Babası petrol mühendisiydi, iş için Afrika'ya taşındılar, Uganda'da  yaşadılar, Svahili dilini öğrendi, uçsuz bucaksız savanlarda çıplak  ayakla koşturdu, macera filmlerini andıran hayatı işte böyle başladı.  Çılgın, güzel etrafına ışık saçan bir kızdı.

Londra'ya  döndüklerinde, bale, tiyatro, şan dersleri aldı, sahnelerde olmayı  düşlüyordu ama, henüz 20'sinde aşık oldu, evlendi, eşi çok zengindi,  aralarında ciddi yaş farkı vardı, bambaşka bir hayata savruldu,  düşündükleri gibi gitmedi, boşandılar.

Bir başkasına aşık oldu, gene  evlendi, bu seferki eşi daha da zengindi, önce New York'a taşındılar,  sonra Cenevre'ye yerleştiler, muhteşem bir malikanede yaşıyorlardı, jet  sosyetedeydi, ışıltılı partilerdeydi ama, Afrika savanlarında koşturan  ruhunun aradığı bu değildi, gene boşandı.

Küçücük bir yelkenli  aldı, tek başına, Akdeniz'e açıldı. Yunan adalarına demirledi. 20 sene…  Şu adadan bu adaya dolaşırken, Ege denizini avucunun içi gibi bilen,  tecrübeli bir kaptan haline geldi.

1975 yılında Ömründe ilk defa  Marmaris'e uğradı. Dalyan'a İztuzu plajına vuruldu adeta. Seneye gene  geldi. Öbür sene, gene... Olacak gibi değildi, ayrı duramıyordu.

1986 yılında 64 yaşındayken… Tası tarağı sattı, Dalyan'a taşındı. İztuzu  plajında derme çatma, ilkel bir barakaya yerleşti. Bir sabah uyandı ki  etrafı carettalarla dolu. Meğer yuvasını, carettaların yuvasına yapmıştı  ! Çocuğu yoktu, Kaplumbağaları evlat edindi.*

Gel zaman git  zaman… İztuzu Plajı'na beş yıldızlı otel yapılacağı anlaşıldı.  İngiliz-Arap ortaklığı, 1800 yataklı bir otel dikilecekti. Doğal Hayatı  Koruma Derneği'yle elele verdi, dünyayı ayağa kaldırdı, ABD'de  İngiltere'de İsviçre'de kampanya başlattı, Turgut Özal hükümetine geri  adım attırdı, otel projesini iptal ettirdi, İztuzu plajı SİT alanı ilan  edildi, carettalar ilelebet kurtuldu. Bir daha böyle bir tehlike  yaşanmasın diye… Deniz Kaplumbağaları Koruma Vakfı'nı kurdu. Vakfın  kurulması için gerekli olan parayı kendi cebinden verdi.
 2009'da 87 yaşındayken Türk vatandaşı oldu. Joan Christine Fairey Haimoff.

Kısaca “Kaptan June” olarak tanınıyor. Sekiz köpeği ve dokuz kedisiyle  birlikte hâlâ o barakada yaşıyor, 1966 model vosvosuyla Dalyan  sokaklarında dolaşıyor, bilgisayar kullanıyor, gündemi takip ediyor,  İztuzu'na çivi çakılmasın, carettaların üreme alanlarına zarar gelmesin  diye mücadelesini sürdürüyor, bölgedeki tüm çevreci eylemlere en önde  katılıyor.

96 yaşında…

Memleketinden binlerce kilometre  uzakta, bizim memleketimizi, bizim topraklarımızı, bizim doğamızı, bizim  ülkemizi korumaya çalışıyor...!  Biz ise kirletmeye devam…