Yüksek vergilerle fiyatı yüksek olan paket sigara yerine, yerli üretim olan sarmalık tütün talebi her geçen gün artıyor. Paket sigara alamayan sigara tüketicisi sarmalık tütün, sigara kağıdı alarak kendisi sararak içiyor veya bunu üretip satanlardan alıyordu.

5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda Kasım 2017’de yapılan düzenleme ile yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlara 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verilmesi yönünde düzenlemeye gidildi. Ancak kanunun uygulaması Haziran 2020’de çıkarılan yasa ile bir kez daha ertelenerek 1 Temmuz 2021 tarihine ertelendi. Daha sonra yine 6 ay daha uzatılarak 1 Ocak 2022 tarihine ertelendi.

Torba Yasa`nın 13. maddesine göre; Tarım ve Orman Bakanlığı`ndan izin almadan makaron, yaprak sigara kağıdı ve sigara filtresi fabrikası veya imalathanesi kuran ve işletenler, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 5 binden 10 bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacak. Yine aynı madde ile;

  • Bakanlıktan belge almamış kişilerden makaron ve yaprak sigara kağıdı alanlara veya bu kişilere makaron ve yaprak sigara kağıdı satanlara,
  • Belgesinde belirtilen işyeri dışında satış yapan toptan veya perakende makaron, yaprak sigara kağıdı satıcılarına,
  • Bakanlıktan satış belgesi almadan makaronun ve yaprak sigara kağıdının toptan veya perakende satışını yapanlara,
  • Bakanlıktan uygunluk belgesi almadan sigara filtresi üretenler ile satanlara,
  • İnternet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik ticaret araçları ya da posta ile sipariş yöntemi kullanarak makaron, sarmalık kıyılmış tütün ve yaprak sigara kağıdı satanlara bu cezalar uygulanacak.

TUTDERE: “6 AYDA TESİSLEŞMEYİ YAPIN, BİNANIZI YAPIN, MAKİNANIZI ALIN” DEMEK VİCDANİ MİDİR, AHLAKİ MİDİR?

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın "yetki belgesi" almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapmayı yasaklanmasına karşı Adıyaman ve ilçelerinde düzenlenen protesto eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle sabah saatlerinde jandarma ve polislerce kent merkezi ve ilçelerde düzenlenen ev baskınlarında yaklaşık 50 kişi gözaltına alındı.

“OPERASYONLARI DERHAL DURDURUN”

Yapılan ev baskınlarına tepki gösteren CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, “Hiçbir şiddete başvurmadan son derece barışçıl ve masum bir eylemdi, tepkiydi bu tepkiyi sona erdirdiler. Ve herkes parlemento dan meclisten çıkacak kararı bekliyordu. Ancak tütüncü yasaların ertelenmesine ilişkin kararları beklerken bugün sabah 5’te şafak operasyonu ile tütüncüler evinden bir bir alınmaya başlandı. Şu anda Adıyaman’da bu tütün eylemine katılan anayasa hakkını kullanan ve hükümete iktidara ekmeği için seslenen bütün yurttaşlarımıza hemşerilerimize ciddi anlamda operasyonlar var gözaltılar var. Biz tütüncüye yapılan bu operasyonları doğru bulmuyoruz. Bu operasyonları derhal sonlandırın çağrısı yapıyoruz. İktidara çağrı yapıyoruz. Adıyaman Valiliği’ne çağrı yapıyoruz, operasyonları derhal durdurun. Tütüncüleri dinleyin sorununu dinleyerek ve sorunu yasal yollarla çözerek sorunların çözümü için yapılacak ne varsa onu konuşun tütüncüyle zora başvurarak gözaltı yaparak tütüncünün sorununu çözemezsiniz. Gözaltı baskı ve zorbalık bu sorunu asla çözmeyecektir.”

