Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur seçim sonucu belli olacak.

Ülke tarihinde ilk kez gerçekleştirilecek ikinci tur seçime ilk turda olduğu gibi yoğun katılım bekleniyor. 14 Mayıs’taki seçimde yüzde 87’i aşkın seçmen oy kullanmıştı. İkinci turda bu oranın daha yüksek olması kuvvetle muhtemel.

İkinci tur için yurtdışında oy kullanan 1 milyon 856 bin seçmenin sandığa gitmesi yurtiçinde de rekor katılımın ipucunu veriyor. Her seçmen demokratik hakkını kullanarak mutlaka 28 Mayıs’ta oyunu sandığa atmalı. Ne denli çok seçmen sandığa giderse demokrasi ve katılımcılık o denli güçlenir. Beş yılda bir siyasi iradenizi yansıtacak tercihinizi sakın ıskalamayın.

Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olduğu ikinci turda kıyasıya yarış var. İlk turda yüzde 5.17 oy alarak dikkatleri üzerine çeken Sinan Oğan’ın ters köşe yaparak Erdoğan’a destek vermesi epey tartışıldı.  Oğan, önceki sert söylemlerinin aksine destek kararıyla siyasette ilginç figür haline geldi. Gerçi siyaset tarihinde buna benzer vakalar yaşanmıştı. Bundan sonra da kişisel çıkar uğruna ilkelerinden ve duruşundan ödün verecek siyasetçilere tanık olacak Türkiye.

Sinan Oğan belki de ileri yıllarda MHP Genel Başkanı olabilme  hesabı ile Cumhur İttifakı’na destek verdi. “Olmaz olmaz” demeyin ne sürprizlere, ne olmayacak gelişmelere tanık olduk. Her şey olası.

ATA İttifakı’nın kurucusu, Sinan Oğan’ın cumhurbaşkanı adayı olmasını sağlayan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ beklendiği gibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında yer aldı. Ülkenin her yerinde boy gösteren, sayıları giderek artan sığınmacıların ülkelerine gönderilmesini partisinin temel ilkesi haline getiren Özdağ, bu konuda Kılıçdaroğlu’ndan yeşil ışık görünce desteğini açıkladı. O destek Kılıçdaroğlu’na özellikle gençlerden şüphesiz oy getirecektir.

İkinci tur seçimin birinci gündemi maddesi sayıları 13 milyona ulaştığı vurgulanan sığınmacılar. Türkiye, 2011 yılında Suriye’de iç savaşın başlamasıyla sığınmacı akınına uğradı. Salt, Suriyeliler değil, Afganlı, Pakistanlı, Iraklı, İranlı, Somalili ve diğer Ortadoğu ülkelerinden gelenler elini kolunu sallayarak Türkiye’ye kapak atıyor. Kendi mahallerinin ve gettolarını oluşturdular.  

Varsıl olanı 400 bin dolar karşılığında konut satın alarak Türkiye cumhuriyeti yurttaşlığını ediniyor,  Türkçe bilmeyen seçmen olarak oy  bile kullanıyor. Bu tablo dayanılmaz boyuta ulaştı.  “Suriyeliler tarımda ve istihdam alanlarında ucuz iş gücü olarak çalışıyor, giderlerse çoban, işçi  bulamayız” gibi  söylemlerle geçiştirilecek kadar basit değil. Zira ülkenin geleceği ve Türk gençleri söz konusu. İşsiz gençlerimiz onların yerini rahatlıkla doldurur ve iş sahibi olurlar.