Ne zamandır Sosyal Medya çılgınlığında özellikle Instagram, Facebook ve Tik Tok denen rezaletlerde Gaziantep’in sözde gastronomisini, yemeklerini, katmer, baklava ve mekânları tanıttığını söyleyen acayip garip tipler türedi.

Bu iş adeta bu tiplere gelir kapısı oldu. Ne kadar takipçisi varsa, ne kadar izleniyorsa o kadar para kazanıyor. Artı mekandan da tanıtım için ekstra ücret alıyor.

İnanın dışarıdan ekstra ücretle gelen, fenomen, popüler mini etekli, gecelikli hanımefendiler bile bu mekanlara gelip tanıtım yapıyorlar.

Utanç verici!

Aslında başımıza ne geliyorsa ‘’Gastronomi kenti Gaziantep’’ belasından sonra geldi. Adımız tüm Türkiye’de ‘’Gastro Kazıkkent Gaziantep’e’’ çıktı. Turist kaybediyoruz kimseden tık yok.

Bugün sosyal medyada yayımlanan ve büyük tepki çeken bir katmerci dükkanında gerçekleşen ‘’Ağzına verme’’ kepazeliği bardağı taşıran son damla oldu.

Sakallı, gözlüklü bir şahıs güya Almanya’dan geldiği arkadaşı ile katmerci dükkanında utanmazlığın rezilliğin tam dibine vurdu.

‘’Ben senin ağzına vereyim. O diyor ki; Ben de senin ağzına vereyim. Aç ağzını ağzına vereceğim.’’

Video ‘’Ağzına vereyim’’ diyaloğu ile devam ediyor…

Burada bu güya Gaziantep şivesiyle konuştuğunu iddia eden bu şahısla ilgili yazacaklarım dava konusu olacağı için kaleme dökmüyorum.

Yalnız bir Gaziantepli olarak bu rezillik ve utanmazlık içeren görüntülerle ilgili bu şahısla ilgili Cumhuriyet Savcılığı’na şikâyette bulunacağım.

GTO Başkanı Yıldırım, sözde internet fenomenlerine ateş püskürdü! Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, Gaziantep ile ilgili paylaşım yaparak şehrin imajını zedeleyen sosyal medya içerik üreticileri ve sözde fenomenlere ateş püskürdü.

GTO BAŞKANI YILDIRIM’DAN ŞAKLABANLARA TEPKİ

Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, Gaziantep ile ilgili paylaşım yaparak şehrin imajını zedeleyen sosyal medya içerik üreticileri ve sözde fenomenlere ateş püskürdü.

Tuncay Yıldırım, fenomenlere yönelik sert eleştirilerde bulundu. Sözde bir internet fenomeninin Gaziantep Kültürünü ayaklar altına alan davranışına öfkelen Başkan Yıldırım, haklı olarak sert çıktı.

Aslında konuşması gerekenler, tepki göstermesi gerekenlerden Tik Tok gibi Tık gelmedi... Ne garip...

Sektör temsilcilerine seslenen Yıldırım, “Hem kızgınım hem de şehrim adına çok büyük üzüntü duyuyorum. Fenomen ile şaklabanlık eş değer noktaya gelmiş durumda. Sektör temsilcilerimizden özellikle rica ediyorum, bu şehrin değerlerini aşağıya çeken şaklabanlara lütfen ama lütfen rağbet etmeyelim” dedi.

"Ticari kaygılarla bu şaklabanlara müsaade eden işletmelerimiz bilsin ki hem şehrin hem de kendilerinin ayaklarına sıkıyorlar. Bu kentin adını aşağıya çekiyorlar. Dünyada parmakla gösterilen, şehrin kendi adıyla anılan bir mutfağa sahip Gaziantep bunu hak etmiyor!” diye konuştu.

Lezzetin peşinde, Gaziantep Tadım notları… Sayıyı artırmak mümkün... Aslında inanın bu şahısların hiçbir damak tadı olmayıp, yedikleri hiçbir yemeği teknik olarak tanıtamayıp, sadece ‘’Oyy, nefis kebap, baklava, lahmacun, vaovvv, dehşet, bomba, mermi’’ gibi kelimelerle anlatan sözde gurme, özde bedava yiyicilerin getirdiği durumdayız…

Bu sülükler kapı kapı dolaşıp beleş yemek yerler, mekanın reklamını tanıtımını yapacağız diye.

Mekan bunlara at, eşek eti yedirse salya saçak ağız orgazmı geçirirler. Sonra o yediklerini video diye çekip Youtube platformları, Intagram ve Tık Tok’a yükleyip zavallı gariban açlara izletip bedavadan para kazanırlar.

1 sene Sonra da çok çalışıp hayvan gibi alın teri dökmüşçesine bu videodan kazandıkları para ile en güzel kıyafetleri, en güzel arabaları alıp, ‘’bugünlerimize şükür olsun’’ diye takipçilerine yaslarlar ve yine aynı takipçiler de altına ‘’çalıştın hak ettin koçum’’ diye yorumlar atarlar.

Günün sonunda daha dün açlıktan ağzı kokan sülükler zengin olur, onu izleyip hak ettin diyen açlarda aç aç video izlemeye devam ederler.

Öğrenmemiz gereken en önemli şey; youtuberlik diye bir meslek yoktur ve her youtuber video çektiği alanda uzman değildir.

5J0 O X437K E Vpok Xm

OECD’nin “dijital çağda çocuk ve gençlerde zihinsel sağlık” raporuna göre 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin % 80’ internette vakit geçirirken, zamanı unuttuğunu söylüyormuş.%74’ü ise internete giremediğinde, kendini kötü hissediyormuş.