Çelikhan İlçesi’nin Bulam Köyü’nden bir tütün üreticisi, “Yıllardan beridir tek geçim kaynağımız tütünü bugün meclis kararlarıyla yasaklamak ve bizi hapse atmak istiyorlar. Ekmek teknemiz olan tütün yasağı gelmesi ile beraber bütün halk sokaklara yollara döküldü. Biz kendi alın terimizden başkasına göz dikmeyiz bizim amacımız evimize 1 ekmek getirmek, çocuklarımıza geleceğimize ufak bir yatırım yapmak, bu küçük yatırımı bizlere çok görmeyin.”Bir başka üretici ise “Tütün kararı yeni bir sorun değil. Yıllardan beri bu kampanya yürütülüyor. Biz bu tütünden geçimimizi sağlıyoruz. Biz ekmeğimizi elimizden alınmasını istemiyoruz. Türün bizim için gözyaşıdır, haktır. Tütünü ortadan kaldırmasınlar. Tütünle biz çocuklarımızı okutuyoruz, yasaklanırsa bizler ne yapacağız. Bu çocuklar ne yapasın biz ne yapalım. Tütünden başka çaremiz yok bizim. Atatürk, “Çiftçi milletin efendisidir” diyor. Nerde kaldı bizim efendiliğimiz?” diye konuştu.

Bir diğer tütüncü ise, şunları söyledi:

“Ekmeğimizi tütünden kazanan fakir fukarayız. Bu tütünü ben yetiştiriyorum bununla 12 yaşındaki oğlumda, 70 yaşında annemin, babamın alın teri var. Zorluklar içinde çocuklarımızı okutur, evlatlarımıza harçlık gönderiyoruz. Bu şartlarda yaşam mücadelesi veriyoruz. Elimizde kalan son şey tütün, ona da göz dikmişsiniz. Tütün bu bölgeden kaldırılırsa ne olacak? İllerin nüfusu artacak, köyler boşalacak. Şehirlerin şartları da göz önünde. Benim çocuklarımın bir geleceği var. Okumasın mı? Ölüme mi terk etmek istiyorsunuz bizleri?”

NELER YAŞANDI?

Tütün, Türkiye’nin uluslararası piyasalarda marka değeri olan önemli tarımsal ürünlerinden birisiydi. Türkiye’de yetiştirilen oryantal tütünler, dünya piyasalarında uzun yıllar boyunca yüksek talep nedeniyle “Türk Tütünü” ismi ile anılıyordu.

2000`li yıllara kadar dünyanın önemli tütün üreticilerinden olan ve halen oryantal (şark) tütün üretiminde ilk sırada bulunan Türkiye, 2002 yılında çıkarılan Tütün Yasası sonrası üretimde büyük gerileme yaşadı. Tütün Yasası çıkarıldıktan sonra sözleşmeli üretim modeline geçilmesi ile üretim büyük oranda çok uluslu sigara tekellerinin denetimine geçti. Sigara üreticileri ve tütün ihracatçıları kiminle sözleşme yaparsa sadece o üreticilerin üretim yapabileceği bir sistem kuruldu. Bu yeni sistemle tütün ihracatçısı olan Türkiye, tütün ithalatçısı oldu. Üretilenden daha fazlası ithal edilmeye başlandı.

ÜRETİCİ SAYISI SON 18 YILDA YÜZDE 86 AZALDI

2002 yılında çıkarılan Tütün Yasası sonrasında üretim ve ihracat azaldı. Türkiye 2020 yılında 51 bin 845 ton tütün ihraç etti. 115 bin 459 ton tütün ithal etti. Son 18 yılda Türkiye'de kullanılan yerli tütün oranı yüzde 42'den yüzde 11'e geriledi.

Sigara harmanlarında da yerli tütün üretimi hızla düştü. 2002 yılında yüzde 40`ın üzerinde olan yerli tütün kullanım oranı 2019`da yüzde 12`ye kadar düştü. Tütün Yasası`nın kabul edildiği 2002 yılı öncesi yıllık 350-400 bin ton olan tütün üretimi son yıllarda 80 bin tona, bazı yıllar 50 bin tona kadar geriledi.

2002'de 405 bin olan tütün üreticisi sayısı yüzde 85 düşüşle 2020'de 57 bine kadar geriledi. Bu hem sözleşmeli hem de sözleşmesiz üreticilerin sayısı. Piyasanın yüzde 90'ı ise uluslararası şirketlerin eline teslim edildi.

Bir diğer tütüncü ise, şunları söyledi:

“Ekmeğimizi tütünden kazanan fakir fukarayız. Bu tütünü ben yetiştiriyorum bununla 12 yaşındaki oğlumda, 70 yaşında annemin, babamın alın teri var. Zorluklar içinde çocuklarımızı okutur, evlatlarımıza harçlık gönderiyoruz. Bu şartlarda yaşam mücadelesi veriyoruz. Elimizde kalan son şey tütün, ona da göz dikmişsiniz. Tütün bu bölgeden kaldırılırsa ne olacak? İllerin nüfusu artacak, köyler boşalacak. Şehirlerin şartları da göz önünde. Benim çocuklarımın bir geleceği var. Okumasın mı? Ölüme mi terk etmek istiyorsunuz bizleri?”

