28 Mayıs’ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı 2. Tur seçimleri tamamlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan 13. Cumhurbaşkanı seçildi. Erdoğan yüzde 52, rakibi Kılıçdaroğlu ise yüzde 47 kusurda kaldı. Meclis aritmetiğinde ise ezici çoğunluk zaten Cumhur İttifakının olmuştu. Aradaki oy farkı ise 2,5 milyon...

Türkiye, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerini geride bıraktı.

Dünyaya demokrasi dersi veren ve rekor katılımla sandığa giden vatandaşlar, tercihini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yana kullandı.

Seçim, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni bir zaferi ile tamamlandı.

Türk siyasi tarihinde ilk kez yaşanan Cumhurbaşkanı 2. Tur Seçimi'nde açılan sandıklara göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na bir kez daha fark atarak CHP Lideri'ne 12. seçim yenilgisini tattırdı.

Bu yenilginin ardından seçmeni tarafından istifası beklenen Kılıçdaroğlu ise 'devam' mesajı verdi.

Hala 'Kılıçdaroğlu' güzellemesi yapanlara tanık oluyorum. 

Seçimler birçok haber kirliliğine, yaşanan tüm gerginliğe ve endişelere rağmen demokratik bir ortamda geçti. Bu, ülke demokrasisi için çok önemli.

Siyasi partiler seçimin selameti konusunda iş birliği yaparken, seçmen de güven duygusu içinde sandığa gidip tercihini yaptı.

Emeği geçen herkesi kutlamak gerekir.

CB Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakının açık ara önde tamamladığı, Kılıçdaroğlu’nun ve Millet İttifakının beklentilerin altında kaldığı seçimi yorumlamak için geçtiğimiz haftalarda yaptığım uyarıları hatırlatmak isterim.

Millet İttifakı neden başarısız oldu?

CHP parti kimliğine ve ideolojisine uygun olmayan, aynı yöne bakmadığı siyasi partilerle yan yana geldi… Ortaya koyduğu listeler çokça tartışıldı.

Kemik seçmeninin karşısına, kabul görmeyecek aday tablosuyla çıktı. Bu listeler olumsuz karşılandı ve seçmende hayal kırıklığı ve büyük kırılma yaşandı.

Millet İttifakı ortağı olan Deva, Gelecek, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin oy oranı yüzde 1 iken CHP listelerinden 39 milletvekilini TBMM’ye sokan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilerleyen günlerde Partiye ve seçmene hesap vermesi kaçınılmaz gibi gözüküyor.

Hele hele Demokrat Parti başta olmak üzere meydanda hiç gözükmeyen ortakların TBMM’ye 39 milletvekili sokması siyasi bir deha…

Yüzde 1 oy oranı ile meclise 39 milletvekili sokup, 39 CHP’li milletvekilin hakkının yenmesi. Olacak gibi değil… Bu küçücük partiler CHP'ye oy olarak fayda olacağına büyük zarar verdiler! Net...

İkinci turda Zafer Partisi Genel Başkanı ile Ümit Özdağ ile anlaşması üstüne yedi maddelik protokol metni imzalaması tam bir fiyaskoydu. Stratejik hata yaptı. Ümit Özdağ’ın taraftarlarından oy beklerken, Güneydoğu’daki HDP yanlısı kürtlerin oyunu kaybetti.

Kılıçdaroğlu’nu zor günler bekliyor derken, CHP Genel Başkanı seçim kazanmış gibi, ‘’25 milyona sesleniyorum, ayağa kalkın, yıla devam ediyoruz’’ açıklaması çok ilginç.

Erdoğan’ın karşısına çıkmış 18. Kez yenilmişsin. Deprem demişsin, ekonomik kriz demişsin, hırsızlık var demişsin, ancak yüzde 47 kusur oy almışsın… Adam yine birinci olmuş, partililerini yine hayal kırıklığı yaşatmışsın. ‘Ben gene de başarılı’ oldum diyorsun. Ben yenildim ama gene de başarılıyım’ denir mi ?

Yenilen pehlivan misali… Yenilmeye doymuyor sn. Kılıçdaroğlu…

İstifa edecek gibi de gözükmüyor…

Seçimin diğer mağlubu ve fiyaskosu İYİ Parti’ye gelince… Seçim meydanlarında elinde süpürge ile çıkan Meral Akşener, süpürge ile temizleyip, Başbakan olacağını söylüyordu.

Başbakanlık hayalin ötesine geçmedi. Masaya oturdu kalktı, Millet İttifakı’nın yara almasına neden oldu. Milletvekili listeleri ise oldukça tartışıldı. Özellikle parti içinden gelen homurtular ve ‘birinci sıraların para ile satıldığı iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Şanlıurfa ile Başkanı ve Gaziantep İl örgütü içinden gelen muhalif sesler çok ilginçti.