Birçok araştırma internette geçen aşırı zamanın, çocuk ve gençlerin zihinsel sağlığı için iyi olmadığını gösteriyor. Günde 1 saat en uygun süre olarak uzmanlarca tanımlanıyor.

İstanbul’da iki hafta önce, bir grup sosyal medya fenomeni, uyuşturucuyu övdükleri gerekçesiyle gözaltına alındı.

Önceki günlerde İzmir’de para vaadederek, küçük yaştaki çocukları ahlâka aykırı davranışlar yaptıran bir fenomen , Emniyet tarafından gözaltına alındı.

Sosyal medyada şöhret olan tiplerin daha fazla beğeni “like” alma uğruna sergilediği rezaletler, adeta toplumsal bir vebaya dönüştü.

Onlar Youtube, Facebook, Instangram gibi mecralarda boy gösteriyor. Milyonlarca takipçileri var. Oturdukları yerden yüz binlerce lira kazanıyorlar. Sosyal medyayı sesini daha çok kişiye duyurmak için fırsat gören ve faydalı işler yapan fenomenlerde yok değil. Ancak bir çoğunun videolarında ne ararsanız var: Küfür ,erotizm, farklı cinsel eğilimler…Üstelik bunları izlemek için abone olmaya da gerek yok.(Bakınız Kerimcan Durmaz ve benzerleri)

Gaziantep In Imajini Zedeleyenlere Tepki 1753783696 410 Small

Artan takipçileriyle geniş sanal şehirler oluşturan Youtuberlar, yayınladıkları videolarla yüzbinlerce gelir elde ediyor.

Kendi mecralarından markaların reklamını yaparak servetlerine servet katıyor. Bu sayede villalarda yaşıyor, lüx arabalara binip, sınırsız tüketiyorlar.

Bu atmosfer binlerce gencin iştahını kabartıyor. “Benim neyim eksik” diyen gençler, “Youtuber” lığa yöneliyor. “Para kazanayım da ne olursa olsun” hırsıyla hareket edildiği için seviye aşağılara çekiliyor.

Hal böyle olunca, Sosyal Medya beğeni uğruna vücudunu teşhir eden genç kızlardan, daha 12 yaşında inanılmaz küfürler eden çocuklardan geçilmiyor. Bütün bu çirkinlikleri görmezden gelen bazı kurumlar reklamları için bu isimlerin kapısını çalıyorlar.

Birçok genç uyuşturucuyu da yine bu hesaplardan öğreniyor. Ortaokul çağındaki bu öğrenciler, satır aralarına gizlenen tuzaklardan habersiz fenomenlerin şarkılarını ezberliyor ve onları rol model olarak görüyorlar.

Izmir De Yangin Goruntulerine Karsi Poz Veren Fenomenlere Tepki Yagdi 1751634012

Derin bir soruşturma ve analiz isteyen fenomenler, açık şekilde gençleri zehirliyor, toplumsal yapıyı çok ciddi şekilde tehdit ediyorlar.

“Sanki ne var, abartma” diyen bir kesim olsa da gerçeklik şu: Bozuk Türkçesi olan, ağır küfür içeren, araştırmayı sevmeyen, kitap karıştırmayan, sorgulamadan uzak, içi boş fenomenler, gençler tarafından özenilerek izleniyor, taklit ediliyorlar.

Olayın daha vahimi, aileler çocuklarının bu videoları izlemesinden oldukça mutlu oluyor. Yaramazlık yapan miniğin ve yemeğini yemeyen çocuğun eline telefonlar tutuşturuluyor. Uzmanlara göre renkli dünyaya odaklanan çocuğun susmasıyla anlık bir çözüm bulduğunu zanneden aileler, büyük yanılgıya düştüklerinin farkında bile değiller.

Çocuklarının dışarıda neyle uğraştığını değil de gözü önünde ya da yan odada video seyretmesi, anne babaları sorumluluktan kurtarıyor zannediyorlar.

Bütün bu olumsuz tablo, her geçen gün yeni çirkinliklere davetiye çıkarıyor.

Bu güya fenomen denenlerin ortak özellikleri: Hepsi internet kurdu, hepsinin hedefi cep telefonu kullanan gençler. Birçoğunun Türkçesi bozuk, birçoğu teşhirci, birçoğu gençleri farklı cinsel eğilimlere yönlendiriyor.

Kısa yoldan kazanç ve şöhret gayesi, çocukları ve gençleri fenomen olmaya özendiriyor. Hatta bazı ailelerde, kazanç uğruna bu duruma zaman zaman göz yumuyor ve teşvik ediyor.

Sosyal medyanın bilirkişisi , kanaat önderi durumunda olan ,Sosyal Medya Fenomenleri çoğu zaman bazı amaçlar doğrultusunda yapılandırılmış hesaplardan oluşuyor.

FETÖ den PKK ya kadar bütün illegal örgütler bu kişileri kullanıyor. Fenomenliğin en ciddi handikabı, herhangi bir eğitim ve yeterlilik kriteri gözetilmemesi…

Bir gazete yayıncılığı, bir TV programcılığı için birçok yeterlilik kriterimizin olması gerekirken, sosyal medya fenomenliği için hiçbir yeterlilik ve eğitim gerekliliği bulunmuyor.

Bu bir savaş. Kendi arama motorumuzu, kendi sosyal paylaşım sitelerimizi kurmadığımız sürece ,sosyal medya savaşlarında başarılı olmamız mümkün değil.

Zira orayı da ‘’En iyi Lahmacun, En İyi Kebap, En İyi Ciğer Kavurma, En İyi Çiğköfte, En İyi Baklava, En İyi Katmer nasıl olur ve Gaziantep’te nerede yenir? gibi bu tiplere meydan vererek fena halde karıştırmış durumdayız.

Kalın sağlıcakla…