Neye ihtiyacınız var? Bir düşünün... Tam da şu anda, ihtiyacınız olan şey nedir? Daha fazla para mı? Bir sevgili mi? Başarı, mutluluk, huzur mu? İşyerinizde bir terfi veya bir sosyal medya hesabınızın belli bir takipçi sayısına ulaşması olabilir...

Bunların hepsi, günümüz şartlarında oldukça makul ve beklendik ihtiyaçlar. Buna biraz daha bilimsel bakış açısı ile yaklaşıp Abraham Maslow’un ortaya atmış olduğu İhtiyaçlar Hiyerarşisini ele almak istiyorum bu teori ihtiyaçları 5 kategoriye ayrılmaktadır.

Bunlardan ilki fizyolojik ihtiyaçlar, ikinci olarak güvenlik ihtiyacı, üçüncü sosyal ihtiyaçlar, dördüncü saygınlık ihtiyacı ve son olarak kendini gerçekleştirme ihtiyacı olarak sıralanır. Maslow’a göre insanların ilk amacı temel ihtiyaçlarını karşılayabilmektir.

Temel ihtiyaçlar karşılanabilmelidir ki sonrasında “üst ihtiyaçlar” düşünebilsin. Örneğin, fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayamayan bir kimse kendini gerçekleştirme ihtiyacını hissetmeyecektir bile, onun amacı hayatta kalabilmek olacaktır. Kısacası Maslow, insanların adım adım kendini gerçekleştirme seviyesine ulaşabileceğine inanır.

Birey, bir kategorideki ihtiyaçları tam anlamıyla karşılayamazsa bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine geçemez. Aynı zamanda Maslow, bireyin kişilik gelişiminin baskın olan ihtiyaç kategorisi tarafından belirlendiğini söyler. Dolasıyla, bireyin kişilik gelişimi, o an için duyulan ihtiyacın baskınlığına göre belirlenir.

Kendini Gerçekleştirme Kuramı

Maslow’a göre yeterli imkânlar sağlandığı zaman her insan kendini gerçekleştirecektir. Kendisinin bu görüşü psikolojik bakımdan sağlıklı, kişinin kendinden ve toplumun ondan beklediklerini karşılamış olması gerektiği yönündedir. Eğer kişi biyolojik, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını tatmin edebilmişse kendini gerçekleştirmeye odaklanabilir. Kısacası, temel gereksinmelerine doyum sağlayan bireyler kendilerini daha özgür ve iyi hissedecek, sonuçta kendisinde hâlihazırda bulunan tüm potansiyelleri açığa çıkarmayı isteyecektir. Kendini gerçekleştirmeyi başaran insanların bazı özellikleri şu şekildedir:

  • Kendilerini ve başka insanları oldukları gibi kabul ederler.
  • Gerçek hayatta olan olayları objektif bir şekilde değerlendirme eğilimdedirler. Eksikliklerden ya da hatalardan aşırı rahatsız olmazlar.
  • Yüzeysel ilişkilerdense daha derin ve anlamlı ilişkiler kurarlar. Kendini gerçekleştirmeyi başaran insanlar aynı zamanda empati yeteneklerini de geliştirirler.
  • Özerk bir yapıları vardır ve bu sayede yalnız kalabilme gücüne sahiptirler.

Maslow’un kendini gerçekleştirme kuramı bir süreçtir, buradaki amaç mükemmel kişi olmak değildir.

Peki biz Türkiye de yaşayan insanlar olarak bu ihtiyaçlarımızı ne kadar karşılayabiliyoruz . ?

Yıllar önce ortaya atılan bu teori, bizlerin hala ilk basamakta takılı kaldığını su götürmez bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye de bu kadar antideprasan kullanımı, bu kadar şiddet olması tesadüf değildir herhalde öyle değil mi ? Biz bu şartlar altında hayatta kalmaya çalışıyoruz bu nedenle bazılarımız kişiliğin ilkel yönü olan İdin baskılarına dayanamayıp şiddet yönünü gösteriyor bazılarımız ise antidepresanlara sığınıyor .

Bunun üzerine düşünmek için bilim insanı olmaya gerek yok siz ne dersiniz ?

Psk.Dan. Cansu BULDUK