Bilim insanları önümüzdeki aralık ayından itibaren Türkiye’de son yılların en şiddetli kış mevsiminin yaşanacağını, yoğun kar yağışının günlük yaşamı esir alacağını açıkladı. Aralık ayından itibaren 30 gün süre ile kar yağışı ve dondurucu soğuk hava etkili olacak yurdun her yerinde.
Uzun yıllar büyük kuraklık çeken ülkemiz adına bu açıklama son derece sevindirici. Barajların boşaldığı, derelerin, akarsuların kuruduğu, büyük kentlerde su kesintilerinin yaşandığı bir dönemde etkili ve bol yağışlı kış mevsiminin kapıda olması kuşkusuz kuraklık ve ekolojik denge adına son derece önemli.
Lakin madalyonun diğer tarafına bakınca dar ve sabit gelirliler için etkili kışın faturası oldukça kabarık olacak. Geçim sıkıntısı çeken milyonlarca gariban, havaların soğuması ile birlikte yüklü gelecek doğalgaz ve elektrik faturalarını ödeyebilmek, geçen yıla göre hayli artan kömürü satın alabilmek için zorlanacak. Kömürden doğalgaza ve elektriğe ısınmak için kullanılan her temel tüketimin fiyatı bir yılda yüzde 30’u aşkın oranda arttı. Yeni zamlar da yolda. Türkiye’de 26 milyon 599 bin haneden 22 milyonu doğalgaz abonesi. Hane başına ortalama doğalgaz tüketimi 122 metreküp. Bu da vergiler eklendiğinde 1500 TL tutarında fatura anlamına geliyor. Yani her hane kış mevsiminde ortalama 1.500 TL ödüyor.
Doğalgaz abonesi olmayan, kömür tüketen aileler, diğerleri gibi bu kış daha fazla para ödeyecek ısınmaya. Zira son bir yılda yerli kömür fiyatı yüzde 30, ithal kömür ise yüzde 57 oranında yükseldi. Bu fiyatların sabit kalmayacağı, yeni yılla birlikte yeni zamların geleceği kesin. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alpaslan Bayraktar, 2026 yılında doğalgaz ve elektrik fiyatlarına öngörülen enflasyon oranında zam yapılacağını duyurmuştu. Yani elektrik ve doğalgaza önümüzdeki yıl yüzde 25-30 arası zam yapılması kuvvetle muhtemel. Bilindiği gibi önümüzdeki yılın başından itibaren elektrikte uygulanan sübvansiyon, yani devlet desteği kaldırılacak. Hali ile yüksek tutarlı faturalar gelmeye başlayacak. Doğalgazda da devlet desteğinin yine 2026 yılında kaldırılacağı söyleniyor. Büyük olasılıkla bu da gerçekleşecek. Hal böyle olunca elektrik ve doğalgaz faturaları bir anda herkesi şoke edecek tutarlara fırlayacak. Yetmedi kademeli tarifeyle bu artışlar katlanacak.
TMMOB Makine Mühendisleri Odası’na göre devlet desteğinin sonlandırılması ile 1000 TL tutarındaki doğalgaz faturaları bir anda 2 bin TL’ye kadar çıkabilecek. Bu tablo karşısında emekçi, memur, emekli, dul, yetim, çiftçi ve esnaf, milyonlarca sabit gelirli aylık ve gelirlerinin önemli bölümünü ısınmaya ayıracak. Kış mevsiminin yüzünü göstermesiyle cüzdan ve cepler boşalacak. 16 bin 881 TL aylığı olan emekli ile 22 bin 104 TL’ye emek harcayan asgari ücretli, bunlardan daha düşük aylık ve geliri olan dul, yetim şişkin faturaları nasıl ödeyebilecek? Aldığı para ne ki, hem temel gıda tüketim harcamalarını yapabilsin hem de ısınma giderlerini karşılayabilsin. Eğer bunu gerçekleştirecek bir babayiğit varsa çıksın ortaya açıklasın. Kamuoyu da görsün.
Kara kış yaklaştıkça yoksul aileler şimdiden kara kara düşünmeye başladı bile. Bu insanların arasında kalorifer peteklerinin bir bölümünü kapatarak battaniyeye sarınarak tasarruf etmeyi düşünenler olabilir. Lakin dondurucu soğuğun ve kışın şakası olmaz. Tasarruf edeyim derken sağlıklarını yitirme tehlike ile karşı karşıya kalabilirler. İki arada bir derede kalacaklar.
Yüksek kira karşısında zorlanan emekli çözümü birkaç kişi ile ortak ev tutmakta bulmuş. Eskişehir’de en düşük emekli aylığı alan emekliler artık ortak evde tutuyor, kirayı bölüşüyorlarmış. Bir diğer çözüm de ev sahibi olan emekli, çalışsa bile geçim sorunları yaşayan oğlu ile gelinini yanlarına alarak birlikte yaşıyormuş. Hayat çok pahalı, ele geçen aylık, maaş ve ücretler kısıtlı olunca insanlarımız da kendince böylesi çözüm yollarına başvuruyor.
Bu tablo karşısında “asgari ücrete ve en düşük emekli aylığına yüzde 30 zam yapılır mı?” diye hala tartışıyoruz. Yüzde 30 artış yapsanız bile bu koşullarda ne anlamı olabilir ki…