Yerin yüzlerce metre altında akıttıkları alın terlerinin karşılığını, haklarını 15 yıldır istiyorlardı. Çeşitli eylem gerçekleştirdiler, engellemelere karşın Ankara’ya yürüdüler. Lakin analarının ak sütü gibi helal olan hak edişlerini bir türlü alamadılar.

Aralarında hastalar, gözleri yeterince görmeyenler, parmak ve ayaklarını yitirenler bile vardı. Vücutlarının elvermemesine karşın diğer arkadaşlarıyla her zorluğa göğüs gererek bir umut 15 yıldır ödenmeyen tazminatlarını alabilmek için “Her derde deva“ olduklarına inandıkları Ankara’nın yoluna bir kez daha koyuldular. Ne var ki, önleri Başkent girişinde önceden olduğu gibi yine kesildi.

Günlerce bir benzinlikte beklediler, temsilcilerinin ilgili bakanlık ve siyasi iradenin yetkilileriyle yaptığı görüşmeden “cek, cak”lı oyalayıcı sözlerle avutulmaya çalışıldılar. Oysa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçen aralık ayında işçi alacaklarının en kısa sürede ödeneceği açıklamıştı. Günler, aylar geçti o sözler unutuldu, tazminatları verilmedi.

İstedikleri at ile deve değildi. Sadece toplam 25 milyon liraydı. İşverenler ve korunaklı müteahhitlere sağlanan ayrıcalık, bir kalemde silinen milyarlarca tutarındaki vergi affının yanında ağza bile alınmazdı bu para.

Soma’nın gariban emekçileri de buna isyan ediyor, haklarını, paralarını alabilmek için aylardır haykırıyorlardı. Siyasi iradeye yakın şirketin 5 milyar liralık vergi borcu sıfırlanırken, dünyanın en zor mesleğini yerine getiren maden emekçilerinin toplam 25 milyon lirasını ödememek için bin dereden su getiriliyordu.

Üç beş kuruş ücretle yerin yedi kat dibinden kömür çıkarmak için ömürlerini harcayan Somalı madenciler, geçen hafta yeniden umutla

Ankara’ya geldiler. Ne var ki yine sonuç alamadılar. Günlerce uykusuzluktan, umutsuzluktan yorulan bedenlerini dinlendirmek, hafta sonu ailelerinin yanında olabilmek için kentlerine, acıların şehrine Soma’ya dönmek için gece yarısı yola çıktılar. Yine Ankara’ya dönecekler hak arama mücadelesini sürdüreceklerdi.

Sürücünün uykusuzluktan kapanan gözleri iki maden emekçisini ölüme yaklaştırıyordu. Soma’ya 15 kilometre kala binek aracı kullanan Ali Faik İnter daha fazla dayanamadı direksiyon başında uyudu. Ve araç şarampole devrildi. Kendisi ile birlikte Bağımsız Maden İş Sendikası’nın mücadeleci Genel Başkanı Tahir Çetin de yaşamını yitirdi. Araç sürücüsü Ali Faik İnter, 7 yıl önce Soma maden faciasında babasını kaybetmişti. Babası ile aynı yazgıyı paylaştı kanı deli akan Ali Faik İnter.

40 maden emekçisinin hak arama mücadelesi dönüş yolunda kana bulandı. Canı gibi sevdikleri yoldaşlarını, sendika başkanlarını 7 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük iş cinayetinde kurban olan 301 emekçi kardeşlerinin yanına uğurladılar.

Ne olurdu alacakları, paraları verilseydi? Emek hakkı yolunda iki can yaşamını yitirmez, evlerine neşe ile dönerlerdi .Ama olmadı. Gariban iki madenci göçtü bu dünyadan. Madencinin yüzü ne zaman güldü ki!...