Döviz kurları kısa ve uzun vadede çok çeşitli ekonomik, siyasi ve finansal unsurlardan etkileniyor.

Yeni ekonomi yönetimi açısından Pazartesi gününden bugüne meydana gelen hızlı artış karşısında iyi bir ekonomi yönetimi beklentisinin azalacağı beklenebilir. Bu yazının yazıldığı an itibarı ile dolar 23TL’yi geçmiş durumda. Finansal piyasaları anlamaya çalışırken bu durumun  dolarizasyonda meydana getireceği bir artış olabilir, bu ise kur korumalı mevduat (KKM) için verilen emeklerin boşa gitmesine neden olmaz diye ümit etmek ne kadar mantıklı?

2018 Ağustos’undaki kur atağı benzeri bir durum yaşıyoruz, bu durum faiz artışını kaçınılmaz kılıyor.  Kurlardaki dalgalanma faiz, enflasyon, spekülasyon, finansal istikrar gibi çok çeşitli nedenlerle dalgalanabilir. Bu durumda gözler Merkez Bankası’nın faiz politikasına çevrilecektir. Yüksek faiz oranı TL için olan talebi artıracaktır. Böylelikle daha fazla yabancı yatırımcı daha yüksek faiz oranından yatırım yapmaya çalışır. Ekonomide değişkenler arasındaki zincirleme ilişki bu değişkenlerin birbirinden etkilenmesine neden olmaktadır.

Deprem felaketinin ardından genel seçimi geride bıraktığımız bu günlerde döviz kurlarındaki dalgalanmaların meydana getirdiği döviz kuru riski ekonominin bütünü için iyi bir gelişme değildir. Kur riski azalarak kurlarda yükselişin durması, enflasyonun azalması için de bir ortam oluşturacaktır. Çünkü ülkemizde kur yükselişi nedeniyle oluşan bir enflasyon ekosistemi söz konusudur. Bu nedenle “bu enflasyon nasıl düşecek” sorusunu sormadan edemiyor insan. Aşağıdaki grafiğe bakılınca yıllar içerisinde Türkiye’de en istikrarlı bir şekilde yükselen tek değişkenin döviz kuru olduğunu görebiliriz.

Kaynak:Yıllara Göre Döviz Kuru İstatistikleri - Yıllara Göre Türkiye İstatistikleri (yillaragore.com)