Türkiye Cumhuriyeti’nin 99.kuruluş yıldönümünü coşku ile kutluyoruz. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk ulusuna en büyük armağanı olan Cumhuriyet ateşi, tüm karanlık girişimlere karşın 99 yıldır meşale gibi parlıyor, ülkeyi aydınlatıyor.

1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilan edilmesi hem aklın ve çağın gereği, hem de halkın bilinçli eyleminin doğal sonucudur. Cumhuriyet ilan edilerek egemenlik saraydan, sultandan alınıp asıl sahibine, halka verildi, böylece hak yerini buldu. Bazılarının iddia ettiği gibi Cumhuriyetin ilan edilmesi baskıcı, diktatörce bir hareket değil, tam tersine halkçı, eşitlikçi, adil ve çağdaş bir harekettir.

Cumhuriyet, Atatürk’ün 28 Ekim 1923 gecesi İsmet Paşa’ya “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” demesiyle bir gecede kurulmadı. Atatürk’ün kafasında gençlik yıllarından beri var olan Cumhuriyet düşüncesi 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla şekillendi ve 29 Ekim’de ilan edildi.

Günümüzde karanlık kafalıların, yobazların öcü gibi korktuğu Cumhuriyet, Ulu Önder’in 1923’te belirlediği hedefler doğrultusunda daha da perçinleşiyor. O kadar aşağılanmaya, hor görülmeye, hatta yok edilmek istenmesine rağmen Türk halkı tarafından kararlıkla sahiplenilerek dimdik ayakta duruyor, kuşkusuz durmaya devam edecek.

Samsun’dan başlatılan Kurtuluş mücadelesinin ardından Ulu Önder’in Türk ulusuna armağanı, ümmetten ulusa geçişin, çağdaşlığın, küllerinden yeniden doğmanın güzel bir örneği olan, dünyanın imrenerek baktığı Cumhuriyet, bazı karanlık kafalılar tarafından görmezden gelinmeye, aşağılanmaya çalışılsa da değerinden hiçbir şey yitirmiyor, aksine daha da güçleniyor.

Kurtuluşun ve kuruluşun felsefesi, yaşam nedeni Atatürk ilkelerinin temelini oluşturduğu Türk Devrimi’nin en büyüğü Cumhuriyet, Türk ulusunu, bizleri yarınlara taşıyacak en yüce değer.

Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve en akılcı uygulamasını sağlayan devlet yönetiminin adıdır Cumhuriyet. Dar kalıplara sığmayan, yurttaşlar, kadın-erkek,  çoluk çocuk, köylü kentli, yoksul zengin, tasada ve kıvançta ortak, birlikte yas tutabilmenin, birlikte bayram edebilmenin adıdır Cumhuriyet.

Din ve inanç özgürlüğü içinde, dinin kutsallığına saygı duyulmasının, dinin gündelik siyaset malzeme olarak kullanılmamasının, dini esaslara dayalı bir rejimin inşa edilmemesinin, din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılmamasının, yurttaşların dini inançlarından ötürü ayrımcılığa tabi tutulmamasının adıdır Cumhuriyet.

Kimsenin kılığından kıyafetinden ötürü suçlanmamasının, hakarete ve saldırıya uğramamasının, herkesin laik bir rejimde yaşamasının adıdır Cumhuriyet.

Eğitim sisteminin siyasi emellere alet edilmemesinin, okulların buna göre düzenlenmemesinin, eğitimde fırsat eşitliğinin tüm topluma yaygınlaştırılmasının adıdır Cumhuriyet.

Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, karalamaya çalışırlarsa çalışsınlar, Ulu Önder’in izini, ilkelerini, devrimlerini, en önemlisi yüce armağanı Cumhuriyet’i yok etmeye güçleri yetmeyecek.