Umut Utku ve Patara'nın Çalınan Kumları... Ben Patara'yı Cüneyt Arkın'ın Çöl filmlerinden hatırlarım. Birde Leyla - Mecnun filminden. Muhteşem bir kumsal, muhteşem bir sahil. Ve caretta caretteların yumurtlama yerleri.
Birgün bu sahilde garip şeyler olmaya başladı. Kamyonlar ve kepçeler girdi. Sahilin kumlarını kamyonlara yüklemeye başladılar.
Ne olduğunu kimse anlamadı. Kumlar dolduruluyor bir yerlere stoklanıyor oradan başka yere gidiyordu. Bir kamyon mu? On kamyon mu? Hayır tam 2 bin 168 kamyon kum stoklandı. Ve bir yerlere gönderildi. Yetmedi kamyonlar halen kum stokluyorlardı. Herkes kafasını Patara’nın kumlarına sokmuş seyrediyordu. Namuslu bir orman muhafaza memuru çıktı!
Hop kardeşim dedi. Siz ne yapıyorsunuz ben zapıt tutacagım dedi. Sen kimsin kardeşim kaymakamın bilgisi var dediler. Olmaz kardeşim dedi! Degil kaymakam Cumhurbaşkan’ı olsa ben zabıt tutarım dedi.
Sen misin bunu diyen ? Cumhurbaşkanı'na hakaretten görevden aldılar.
Bu arada Tarım-İş Sendikası devreye girdi. Orda da namuslu adamlar vardı. Kaş Kaymakamı geri adım atmak zorunda kaldı. Bizim memur göreve iade edildi.
Olay büyüdü basına yansıdı. Herkese konuşmayın sesinizi kesin dediler. Bizim Orman Muhafaza memuruna da sus göreve iade edildin zaptı iptal et dediler.
Bizim memur 'asla' dedi. Olay savcılığa yansıdı . Mecburen soruşturma açtılar. Bizim memur yine görevden alındı. Sendika yine direndi, ikinci sefer iade edildi.
Olayın ikinci perdesi ortaya çıktı. Bizim memurun git gelleri arasında 3 bin kamyon çalınmış kum bulundu.
Bu namuslu memur olmasa Dünya var olduğundan beri orada duran. Bir çok mitolojik hikayenin yaşandığı. Antik çağın geçmişi ve carette carettaların evi yağmalanmaya devam edecekti.
Bu memurun cesareti sayesinde haberdar olduk bu yagmadan.
Bu kardeşimizin adı UMUT UTKU .
Her karamsarlığa düştüğümüzde umut var kardeşim, umutlarımız var olacak.
