Denizlerde av sezonu 15 Nisan’da bitiyor. 
1 Eylül 2021’de büyük umutlarla açılan av sezonunda beklentiler yine gerçekleşmedi. 7.5 ay süren avlanma süresince hamsi yüz güldürürken, kıt yakalanan palamut hem balıkçıyı hem tüketiciyi üzdü. Oysa, beklentiler her keseye bütçeye hitap eden palamudun bol olacağı yönündeydi.
Aralık ayına değin bol avlanamayan hamsi, deniz suyu sıcaklığından ötürü aralık başında Gürcistan sularına göç etti. Ocak başında havanın ve suyun soğuması üzerine Karadeniz ve Marmara Denizi’ne geri dönen hamsi balıkçı tezgahlarını şenlendirdi. Ağları bolca doldurmasına karşın mazot başta olmak üzere diğer girdi maliyetlerinin artmasından ötürü 50 liralık fiyatıyla cepleri yaktı.
En büyük hayal kırıklığı sezon başında kendini gösteren, lakin aralık başında elini ayağını çekerek kaybolan palamutta yaşandı. Son 2 sezondur palamut beklentilerin aksine kıt yakalanıyor. Sezon başında balıkçı tezgahlarında çingene palamudu kısa süre yer alıyor. Ardından iri palamut ve torik kıt bulunuyor.  
Balıkçılar gelecek sezon da dar gelirlinin yeğlediği hamsi ile birlikte mezgit, kıraça ve palamudun harcamalarının kabarmasından ötürü ucuza satılmayacağını belirtiyor. Diğer temel tüketim maddelerinde olduğu gibi balığı da ucuz tüketebilmek artık olanaksız.
Dalgalı seyir izleyen sezonda mezgit ve kıraça bol avlanırken, varsıl balığı olarak nitelendirilen sarı kanat,  lüfer, kofana ve kalkan numunelik olarak kendini gösterdi. Kalkan mevsimi olduğu bugünlerde  400-500 lira arasında değişen fiyatıyla dudak uçuklatıyor. Dar gelirli kitle kalkan ve lüferi çoktan unuttu.  Bu balıklar uçuk fiyatlarla lüks restoranlarda müşteri bekliyor. Dar gelirli nasıl gidebilsin o lüks lokantalara?
Gırgırların altını üstüne getirerek kuruttuğu denizlerden yeniden balık fışkırabilmesi için boy yasağı ve kurallara aykırı avlanma biçiminin sıkı  izlenmesinin yanı sıra av sezonunun bundan böyle 1 Eylül yerine 1 Ekim’de başlaması öneriliyor.
Yaz mevsiminde denize salınan balık yumurtalarının büyümesi ve çoğalması  için büyük teknelerin 1 Ekim’de denizlere açılmasını ısrarla savunuyor yılların reis ve tayfaları. Öyle ya, denizi ve balığı onlardan daha iyi bilen, tanıyan kim olabilir ki? Alarm veren balıkçılığı ve denizleri korumak için öneriyi ciddi olarak değerlendirmek gerekiyor.  
Denizlerde yasağın başlayacağı 15 Nisan’ın ardından yoğunlukla   barbun, istavrit ve mezgit avına yönelik kıyı balıkçılığı sürecek. 
Avrupa ülkelerinde kişi başına 20 kilogram balık tüketilirken Türkiye’de bu tutar 6 kilogram. Vahşi avlanma ve boy yasağına uymama sürerse gelecekte sağlık açısından son derece önemli balığı da bulamayacak yurttaş.