“Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet, henüz millet namını almak yeteneğini kazanamamıştır.”

“Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet, henüz millet namını almak yeteneğini kazanamamıştır.”

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetin gelişiminde büyük emeği bulunan öğretmenler için söylediği çok sayıdaki övgülerden biri de budur. “Cumhuriyet sizden ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” diyen Atatürk, gelecek kuşakların öğretmenin elinde özgür birey olacağına vurgu yapmıştır.

Bu gün, zor koşullarda, kırsalda, köyde, kentlerde kısıtlı maaşla  özveriyle  çalışan 1 milyon 201 bin öğretmenin günü. Millet Mekteplerinin açılışı ve Atatürk’ün Başöğretmenliği kabulü 24 Kasım günü, 1981 yılından bu yana “Öğretmenler Günü” olarak kutlanıyor.

Yılda bir kez hatırladığımız, övgüler düzdüğümüz öğretmenlerimizin gerek çalışma gerekse ekonomik koşulları istenen düzeyde değil. 24 Kasım’larda verilen sözlerin karşılığı yerine getirilemedi. Her türlü zor koşullara karşın, eğitim emekçileri tutkuyla bağlı görevini sürdürüyor.  Ulu Önderlerinin işaret ettiği yolda öğrencilerini ülkeye yararlı birey olmaları yönünde eğitiyor. Onlar yılda bir kez değil, her gün hatırlanmayı, saygı görmeyi hak ediyor.

Türkiye’nin 1848 yılında başlayan 170 yılı aşkın öğretmen deneyimi bulunuyor. Kız ve Erkek Muallim Mektepleri, Eğitim Enstitüleri, Köy Enstitüleri, Öğretmen Okulları, Yüksek Öğretmen Okulları ve Anadolu Öğretmen Liseleri gibi eğitim kurumları kuruldu. Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in yönlendirmesiyle İsmail Hakkı Tonguç tarafından 17 Nisan 1940’da hayata geçirilen Köy Enstitüleri, Cumhuriyet tarihinin en çağdaş eğitimi ile aydınlık ve üretken öğretmen kuşağının oluşmasına katkı sağlamıştır.

Gelişmelerden rahatsız olunması üzerine eğitim alanında kırsal kesimde yaşayan halk ile kentliler arasında var olan eşitsizliği gidermek için kurulan Köy Enstitülerinin faaliyeti 1946 yılında durdurulmuş, 1956’de ise tamamen kapatılmıştır.

Oysa o Köy Enstitüleri, Türkiye’nin, Cumhuriyetin kazanımıydı. Bu kazanım “Komünizm propagandası yapılıyor “ gerekçesiyle acımasızca yok edildi. Gün geçtikçe bu okulların değeri daha iyi anlaşılıyor.

Toplumların en büyük zenginlik kaynağı insanlar ne denli iyi eğitilirse, o ülke geleceğe daha güvenle bakar. Bunu sağlayacak nitelikli eğitim kurumları ve öğretmenlerdir. Nitelikli nesillerin yetişmesine katkı sağlayacak eğitim sistemi yenilenmeli, kurumlar Cumhuriyetin ilk yıllarından esinlenerek güncellenmeli.

Eğitim emekçileri maaş yetersizliğinin giderilmesini ve eğitime hazırlık ödeneği ile ek ders ücretinin yükseltilmesini, çalışma koşullarının iyileştirilmelisini sabırsızlıkla bekliyor. Öğretmen açığının, atanamayan öğretmenlerle kapatılması bir an önce gerçekleştirilmeli.  Yüz binlerce öğretmen adayı yurdun neresinde olursa olsun heyecanla görev bekliyor. Fedakar öğretmene gereken saygıda kusur edilmemeli.