Öğrenme güçlüğü ya da bozukuğu normal ya da normalin üstünde zeka sahibi kişilerin herhangi duyusal veya primer bir özrü olmaksızın kendilerine verilen stadart eğitime rağmen yaşıtlaırna, zekalarına uygun okul başarısını gösteremmeleri bve okuma,yazma,dinleme, matemetik ritm ve organizasyon becerilerinde yaşadıkları güçlükleri ifade eder.


Öğrenme güçlüğünün nedenleri konusunda üzerinde yaygın olarak uzlaşıya  varılan görüş, merkezi sinir sistemindeki saptanmasu güç olan bozulmalardan kaynaklı olduğu görüşüdür.
Bunlar beynin işlevindeki olgunlaşamam, eksiklik ya da düzensizliklerdir. Sözgelimi çoğu araştırmacıya göre dil ile ilgili öğrenme güçlükleri beynin sağ ve sol yarıkürenin normal asimetrik şekilde gelişememsinden kaynaklı olmasıdır. Buna göre disleksili bireylerde dil ve işlevlerine aracılık yapan sol yarıkürenin bölümleri daha az gelişmiştir. 


Öğrenme güçlükleride kendi aralarında türlere ayrılmıştır diskalkuli matematik öğrenmedeki güçlüğü ifade ederken disgrafi yazı yazamadaki güçlüğü tanımlar. Disleksi ise çoğumuzun bildiği gibi okuma güçlüğünü ifade eder.

Fakat genel olarak öğrenme gülüklerinin karekteristik özellikeri yön kavramı karıştırma, saati öğrenmede güçlük, ayları , günleri öğrenmede güçlük, alfebeyi öğrenmede güçlük gibi sıralanabilir.


Şunu tekrar hatırlatmak isterim ki öğrenme güçlüğü yaşayan bireyler düşük zekaya sahip bireyler değildir. Norml veya normalin üzerindeki bireylerdir. Geliştirelebilir, öğretilebilir bireylerdir. Hatta dünyanın çok iyi bildiği Mozart,Albert Einstein, Leonarda da vinci, Stephen Hawkings, Tom Cruise, Henry Ford  gibi önemli isimlerde disleksi yaşayan bireylerdir.