OECD Kalkınma Merkezi'nin Mart 2023'te başlatılan Sosyal Kurumlar ve Toplumsal Cinsiyet Endeksi  (SIGI SIGI 2023 Küresel Raporunun ) beşinci baskısının sonuçları  ayrımcı sosyal kurumların dünya çapında kadın ve ergenlerin cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve haklarını kısıtlamada ve iklim değişikliğinin cinsiyete dayalı boyutlarını keşfetmede oynadığı role odaklanıyor.

OECD Kalkınma Merkezi'nin Mart 2023'te başlatılan Sosyal Kurumlar ve Toplumsal Cinsiyet Endeksi  (SIGI SIGI 2023 Küresel Raporunun ) beşinci baskısının sonuçları  ayrımcı sosyal kurumların dünya çapında kadın ve ergenlerin cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve haklarını kısıtlamada ve iklim değişikliğinin cinsiyete dayalı boyutlarını keşfetmede oynadığı role odaklanıyor. SIGI, sosyal kurumlarda cinsiyete dayalı ayrımcılık düzeyini ölçen bir bileşik endeks.  Kadınlar ve erkekler arasında yaşamlarının her aşamasında hak, adalet ve güçlendirme fırsatları açısından yarattığı boşluklara bakıyor. 

Aile içi ayrımcılıktan fiziksel bütünlükleri üzerindeki kısıtlamalara, ekonomik güçlenmelerine ve kamusal ve siyasi alanlarda haklarına ve temsiliyetlerine kadar kadınları ve kız çocuklarını yaşamları boyunca etkileyen başlıca sosyo-ekonomik alanları kapsıyor.

Günümüzde politika yapıcılar, kadınların güçlenmesinin önündeki gizli ve köklü engellere giderek daha fazla dikkat ediyor. Bu konuda eşit hak ve fırsatları garanti altına almak için gerekli yasal reform ve politika çerçevesini oluşturmak en temel amaç. Hanehalkı içindeki cinsiyete dayalı geleneksel hiyerarşiler, kadınların iş ve özel yaşamdaki yetkinliklerini azaltıyor.  Soldaki grafiğe göre (Panel A) ülkeler itibarı ile SIGI oranı arttıkça cinsiyete dayalı kalkınma endeksi düşüyor. Sağdaki grafikte (Panel B)  ise SIGI oranı arttıkça cinsiyet eşitsizliği endeksi artıyor. 2023'te, sosyal kurumlarda çok düşük düzeyde ayrımcılık olan ülkelerin %45'i OECD üyesi olmayan ülkelerdir (55 ülkenin 25’i).

Rapora göre dünya çapında ayrımcılık en fazla  aile içi olarak var ve SIGI çerçevesindeki en zorlu boyut olmaya devam ediyor. Ayrımcılık düzeylerinin çok yüksek olduğu Afrika ve Asya ülkeleri olarak ortaya çıkıyor. Kadınların ve kız çocuklarının özel alanda karşılaştıkları yüksek düzeyde ayrımcılık, genellikle kamusal ve ekonomik alanlara aktif katılımlarının önündeki birincil engeli oluşturmaktadır.

Küresel düzeyde, kadınlar ücretsiz bakım ve ev işlerine erkeklerden 2,6 kat daha fazla zaman harcıyor. Ortalama olarak, kadınlar ücretsiz bakım ve ev işlerine günde 4,7 saat ayırırken, erkeklerde bu süre 1,8 saattir. Yine aynı rapora  göre kotaların olduğu ülkelerde kotaların olmadığı ülkelere göre parlamentoda kadın temsili daha fazla.  Özellikle, ulusal düzeydeki cinsiyet kotalarının, Amerika ve Asya'daki parlamentolarda kadınların temsili üzerinde olumlu ve istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olduğu ifade ediliyor.