NELER YAŞANDI?

Tütün, Türkiye’nin uluslararası piyasalarda marka değeri olan önemli tarımsal ürünlerinden birisiydi. Türkiye’de yetiştirilen oryantal tütünler, dünya piyasalarında uzun yıllar boyunca yüksek talep nedeniyle “Türk Tütünü” ismi ile anılıyordu.

2000`li yıllara kadar dünyanın önemli tütün üreticilerinden olan ve halen oryantal (şark) tütün üretiminde ilk sırada bulunan Türkiye, 2002 yılında çıkarılan Tütün Yasası sonrası üretimde büyük gerileme yaşadı. Tütün Yasası çıkarıldıktan sonra sözleşmeli üretim modeline geçilmesi ile üretim büyük oranda çok uluslu sigara tekellerinin denetimine geçti. Sigara üreticileri ve tütün ihracatçıları kiminle sözleşme yaparsa sadece o üreticilerin üretim yapabileceği bir sistem kuruldu. Bu yeni sistemle tütün ihracatçısı olan Türkiye, tütün ithalatçısı oldu. Üretilenden daha fazlası ithal edilmeye başlandı.

ÜRETİCİ SAYISI SON 18 YILDA YÜZDE 86 AZALDI

2002 yılında çıkarılan Tütün Yasası sonrasında üretim ve ihracat azaldı. Türkiye 2020 yılında 51 bin 845 ton tütün ihraç etti. 115 bin 459 ton tütün ithal etti. Son 18 yılda Türkiye'de kullanılan yerli tütün oranı yüzde 42'den yüzde 11'e geriledi.

Sigara harmanlarında da yerli tütün üretimi hızla düştü. 2002 yılında yüzde 40`ın üzerinde olan yerli tütün kullanım oranı 2019`da yüzde 12`ye kadar düştü. Tütün Yasası`nın kabul edildiği 2002 yılı öncesi yıllık 350-400 bin ton olan tütün üretimi son yıllarda 80 bin tona, bazı yıllar 50 bin tona kadar geriledi.

2002'de 405 bin olan tütün üreticisi sayısı yüzde 85 düşüşle 2020'de 57 bine kadar geriledi. Bu hem sözleşmeli hem de sözleşmesiz üreticilerin sayısı. Piyasanın yüzde 90'ı ise uluslararası şirketlerin eline teslim edildi.

Sözleşmesiz tütün üretiminde ise en büyük pay yüzde 87 ile Güneydoğu Anadolu'nun. Kalan yüzde 13 ise Doğu Anadolu.

YERLİ TÜTÜN ORANI YÜZDE 42'DEN YÜZDE 11'E KADAR DÜŞTÜ

Türkiye'de yerleşik olan sigara üretim firmalarının yerli tütün kullanımı 2003'te yüzde 43 iken bu oran 2006'da yüzde 35'e kadar geriledi. 2008'de TEKEL'in sigara biriminin özelleştirilmesi ve tütün fonunun da sıfırlanması ile birlikte 2020 yılı itibarıyla yüzde 11' e geriledi.

Yerli tütün kullanım zorunluluğu düzenlemesi

28.10.2020 tarihinde yayınlanan 7255 Sayılı Kanun ile 4733 Sayılı Kanun’un 6. Maddesine “Tütün mamulü üreticilerinin, bir takvim yılı içinde yurt içi piyasaya arz amacıyla ürettikleri ve ithal ettikleri; sigara, nargilelik tütün mamulü, sarmalık kıyılmış tütün mamulü ve pipoluk tütün mamulü kategorilerinde kullandıkları toplam tütünün, kategori bazında en az yüzde otuzunun Türkiye’de üretilen tütün olması zorunludur. Cumhurbaşkanı, bu oranı yüzde kırk beşe kadar artırmaya yetkilidir.” Hükmü eklenmiştir. Bu düzenlemeye geçiş sağlamak üzere tütün mamulü üreticileri 2022 yılı için %17, 2023 yılı için %21 ve 2024 yılı için %25 olarak yerli tütün kullanmak zorunda olacaklardır. Bu düzenleme ile yerli tütün kullanım miktarında üç yıl içinde 7 milyon kilogram artış beklenmektedir.

Haber: Ramazan ELES