Kısıtlamaların kalkması ile birlikte 1.5 yıldır evlerine hapsolan insanlar soluğu tatil beldeleri ve memleketlerinde alıyor.

Kurban Bayramı tatilinin 9 güne çıkarılmasından ötürü Bodrum, Çeşme, Marmaris, Fethiye, Kaş, Kalkan, Kemer, Didim, Alanya, Antalya ve Datça gibi tatil kentlerinde oteller şimdiden doldu. Neredeyse adım atacak yer kalmadı. Yanı sıra turizmin son yıllarda parlayan yıldızı konumuna ulaşan Karadeniz’e ilgi hayli yoğun.

Elbette, yurdumuzun birbirinden güzel bölgelerine de turistik ziyaretler olacak. Boğazından, giyiminden kısarak tatil bütçesi oluşturan dar gelirli kitle 1.5 yılın deniz ve kum özlemini bayramda doyasıya giderecek, üzerindeki gerginliği atacak. Gönüllerince dinlence onların da hakkı.

Bayram süresince 10 milyon kişinin dinlenceye çıkacağı vurgulanıyor. Salgından ötürü 1.5 yıldır cepten yiyen, zarar eden turizm işletmecilerinin yüzü bu bayram gülecek. Yerli turistlerin yanında Rusya ve diğer ülkelerden ülkemize geleceklerin de turizm gelirine katkı sağlayacağı aşikar. Kuşkusuz otellerin açılmasıyla işini yitiren emekçilere yeniden ekmek kapısı aralanacak. Turizmdeki canlılık hem işverene hem de işsizlikten ötürü 1.5 yıldır günde 50 liraya mahkum olan işçiye yarayacak.

Turizmdeki yoğunluk ülkemiz ve ekonomiye katkı adına olumlu. Ancak, bilim insanları ve hekimler tatil birimlerindeki gevşemeden, turistlerin maske takmayıp, mesafeyi korumadan iç içe bir arada bulunmalarından ötürü son derece kaygılı. Dünyanın başına bela olan virüs tehlikesi tümü ile savuşturulamadı. Bilim insanları Rusya’da etkin olan Delta varyantının turistlerin akını sonucu ülkemizde

yaygınlaşmasından oldukça ürküyor. Üzerine bayram hareketliliği de eklenince eylül kaygısını şimdiden yaşamaya başladı tıp dünyası.

Vaka ve ölüm sayılarında göreceli gerileme olsa bile son günlerde yükselmenin olduğu sır değil. Aşıda hala istenilen düzeye ulaşılamadı. Toplumsal bağışıklığın sağlanması nüfusun yüzde 80’inin aşılanması ile olası.

Özellikle karşıt genç bireylerin aşı yaptırmamaları toplumsal bağışıklığın edinilememesinin en önemli etmeni. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaygın şekilde aşı karşıtlığı mevcut. Nedense bu bölgelerde ürkek insanlar aşıya karşı.

Oysa, salgını yok etmenin, hastalığı yenmenin tek yolu aşı. Bunun ayırdında olmayan insanlar var hala. Şaşmamak elde değil!

Sonuçta, aniden gevşeme ile birlikte tatil dönüşlerinin ardından eylül sendromunun yaşanması yüksek olasılık. Yüz akımız bilim insanları BioNTech bulucusu Prof.Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci, dünyayı pençesine alan Delta varyantına karşı üçüncü doz aşının gerekli olduğunu açıkladı.

Gerçi, Türkiye’de önceden iki doz Sinovac aşısı olan 60 yaş üzeri ve sağlıkçılara üçüncü doz olarak BioNTech yapılıyor. Önemli olan toplumsal bağışıklığın sağlanması Yoksa eylülde dördüncü dalgayı yaşamamız kuvvetle muhtemel.