Futbol her zaman mutlu ve sevinçli olaylara sahne olmuyor. 1989’daki Hillsborough faciası 96 insanın hayatını mal olan bir facia olarak anılara kazındı. Para hırsı, rüşvet ve sorumsuzlukla gözü dönem bir avuç ahlaksız Polis ’in yarattığı faciayı okuyacaksınız aşağıda.

Asıl acı verende yıllarca medya ve siyasetin kirli oyunları ile üzeri örtünmeye çalışılan bir facia.

Altta bu fotoğrafta sağ tarafta yer alan kişi Liverpool ‘un yaşayan efsanesi Stefan Gerard. Soldaki sevimli çocuk ise pek çoğumuzun tanımadığı, kuzeni Jon Paul Gilhooly.

Gerrard Main

1980’li yıllarda Liverpool sokaklarında birlikte futbol oynayan bu iki çocuğun en büyük hayali gönül verdikleri Liverpool ‘da beraber futbol oynamaktır. 1888 yılında birbirlerine söz verirler.  İlk olarak takıma kim girerse kuzenini de takıma aldırmaya yemin ederler.

Ancak bu söz asla gerçekleşmez. İngiltere tarihinin en büyük futbol faciası yaşanır. Bu facianın adı Hillsborough’dur.

1989 FA Cup yarı finaline sahne olan Hillsborough’da yalanan facia çoğu kişinin hafızasında şiddet yanlısı holiganların taşkınlık yapması ve bunun sonucunda 96 kişinin ölmesi olarak kalmıştır.

İngiltere’nin en çok satılan gazetesi The Sun’ın, işte gerçek manşetiyle yaptığı bu haber tüm kamuoyunu facianın bir holigan terörü olduğuna inandırmıştır.

The Sun’ın referans gösterdiği haberlerde Liverpool taraftarının kendi aralarında kavga ettikleri, ölen taraftarların ceplerindeki paraların alındığını, görevlerini yapan polislerin üzerine işediklerini ve yardıma gelen sağlık görevlilerinin engellendiğini yazar.

Olay, Liverpool taraftarı adına öyle lekeleyici bir hal alır ki, herkes Liverpool taraftarından nefret eder. UEFA başkanı Jacques George Liverpool taraftarı için onlar insan değil eşkıya ve canavar der.

1991 ‘de kraliyet savcılığı yürütülen soruşturmada, statlarda fiziki şartların iyileştirilmesi yönünde bir rapor hazırlarken, 96 kişinin neden öldüğüne dair bir sorumlu bulamaz.

Yani rapora göre 96 kişinin tamamı kendi sonunu hazırlayan taraftarlardır. Hayatını kaybeden 96 kişi arasında sabıkası olan bir kişi bile yoktur. En küçüğü 10 yaşındaki Jon Paul olan 96 kurbanın yakınları ve Liverpool kulübü bu tarihten itibaren büyük bir hukuk mücadelesi verir.

1997 ve 2000’de yapılan yeniden yargılama talepleri delil yetersizliğinden reddedilir. Ancak 2008 de emekli olan The Sun gazetesi muhabir i bütün gerçekleri anlatır. Olayın aslı bilinenin aksine büyük bir trajedidir.

Whatsapp Görsel 2024 05 28 Saat 18.59.59 78E39607

15 Nisan 1989 günü Sheffield kentinde oynanan maç için Liverpool ‘a 24.000, Nottingham Forest’a ise 29.000 kişilik yer ayırtılmıştır. 1960 ve 1970’li yıllarda ülkenin en popüler kulübü olan Liverpool un çok büyük bir taraftar kitlesi vardır. Bu yüzden Liverpool kulübü maçın daha büyük bir stadyum ‘da oynanmasını veya Wembley ‘e alınmasını talep eder. Bu talep reddedilir. Ve nihayet 15 Nisan 1989 günü gelir.

