Salgından ötürü geçen yıl işyerlerine tanınan kısa çalışma ödeneği uygulaması, işçi ve işverenin yoğun talebine rağmen uzatılmadı.

Uygulamanın 31 Mart’’a sonlanmasıyla birlikte ücretsiz izin furyasının başlamasından kaygı duyuluyor. Vaka sayılarının artması üzerine ramazan ayında kapanarak yeniden paket servisine dönecek lokanta ve restoranlar başta olmak üzere ekonomik olarak zorlanan işveren ve esnafın ücretsiz izin uygulamasına ya da dolaylı yoldan işten çıkarmalara yoğunlaşması kuvvetle muhtemel.
 

Ücretsiz izne gönderilen emekçi bir yanda eline geçen günlük 47.70, aylık -damga vergisi kesintisinin ardından- 1420 lira lirayla geçinebilme mucizesini göstermeye çalışırken, diğer yanda her an işten atılma korkusunu ensesinde hissedecek.  Hiç olmazsa ücretsiz izin ödeneği asgari ücret düzeyine çıkarılmalı ki işçi bir ölçüde soluklansın.

İşverenlerin, onayı olmadan emekçiyi ücretsiz izne göndermesi  mümkün olmasa da “işten atarım” baskısı ” ile uygulamanın yaygınlaşması yüksek olasılık. 17 Mayıs'a dek sürecek  işten çıkarma yasağına karşın patronlar 4857 sayılı iş yasasının 25. maddesinde yer alan Kod-29’la, yani “iyi ahlak kurallarına aykırı davranış” gerekçesiyle emekçinin işi akdini sonlandırabiliyor. 1 yılı aşan salgın döneminde işten çıkarmaların çoğunluğu Kod-29 uygulaması ile gerçekleşti.
 

Kısa çalışmanın bitmesiyle patronlar ücretsiz izne zorunlu sarılacak ve uygulama giderek yaygınlaşacak, işsizler ordusu büyüyecek.  Bir anlamda emekçi, ücretsiz izin ile Kod-29 kıskacı arasında kalacak. Kısa çalışma ödeneği uygulaması yeniden uzatılarak "Devlet Baba", zor durumdaki işçi ve esnafa bir kez daha sahip çıkmalı.

Kısa çalışma ödeneğinin sonlanması emekçiyi oldukça etkileyecek. Uygulama kapsamında eline daha fazla para geçerken, ücretsiz izne çıkarılması halinde 1420 liralık para ile bir ay geçinmeye çalışacak.

Ücretsiz izine çıkarma uygulamasının 17 Mayıs’ta son bulacağı dikkate alınırsa sonraki günlerde işçiler iyiden iyiye sahipsiz kalacak ellerine para bile geçmeyecek. Ne yapar bu insanlar, nasıl geçinir?  Hiç olmazsa, virüs tehlikesi ortadan kalkıncaya dek sürmeli. Yoksa milyonlarca kişi işini yitirir, açlığa mahkum olur.

 
Emekçinin tepesinde “Demokles’in kılıcı” olarak sallanan Kod-29 'la haksız işten çıkarmalar  oldukça yaygınlaştı. Özellikle sendikalaşma çalışmalarının başladığı işyerlerinde patronlar Kod-29’a kullanarak işçiyi işten atıyor, emekçinin en temel hakkını, örgütlenme özgürlüğünü engelliyor.

Oysa, işçiler yaşanabilir ücret ve daha iyi sosyal haklar için anayasadan kaynaklanan haklarını kullanıyor. Anayasa’nın 51. Maddesi çalışanların ekonomik ve sosyal haklarını korumak ve geliştirmek için önceden izin alınmaksızın sendika kurma ve bunlara üye olabilmelerine olanak sağlıyor.  Ne yazık ki anayasal hak “işten atarım” baskısı ile patronlar tarafından engelleniyor. 

Bu zor günlerde “devlet baba” güç durumdaki esnaf ile her şeyin ateş pahası olduğu dönemde ayakta durmaya çalışan emekçiye sahip çıkmalı, kısa çalışma ödeneği uygulaması uzatılmalı.