İYİ Parti, seçmenini göz önüne  almadan girdiği ittifak içinde, ilkesizlik cenderesinde sıkışıp kaldı…

Sürekli gelgitler yaşayan ve konumunu belirleyemeyen İYİ Partinin de, bu gidişatıyla başarılı olamayacağı belliydi.

Strateji ve söylemler yanlıştı.

Ülkemizin ekonominin yanında, eğitimden, kalkınmaya kadar birçok sorunu varken, muhalefetin seçim çalışmalarını sadece ekonomi ve güneydoğu üzerinden yürütmesi  yanlıştı…

Türkiye gibi terör ve güvenlik konusunda hep sorun yaşamış bir ülkede siyasetin önceliğinin; “sınırların yönetilmesi, sığınmacılar meselesi, bunun yanında, eğitim, yetişmiş gençliğin kendi mesleğine uygun çalışma alanları bulunması, kalkınma, hukuk ve insan yaşamı gibi” konular olması gerekirdi.

Millet İttifakının HDP desteği ile, sadece ekonomik vaatler ve “ucube sistem” diye adlandırdığı “başkanlık sistemiyle” seçmenin karşısına çıkması toplumu esnetemediği gibi yönlendiremedi.

HDP ve HÜDA PAR için “iki ucu karanlık değnek. Bu değneğe halk pirim vermez çokta bel bağlamamak gerekirdi.

Seçimin öne çıkan ismi ATA İttifakı adayı ise Sinan Oğan oldu. Siyasette temiz ve geleceği olan bir isim. İkinci turda Cumhur İttifakı’na oy oranında katkısı oldu, pazarlığa girmeden, ‘’Önce ülkem’’ diyerek akıllı bir tavır koydu. HDP’nin olduğu bir yerde ben olamam dedi…

“Oylar bölünmese ya da biraz kazanma şansı olsa oylarımız Sayın Oğan’a” diyen oldukça büyük bir kitle vardı.  Donanımı, temiz siyasi kimliği ile çokça konuşuluyor. Bugün olmasa da yarın, ülke siyasetinde söz sahibi olacak iki üç isimden biri.” demiştim.

Bu noktadan sonra, Sinan Oğan’ın izleyeceği yol çok önemli.

Oğan’ın seçmenini iyi okuması ilkesini devam ettirmesi gerekir. Bu onu bir sonraki adımında daha güçlü bir yere taşıyacaktır. Ata İttifakının özellikle de Zafer Partisinin daha kapsamlı teşkilatlanma ve stratejiyle yoluna devam etmesi, PKK’dan sonra en önemli güvenlik sorunu olan sığınmacılarla ilgili politikasını sürdürmesini bekliyorum.

Kim ne derse desin bence seçimin galibinden biri de MHP olmuştur.

Seçim öncesinde yandaş ve sol anket firmalarınca yüzde 5 yüzde 7 arasında gösterilen MHP yine bir seçimden alnın akıyla çıkmıştır.

İçinden BBP, İYİ Parti ve Zafer Partisi gibi 3 milliyeçi ülkücü kökenli parti çıkan asırlık dava partisi MHP kazanmayı bilmiş, bu kez Cumhur İttifakı’nın kilit ortağı olmuştur.

Öncelikle; MHP’nin kendi amblemi ve milletvekili adaylarıyla seçime girmesi çok önemli ve riskli bir adımdı bunu söyulemem gerek...

MHP “Hepsinden yine kendin olarak çık ve kendini bil, asıl beslendiğin kaynağını daima hatırla." ilkesiyle girdiği sınavı başarıyla geçti.

Bu konuda Sayın Devlet Bahçeli’yi ve ekibini kutlamak gerekir.

TÜRK milleti sağlıklı bir seçim süreci yaşadı. Yeni Yüzyıla yelken açarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle ekonomi, enflasyon, hayat pahalılığı, konusunda zor günler bekliyor.

Bu arada; bugüne kadar muhafazar kimliği sahada kullanan AK Parti bu seçimde milliyetçi muhafazar bir tum sergilediğini söyleyebiliriz! 

Millet sandıkta son sözünü söyledi. Demokrasiye saygı duymak zorundayız. Soğan,  patates deyip kimseyi küçük görmemek gerekiyor, Depremzedeye bir bardak su verip karşı tarafa oy verdi diye hakaretler yağdırmamak gerekiyor.

Halkın en demokratik tercihine saygı duymak zorundayız.

Türk milleti var olsun.