Cumhuriyet tarihinin gizli ve karanlık kalmış hikayelerinden biridir, Gilodo ailesi. Yalan ve sahte haberlerle sermayenin nasıl el değiştirildiğine tanıklık edeceksiniz bu yazıda.

16 Ağustos 1920 de emekli bir subay'ın itirafları geldi. Belkide günah çıkarması diyelim.

Benim genel kanaatim de sahte evraklar düzenlenerek, İngiliz ajanı yaftası vurulan bu ailenin fabrikalarına çöküldügü intibası uyandırdı.

Hatta Adana ekonomisi üzerine yazdığı yazılarla Adana’da tanınmış bir gazeteci olan Refleks gazetesi sahibi Mehmet Uluğtürkkan da genel olarak Giloda ailesine ciddi haksızlıklar yapıldığını düşünmesidir.

Gilodo yağ fabrikası sahiplerinden, Solomon Gilido’nun kızı, Tel Aviv'de yaşayan 85 yaşındaki Tamara Meitles ve Amerika’da yaşayan Boris Gilodo’nun kızı Anita hanım’ı dinleyelim.

Tamara hanım fabrikalarının Hacı Ömer Sabancı’ya geçtikten sonra Bürücek yaylasına taşındıklarını, ordan İstanbul Yeşilköy’de ikamet ettiklerini eşini kaybettikten sonra Amerika’ya sonrada Telaviv’de yaşamlarını sürdürdüklerini, Babası Solomon Gilodo ‘yu hastalıktan sonra Telaviv'e getirdiğini ve burada vefat ettiğini anlatıyor.

Whatsapp Görsel 2024 04 20 Saat 15.10.56 8D6Edf91
 
Hiç bir delil ve kanıt olmadan suçlandıklarını, babasının bu ihaneti kaldıramadıgını anlatıyor. Kendisinin Bugün Sabancı'lara ait Arslanlı köşte doğduğunu söylüyor. Evimizden, doğduğumuz köşkten ayrıldıktan sonra yayla evlerinde kiralık daireler de zor şartlarda yaşadıklarını, bunların kendilerine çok ağır geldiğini söylüyor.

Daha önce dost olmalarına rağmen parasal ihtiras ve siyasal güçle her şeylerini kaybettiklerini ellerinde olan herşeyin Sabancı’lara geçtiğini hüzünlenerek bazen ağlayarak anlatıyor.

Asıl konu Fabrika elimizden çıktıktan sonra haklarında hiç bir sorgulama, mahkeme açılmamış olması. Babasının Adana’da herşeyini kaybedip 25 yıl İstanbul ‘da yaşamasına rağmen, hiç bir devlet görevlisinin ajanlık suçlaması ile kapılarını çalmadığını sitem ederek anlatıyor.

Anita hanım ise; acı çeken haksızlıga uğrayan yıllarca borç ödeyen babasının dahi vatanına küsmediğini hatta istanbul’da öldügünü ve vasiyeti gereği İstanbul ‘a gömüldüğünü büyük bir ızdırapla söylüyor. 

Belki geldiğimiz süreç Gliodo ailesine yapılan haksızlık ve onların çektiğini geri getirmeyecek ama şahsi düşüncem gerek Sabancı ailesinin gerekse Türkiye Cumhuriyeti ‘nin bu aile ile helalleşmesi yönünde.