Türkiye’de 100’e yakın tarikat var. Bazıları çok eski, bazıları yeni, ama neredeyse hepsi mevcut iktidarın desteği ile çok etkin.

Yapay zekanın giderek tanrılaştığı bir zamanda Türkiye’deki  bu seccade şeytanları bizim ülkemizin bu evrensel devrimde aynı aydınlanma çağını pas geçtiğimiz gibi teknolojiyi kaçırmamıza neden oluyorlar. 

Yapay zeka yatırımcısı İan Hogarth, 
yapay zekayı  “God-like AI” (“Tanrısal yapay zeka”) olarak tanımlıyor. 
Yapay zeka  teknolojisi kendi kendisini geliştirerek öngörülemeyen bir güce ulaşacak. En geç 10 yıl içinde yapay zeka  - insan çatışması başlayacak. 

Tanrısal yapay zeka, kontrolümüzün ya da anlayışımızın ötesinde bir güce dönüşebilir. İnsan ırkını demode kılabilir ya da yok olmasına yol açabilir, insan ırkının dünya ekolojik dengesi ve evrimin bir düşmanı olduğuna karar verebilir. 

Bütün dertleri okullara sirayet ederek gençliğin beynini yıkamak, daha doğrusu gençliğin beynini işlevsiz nir robot haline getirerek, 1400 yıllık düşünce tembelliğinin ordusuna katmak.

Evreni insandan korumak için insanlığın yok edilmesine bile karar verebilir. Yapay zeka kendi yaratıcı tanrısı olan insana “evet sen beni yaratan tanrımsın, sana saygı duyuyorum, ancak sen yoldan çıktın” da diyebilir. 

İan Hogarth, başından beri insanların yapay zeka programlarının oluşturulmasına önemli rol oynadığına dikkat çekerken, gelecekte bu durumun değişebileceğini iddia ederek: 
“Şimdiye kadar insanlar, yapay zekadaki ilerlemeyi oluşturan öğrenme sürecinin gerekli bir parçasıydı. Bir noktada, birileri bizi bu döngünün dışında bırakmanın yolunu bulacak ve sonsuz kendini geliştirme yeteneğine sahip tanrısal bir yapay zeka yaratacaktır. O zaman da çoktan iş işten geçmiş olacak.”

Nitekim yapay zekanın insan etkisi olmadan kendi kendini geliştireceği son versiyonu geçen hafta dünya kullanımına sunuldu. Mermi namludan çıktı artık, dönüşü olmayan bir sürece girdi insanlık. 

Dünya bu değişim içinde iken biz 100’e yakın tarikata memleketi - eğitimi teslim etmişiz. 

Dr..Ahmet Güler