidler bakımından zengin olması nedeniyle kalp sağlığı için faydalı olabileceği düşünülmektedir. Bazı araştırmalar, düzenli olarak tüketildiğinde kolesterol seviyelerini düşürebileceğini ve kan basıncını düzenleyebileceğini göstermektedir.

Çikolatanın içindeki kafein ve teobromin gibi uyarıcılar, kısa süreli zihinsel performansı artırabilir ve konsantrasyonu artırabilir.

Kakao, antioksidanlar bakımından zengin bir besindir. Antioksidanlar, vücuda zararlı serbest radikallerle savaşarak hücresel hasarı azaltabilir ve yaşlanma sürecini yavaşlatabilir.

Üsküdar Üniversitesi Gıda Teknolojisi Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Salih Tuncay, insanların çikolatayı çok sevmesinin nedeninin içindeki etken maddeler olduğunu söyledi.

Çikolatadaki maddelerin mutluluk hormonu serotonin salgıladığını anlatan Tuncay, "Serotonin seviyesinde artış olduğu anda kendimizi mutlu hissederiz ve bu halin devam etmesini isteriz. O nedenle çikolata tüketimini arzu ediyoruz. Kakaonun diğer bir bileşeni teobromin dediğimiz etken madde belli oranlarda vücudumuzda artış gösterdiğinde adrenalin, heyecan duygusunu ortaya çıkartan maddenin salgılanması da artırıyor. Bu heyecan duygusunun ve bu mutluluk hissinin devam etmesini istediğimiz için daha fazla çikolata tüketimini arzu ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Çikolatanın ham maddesi kakao çekirdeklerinin ilk olarak Mezoamerika'nın bilinen ilk uygarlığı Olmekler tarafından yetiştirildiğini belirten Tuncay, daha sonra ise Mayalar tarafından sıvı bir içecek olarak tüketildiğini aktardı.

Tuncay, çikolatanın Avrupa'da ilk olarak İspanya'da kullanıldığını, daha sonra tüm kıtaya yayıldığını dile getirdi.

Çikolata Türkiye'de ilk İzmir'de tüketildi

Çikolatanın Anadolu'ya ise 17. yüzyılın sonlarına doğru geldiğini ifade eden Tuncay, şunları kaydetti:

Panik atağın en önemli belirtisi ’felaket düşüncesi’ Panik atağın en önemli belirtisi ’felaket düşüncesi’

"Avrupa'da genel olarak yayılım gösteren kakao çekirdekleri 1693'te seyyah Gemelli Careri tarafından ilk olarak İzmir'e getiriliyor. Sıvı bir içecek olarak bölge halkına veriliyor. Bununla birlikte Osmanlı'da da özellikle saray, seçkin, soylu dediğimiz sınıf tarafından tüketimi başlıyor. Tabii Cumhuriyet döneminde 1927'de ilk Feriköy'de çikolata fabrikası kuruluyor ve Türkiye'de, Anadolu'da yaygınlaşıyor."

Çikolata tüketimin iklim krizini de tetiklediğine işaret eden Tuncay, "Ormanlık alanlar yok edilerek yerine kakao ağaçları dikiliyor. Bu ciddi bir ormansızlaşmayı getiriyor. Orman alanlarının azalmasıyla, küresel ısınmayla sıcaklık artışı çok daha yaygınlaşabilir." dedi.

Tuncay, 1900'lü yılların başında İsviçre'de doktorların çocukların beslenmesi için sütü çikolatada kullanmak istediklerini ancak tercih edilmemesi üzerine kakao yağının eklendiğini dile getirerek, vitamin, amino asitler ve özellikle elzem yağ asitleri açısından zengin olan bu besinin çocukların tedavisinde de kullanıldığı bilgisini paylaştı.