Liverpool a ayrılan yer sayısı 24.000 olmasına rağmen stada 40.000 kişi gelir.

Bazı uyanık polisler gelen biletsiz taraftarları para karşılığı içeriye almaya başlarlar. Fakat istek çok fazla olunca turnikesiz iki kapı olan Leppings Lane tribününe yönlendirme yaparlar. Polise göre bu sorun değildir rüşveti veren seyirciler stadyum ‘ a girdikten sonra içerde kaybolacaklardır.

Ancak bu düşünüldüğü gibi olmaz. Çünkü Leppings Lane tribününü diğer sektörlerden ayıran bariyerler vardır. Bu bariyerler binlerce ton ağırlığa karşı mukavemet sağlayacak şekilde yapılmıştır. Yıkılması neredeyse imkânsız metallerdir.

Leppings Lane tribünün kapasitesi 2.000 kişi olmasına rağmen polisler 5.000 kişiyi doldurmuşlardır. Daha kötüsü ön tarafta yığılmadan haberi olmayan polisler neredeyse deli gibi doldurmaya devam etmektedirler. Bazı polislerin cepleri paralarla dolmuş fazlasını göğüslerine sokmaya başlamışlardır.

Maçın başlamasına 10 dk. Kala maçın iptal edilmesi ve tribünlerin derhal boşaltılması teklif edilir. Ancak teklif stadyumdaki polis yetkilisi David Duckenfield tarafından reddedilir. Maçın iptal edilmesi halinde polislerin yaptığı yolsuzluk ortaya çıkacaktır.

Bu şartlarda maç başlatılır. Korkunç bir can pazarı yaşanıyordur. Tribünlerde sıkışan taraftarlar sahaya girmeye çalışıyor. Çığlıklar bağırtırlar ezilenler tam bir facia yaşanmaya başlar. Maçın 6. Dk. geldiğinde hakem oyunu durdurur. Artık bütün futbolcular ve hakemler faciayı seyretmeye başlarlar.

Olayın ardından polisin yaptığı yolsuzluk ve faciaya yol açan uygulama İngiliz hükümeti tarafından haber alınmış, ancak üstü örtülmüştür. Zira bu durumda görevli polisler yargılanacak, içişleri ve Başbakan‘ın istifa etmesi gerekecektir.

O dönem İngiltere başbakanı Demir Leydi ünvanlı Margaret Thatcher’dir. Bir futbol maçı için istifa etmeyi asla kabul etmeyecek yapıda olduğu için olayı örtmeyi ve manipüle etmeyi tercih etmiştir.

Thatcher ‘in tasarladığı projeyi hayata geçirme görevi ise, Demir Leydi’nin sağ kolu olarak görev yapan, The sun gazetesinin sahibi Kelvin Mackenzie ‘ye verilmiştir.

2009 Yılında yeniden başlatılan soruşturmanın ilk bölümü 2012 yılında sona ermiş ve o güne kadar terörist ilan edilen 96 kurban yeniden anılarak itibarları iade edilmiştir. Hayatta olan 6 kişi hapis cezasına çarptırılmış ve 2013 yılında ölen Margaret Thatcher’de yargılanmaktan ölümü sayesinde kurtulmuştur.

23 yıl aradan sonra The Sun gazetesinin Asıl Gerçek manşeti ile yaptığı haberin ve özrün pek işe yaradığı söylenemez. 1989 ‘dan beri Liverpool ‘da satılmayan The sun skandalın ardından büyük tiraj kaybetmiştir.

Facianın en küçük kurbanı Jon Paul ‘e en büyük vefayı gösteren kişi ise kuzeni Stevan Gerard oldu. Birlikte kurdukları hayali gerçekleştiremeseler de, formasını giydiği kulübe asla ihanet etmemiştir.

Tarihte Real Madrid ‘in teklifine ret cevabı veren iki futbolcudan biri olur. Diğeri Totti’dir.  Liverpoollu Gerard ismi ile futbol a veda eder.