Denizlerde av sezonu 15 Nisan’da sonlanıyor. 1 Eylül’de büyük
umutlarla açılan sezonda beklentilerin aksine hamsi ve palamut bol
çıkmadı.

Tüm uyarılara karşın denizin altını üstüne getiren gırgırlar denizi
adeta kuruttu. Ağlarındaki gözeneklerin küçük olmasından ötürü
büyümeden yavru balıkları avlıyor boğaz ve denizlerde özgürce tur atan
gırgırlar.

Japonya’da kullanılması yasak trollerin de denizlerde cirit attığı,
balık neslini tükettiği belirtiliyor. Bu iddia doğru ise çok vahim
balıkçılığın geleceği adına.  Tarım ve Orman Bakanlığı’nın iki kez
15’er gün hamsi avını yasaklaması sonuç getirse de bir süre sonra 7
santimetrenin altında hamsiler yine tezgahlarda yer aldı. Ankara’da
balıkçıda parmak kadar hamsilerin satıldığını görünce içim “cız” etti.
Hem de 40 liradan satılıyordu küçük parmak büyüklüğündeki hamsi.

Profesyonel balıkçıların bol palamut öngörüsü yine gerçekleşmedi.
Yoksulun temel ürünü olan palamutun yanı sıra hamside de beklenen
gerçekleşmedi.  Deniz suyunun sıcaklığından ötürü sofraların
vazgeçilmesi hamsi Gürcistan’a kaçtı. Sezon sonuna yaklaştığımız şu
günlerde Karadeniz’de az miktarda kendini gösterse de pahalı fiyatı
ile cep yakıyor.

Demem o ki, hamsi gibi palamut da bu sezon balıkçının ve  tüketicinin
yüzünü güldürmedi. Eylül, Ekim ve Kasım aylarında kendini gösteren
palamut, daha sonra elini ayağını çekerek kayboldu. Ara ki bulasın.
Zaten sezon başında çingene palamudunun az çıkması bunun işaretiydi.
Balıkçılar yine de umutluydu. Ama olmadı.

Çok az yakalanan çinekop, sarı kanat, lüfer ve kalkanın yanına bile
yaklaşamadı dar gelirli halk. Uzaktan izlemekle yetindi ancak. Bu
balıklar lüks restoranlara satıldı zaten

Avrupa ülkelerinde kişi başına 20 kilogram balık düşerken Türkiye’de
bu miktar 6 kilogram. Böyle sürerse gelecekte sağlık açısından son
derece önemli balığı da bulamayacak yurttaş…

Kirlilik, yasaklara ve kurallara uymamaktan ötürü üç yanı denizlerle
çevrili ülkemizde avlanan balık miktarı her sezon giderek geriliyor.
Çözüm kısa süreli yasak değil.  Salgında nasıl tam kapanma
öneriliyorsa denizlerde de tam kapanma, yani en az 1 yıl av yasağı
uygulanmalı. Deyim yerindeyse nadasa alınmalı denizler.

Deniz balığının yerini kültür balığı alıyor. Ne var ki  yerleşim
birimlerine yakın kurulan balık çiftlikleri saldığı koku ve
kirlilikten ötürü halkın tepkisini çekiyor.